
SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR.
Açılım süreci tam bir ihanete dönüştü. PKK yol kesiyor, adam kaçırıyor,korucu öldürüyor, karakollara saldırıyor, çocukları kaçırıyor iktidarda çıt yok. Diyarbakır-Bingöl karayolu on gündür, Muş -Tatvan yolu bir haftadır kapalı olmasına rağmen kimse çıkıp bu nasıl bir barış süreci diye soramıyor.
Terörün bitmesi,şiddetin sona ermesi, barış ve huzurun hakim kılınması herkesin temennisi. Ama bunun yolu bu değil.Son bir buçuk yılda meydana gelen her gelişme iktidarı hem yalanladı hem de millete yalan söylendiğini ortaya koydu.En başta terör örgütünün silah bırakıp ülke dışına çıkacağı söylenmemiş miydi? Peki sormazlar mı,bu silahlar, bu eylemler, bu teröristler neyin nesi?
İktidar barıştan bahsettikçe, PKK verdiğiniz sözleri yerine getirin diye baskı yapıyor.Belli ki Oslo’da bol keseden sözler verilmiş, şimdi PKK bu sözlerin yerine getirilmesini istiyor.Oslo sürecinde -ülkenin satıldığına –dair iddialara iktidar sert çıkmış,tek vatan, tek milletten taviz verilmeyeceğini söylemişti. Geçen süre içerisinde bu sözlerin tamamının gerçek dışı olduğu anlaşıldı. Çünkü süreç iktidarın verdiği ve her biri ülkenin bölünmesine zemin hazırlayacak tavizler üzerinden yürüyor.Aksini iddia edenler Oslo görüşmelerinin tutanaklarını açıklayarak milli bütünlüğümüzden taviz vermediklerini ortaya koyabilirler. Taviz yoksa Oslo tutanakları niçin açıklanmıyor?
****
Dağa çıkarılan çocuklar için Başbakan HDP’ye çağrı yapıp, B ve C planlarımız var, gerekirse devreye sokarız diyince, Demirtaş, B planı Apo’ya yalvarmak, C planı Apo’ya tekrar yalvarmaktır dedi. İki tarafın konuşmalarına bakıldığında, bir tarafın rehin alınmış,mahkum edilmiş gibi hareket ettiğini görebilirsiniz. PKK/HDP tehdit ettikçe Başbakan yalvarma modunda alttan almayı tercih ediyor.Bu kadar aşağılanmayı,tezyif edilmeyi sineye çekmeyi anlamak mümkün değil.Terör bu dille geriletilemez.Bu sükut, PKK’nın efelenmelerine karşı toplumun direnme iradesini zayıflatma, gidişatı topluma kabul ettirme anlamı taşıyor. Aysel Tuğluk, “Arınç’ın kendisine Özerklik hakkınızdır” dediğini Daha önce yazmıştım. Neredeyse tüm gazeteler Tuğluk’un bu açıklamasına yer vermesine rağmen,Arınç’tan tek bir yalanlama gelmedi. Onun yerine AKP’nin meddahları, gönüllü avukatları hayır söylememiştir dediler.Bir kişi kendine isnat edilen bir sözü yalanlamıyorsa, kendini onun yerine koyup konuşanların yalanlamaları bir anlam ifade eder mi? Bu bilinçli bir sükuttur,toplum çaresizliğe ikna edilerek,terör örgütüne verilen sözlere zemin hazırlanıyor.
*****
Konuştuğum bir çok yetkili, Valiliklerden defalarca operasyon için izin istediklerini ama alamadıklarını söylüyorlar.Apo’ya teşekkür edecek kadar vatan ve iman şuurunu kaybetmiş bürokratların olduğu bir ülkede PKK’ya operasyon yapılabilir mi? Askeri, polisi Apo’ya teşekkür eden Valilerin emrine vereceksiniz, sonra da terör örgütünün barışa yanaşmasını bekleyeceksiniz. Vali’sinin örgüt liderine saygılarını ilettiği bir ülkede terörle mücadele edilemez. Terörle mücadelenin birinci şart o vali ve onu oraya getirenlerle mücadele etmektir. Türkiye tarihinde hiç görmediği, hiç tanık olmadığı olaylara sahne oluyor.Açıktır ki,bu bir bölme-parçalama operasyonudur. Ve bu operasyon barış gibi herkesin kolayca kabullenebileceği bir ambalaja sarılarak yapılıyor.Böyle barış olmaz. Son iki ay içinde, PKK’nın içindeki tüm Jandarma ve Polis muhbirlerinin deşifre edildiğine, hatta liste verildiğine dair ciddi iddialar dolaşıyor ortalıkta.Bir el, terörle mücadele edilemesin diye bütün kozlarını oynuyor.Dün Ağrı seçimini kazanan Sakık, ilk icraat olarak Kazım Karabekir’in ismini şehirden sileceğini söyledi. Toprağı vatanlaştıran bu gibi semboller,tarihi hatıralardır. Şimdi o simgeler bir, bir sökülüp yerine başka semboller yerleştiriliyor. Ülkenin bir kısmı Türk milletine yabancılaştırılırken,PKK’nın hedeflerine uygun hale getiriliyor. Ve biz bu bölünme, parçalanma sürecini anlatılmaz bir gafletle seyrediyoruz. Ne demiş şair: Sahipsiz vatanın batması haktır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.