
PARALEL ÖRTÜ
17 Aralık’tan beri sistemli bir şekilde uyutuluyoruz. Paralel yapı iddiaları iktidar için tam bir kurtuluş ipi oldu. Beş aydır başka bir şey görmememiz, düşünmememiz için ciddi bir kampanya yürütülüyor.
Sanıldığı gibi bu sadece rüşvet iddialarını örtme maksadına matuf değil. İktidarı yıpratma ihtimali olan politikalarının tamamı bu yolla örtülmüş oluyor.Bu sayede Türkiye’yi bölünmeye götüren açılım sürecini kimse konuşmuyor, iflas eden Suriye politikası hiç gündeme gelmiyor,cemaat bütün bunların üzerini örtmeye yarayan bir şal gibi kullanılıyor.
Diyarbakır’da çocuğu dağa çıkarılan yaslı bir anne ve baba kaç gündür,çocukları için eylem yapıyor. Diyarbakır’ın göbeğinde terör örgütüne meydan okuyor.Havuz medyasında çıt yok. Kimse bu bir barış süreci ise bu çocuklar niye dağa kaçırılıyor, bu örgüt daha hala niye militan devşiriyor diye sormuyor. Acılı anne –babanın feryatları paralel yapı gürültüleri arasında boğulup gidiyor.
Dün Hoca efendi’nin ABD’den iadesinin talep edileceği, Ankara Cumhuriyet başsavcılığının soruşturma başlattığı haberleri yayıldı.Bunun anlamı açık; Cumhurbaşkanı seçimine kadar Başbakan’ın elinde başka malzeme kalmadığı için aynı paralel yapı iddialarını konuşmaya devam edeceğiz. İktidarın bu hamle ile bir taşla bir çok kuş vurmak istediği belli, Hoca efendi iade edilirse ne ala, edilmezse kamuoyuna, “biz demedik mi, bu adam ABD’nin adamı onun için iade etmediler diye önceki iddialar pekiştirilmiş olacak. Ben iktidarın tercihinin bu ikinci şık olduğunu düşünüyorum,çünkü tutuklanarak cezaevine gönderilmiş bir Hoca efendi onların işine çok yaramaz.Propagandanın kullanımına daha uygun olan iade edilmemesi böylece her türlü iddianın muhatabı haline getirilmesidir.Çok büyük ihtimalle de öyle olacaktır. Çünkü, ülkeler arası iade prosedürünün belli şartları var. Tüm devletler bu tip iadeleri biraz ülke onuru ile irtibatlandırarak kıskanç davranıyorlar. Üstelik bir kişi hakkında kırmızı bülten çıkarılabilmesi için hakkında bir ceza davasının açılması, isnat edilen suçun şüphelinin bulunduğu ülke kanunlarına göre de suç olması,hakkında tutuklama kararının bulunması veya ifadeden imtina etmesi gerekiyor. Bir zanlı bulunduğu ülkede ben ifade vereceğim dediği takdirde iadesi çok zordur. Ancak burada bir hususun altının çizilmesi gerekiyor, Hoca efendi için uçak hızıyla hareket edenler, binlerce insanımızın katili olan tek bir PKK şefi için ciddi bir adım atmadılar. Bu işler bu kadar kolaysa, Oslo’da masanın karşı tarafında olan, Mustafa Karasu, Duran Kalkan gibi teröristler için, niçin tek bir adım atılmadı. Cem Uzan, Paris’te gününü gün ediyor, niçin ülkeye getirilerek hiç ettiği paraların hesabı sorulmadı. Turan Çömez Londra’da doktorluk yapıyor, niçin iadesi sağlanamadı? Paralel yapı ve Hoca efendi üzerinden bölünme süreci gizleniyor. Türkiye’nin pohpohlayarak sokağa döktüğü Suriye’deki Müslümanların dramı dikkatlerden kaçırılıyor.Daha hala PKK ile yürütülen görüşmelerin barış amaçlı olduğunu sananlar var. Ortada barış marış yok.Öyle olsa eskisinden daha yoğun bir militan devşirme kampanyası yapılır mıydı?. Güneydoğu’da gittikçe Türkiye’den uzaklaştırılan özerk bir bölge oluşturuluyor. Taviz vermedik iddiaları yalandır. Bugüne kadar iktidar ne dediyse tersi, PKK ne dediyse aynısı çıktı. Taviz yoksa Oslo görüşmeleri milletten niye gizleniyor? Süreç şeffaf işliyorsa, Oslo tutanaklarının da yayınlanması gerekmez mi? Başbakan paralel iddiaları ile kendi gündemini oluşturup muhalefeti de peşine takıyor. Bu gündemin peşinden giden,iktidarın emellerine hizmet eder.Biz Paralel,maralel safsatalarını değil, vatan coğrafyasından bir PKK devleti çıkarmaya çalışanları,tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatanları, İslam kisvesi altında İslam’la uyuşmayan icraatları konuşmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.