
OSMANLICILIK MI,ABD UŞAKLIĞI MI?
Bugün çözüm yalanı arkasına saklanan Türkiye’yi parçalama planı yeni değil. Şadi Koçaş hatıralarında Amerika’nın 1965’de iktidara gelen Demirel’e yaptığı teklifi şöyle anlatır:”İran-Irak ve Türkiye Kürtlerini federe bir cumhuriyet haline getirerek Türkiye’ye bağlayalım.Böylece büyük toprak kazanmış olursunuz…” Türkiye’ye size toprak kazandıracağız diyerek bir parçalanma önerisi sunan ABD, aynı tarihlerde Kıbrıs Türklerine yapılan mezalime karşı Türkiye’nin müdahalesine şiddetle karşı çıkmıştır. Genelkurmayın tepkisi ile akim kalan bu ABD teklifi aradan tam 60 yıl geçtikten sonra Osmanlıcılık, İslamcılık makyajıyla yeniden vizyona sokulacaktır.
Asıl hedef, milli devlete son vermek,elde kalan bir avuç toprak parçasını da çok sahipli hale getirerek toplumu etnik temelde çatıştırmaktır.Çok sahipli hale getirilen toprakların akibeti hukukçu ağzıyla söylemek gerekirse ya ifraz yapıp bölmek yahut izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) yoluyla ortaklığı gidermektir. Milletlerin izale-i şüyu davalarının mahkemelerde değil, savaş meydanlarında çözüldüğünü herhalde hatırlatmaya gerek yok. Çok ortaklı bir toprağın ilelebet ortaklı kalmadığı tarihin şahadetiyle sabittir. Sonunda mutlaka herkes kendi payına düşeni talep etmekte, sonra da alıp başını gitmektedir. ABD’nin 60 yıl önce kabul ettiremediği, bugün çözüm yalanı ile yaptırdığı budur.
Milli devletler tekçi olduklarından asla ikiliğe müsamaha göstermezler.Eğitim,askerlik ve siyasi katılım yoluyla toplumdaki farklılıkları minimize ederek ortak değerler etrafında bir ulus imal ederler.Ulus inşasından rahatsız olan çevrelerin hedefinde bunun için hep eğitim sistemi ile askerlik müessesi vardır. Batılı bir düşünürün ifade ettiği gibi,milli devlet eğitim tekelini elinde bulundurduğu için milli devlettir. O tekeli kaybettiği an ulus olma vasfını da kaybeder. Ulus, ortak değerler etrafında kümelenmiş bir çelik çekirdek gibidir.Uluslaşmış bir toplumu etnik veya mezhep kavgalarıyla birbirine düşürmek zordur. Çünkü hepsinin üstüne oturan millet bilinci, buna mani olur. İşte ulus devletlerin hedefe alınmasının sebebi budur.
Sürecin geldiği noktaya bakıldığında, bunun bir barış veya birlik projesi olmadığı apaçık meydandadır. Bölgede PKK korumaya alınarak, onun üzerinden Kürdistan’ın Türkiye ayağı oluşturuluyor. Kobaniye müdahale edilerek Suriye ayağı garantiye alındı. Aslında Kobani’de uluslararası güçlerin yaptığını Güneydoğu’da Türkiye bizzat kendisi yapıyor. Irak ayağı zaten Körfez savaşından sonra oluşturulmuştu. Geriye bir İran kaldı.Bu üç ayak bir araya getirildikten sonra Kürtler üzerindeki hegemonyayı sürdürmek,enerji kaynaklarını daha rahat kontrol etmek,batıya bağımlılığı devam ettirmek için pekala bir Kürt-İran kavgası başlatılabilir.Bütün bunlar göstere göstere yapılıyor. Toplum cüzdanından başka bir şeyi düşünemez hale getirildiği için etrafında olup bitenleri bile göremiyor. Düşünen kaldıysa onlar da Osmanlıcılık,İslamcılık hikayeleriyle uyutuluyor. Kimse niye bu Osmanlı ve İslam hep milli devleti aşındırmak istediğiniz de aklınıza geliyor da bölücülere, isyancılara, yol kesenlere, rüşvet alanlara idam cezası verdiğinde aklınıza gelmiyor, diye sormuyor. Çünkü bize anlatılan ne Osmanlı ne de İslam. Bize anlatılan Osmanlı elbisesi giydirilmiş, ABD uşaklığı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.