
ŞIMARIKLIK
Kobani eylemleri nasıl bir yalanla karşı karşıya olduğumuzu gösterdi.
Güya PKK silah bırakacaktı.
Teröristler sınır dışına çıkarılarak, 30 yıllık çatışma süreci bitirilecekti.
Güya analar ağlamayacak, akan kan duracaktı.
Bunların hepsinin koca bir yalan olduğu anlaşıldı.
Silah bırakacak olanların dünkünden daha silahlı, yurt dışına çıkacak olanların daha kalabalık, barış yapacak olanların daha kan dökücü ve kıyıcı oldukları ortaya çıktı.
Yaşları 16-17 olan üç çocuk, kaçıp sığındıkları evde önce kurşuna dizildiler, sonra balkondan aşağı atıldılar, en sonra vücutları bıçak darbeleriyle dilim dilim doğranarak üzerlerinden araçlar geçirildi.
Bunları Kobani’deki IŞİD yapmadı, bunları Akdoğan’ın süreci iyi okuyor dediği Apo’nun teröristleri yaptı.
Bunları CB seçiminde yeni bir siyasetçi doğuyor diye bazı çevrelerin cilalayıp umut haline getirmeye çalıştığı Demirtaş’ın sokağa dürdüğü militanlar yaptı.
Bunları iktidarın yargının pençesinden söküp aldığı KCK yaptı.
Hayır, kimseye bühtanda bulunmuyorum. PKK’yı sokağa HDP çağırmadı mı? Demirtaş hala sokağa çıkarız diye tehditler savurmuyor mu? Bu kadar ölüden,tahribattan sonra -Altan Tan hariç- yanlış yaptık diyen tek bir HDP’li çıktı mı? Yahut cinayetleri,talanları,kundaklamaları kınayan biri? Çıkmadı. Çünkü bu ne istemedikleri, ne de öngörmedikleri bir sonuçtu. Bilerek, isteyerek ve şehvet duyarak ülkeyi ateşe verdiler.
Bunun Kobani ile de alakası yok,bu bir halk ayaklanması hazırlığıdır.
Bölgede hala devletten umudunu kesmemiş kitlelerin umutlarını yok ederek, bölge siyasetini iyice tek tipleştirmektir.
Çözüm adı altında, milletin sulh ve sükun arayışı istismar edilerek askerin polisin elinden silahı alınmış, terör örgütü semirtilmiştir. PKK’ya her türlü örgütsel faaliyeti yapma imkanı bizzat iktidar tarafından sunulmuştur. Hala da aynı hamakat devam etmektedir.
Cumhuriyet tarihinin en ciddi tehdidi, en baştaki kişi tarafından sadece şımarıklık olarak nitelendirilmiştir.
Kırk kişinin ölümüne, binlerce iş yerinin tahribine, on binlerce insanın işsiz kalmasına, milyarlarca liralık zarara sebep olan bir şımarıklık…
Bu kafayla bu problem çözülebilir mi?
Bu problemi çözmenin birinci şartı, önce bu zihniyetle mücadeledir.
PKK yakıp yıkarken daha hala Pensilvanya edebiyatı ile kişisel hesaplarını görmeye çalışanlar, bu yangını söndüremezler.
Biz o meydan nutuklarını çok dinledik.
Ne kadar esip- gürlendiyse sonunda tam tersi yapıldı.
Yalanı siyaset haline getirenlerden, hakikate hizmet beklenmez.
Kanalizasyon şebekesine dönen TV kanallarından PKK’nın aktığı bir ülkede terör bitmez.
Önce barış diyerek aldatıldık, şimdi de savaş diyerek aldatılıyoruz.
Yalancının barışı da yalandı, savaşı da yalan…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.