
TERÖR PUTUNA MAĞLUP OLMAK
Terör örgütü ile masaya oturulmasını savunanlar, olayın ciddiyetini görünce tek,tek desteklerini çekmeye başladılar. En son Zaman’dan A.Turan Alkan desteğini çektiğini, vatan toprağından sezeryanla doğum yaptırılmasına asla müsamaha göstermeyeceğini yazdı.
Gecikmişte olsa bu tip beyanların kamuoyunu uyarmada büyük etkisi var. Çünkü destek verenlerin kaygıları toplumda daha çok karşılık buluyor. Aynı tarafta olanların eleştirileri, karşı tarafta olanların eleştirilerinden her zaman daha inandırıcı ve tesirlidir. Alkan, sezeryanla doğum derken, PKK’nın süreci devlet kurmak istikametinde sürüklediğini ve gidişatın o yöne kaydığını görüyor. Aynı gerçeği aylardır biz de bölgedeki herkes de söylüyordu. Üstelik bu kaygılar iktidara da birçok kanaldan ulaştırılmıştı. Gidişatın kendisinden daha kaygı verici olan iktidarın bu şikayetler karşısında lakayt tutumudur. Olayların vahametini görememek, bu yüzden gerekli tedbirleri alamamak bir eksikliktir bu tolere edilebilir, ama sonuçları görülmesine rağmen hareketsiz kalmak bambaşka bir şeydir,asla tolere edilemez.
İktidar Kobani eylemlerine de,Cizre’ye de müdahale etmedi. Belki Kobani eylemlerinin üzerine gidilseydi Cizre olayları olmayacaktı. Bu müdahalesizliğin bölgede PKK karşıtı kitlelerde nasıl bir hayal kırıklığına neden olduğunu anlatmaya gerek var mı? Bölge insanı,demek ki PKK karşısında devlet yanımızda değil, yapa yalnızız diye düşünecektir. Yalnız olan, ya bu güce tabi olur yahut imkanları müsaitse alır pılını pırtısını başka yere göçer. Her iki kalkışmada bölge insanına adeta devlet yanınızda değil başınızın çaresine bakın mesajı verildi. Birileri sanki,KCK’nın bölgede bağımsızlığın alt yapısını oluşturmasını, tek güç olmasını, bütün farklı unsurları tasfiye etmesini bekliyor . Böyle ilerleyen bir süreçten barış değil, ayrılık, parçalanma ve daha yaygın bir terör çıkar. Çünkü hiçbir millet, barış adı altında kendinden vatan çalınmasına müsaade etmez.Manevi damarları kurutulmamış,sağlıklı bir toplumun böyle bir komploya cevabı çok sert olur. Kanı durduralım derken daha ağır bedeller ödenmek zorunda kalınır.
Bu tip süreçlerde esas olan karşı tarafın niyeti anlaşıldıktan sonra derhal gereğini yapmaktır. PKK barış istemiyor,yapılan eylemler,örgütsel faaliyetler, asker toplamalar bir barış hazırlığından çok, savaş hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor. Bu görüldükten sonra yapılması gereken, önce vatandaşa terör örgütünün gerçek yüzünü bir propaganda seferberliği ile anlatmak, sonra da teröristle anladığı dilden mücadele etmektir. İşte asıl problem de burada başlıyor. Uzun süren terör mücadelesi ülkeyi yönetenlerde bir terör kompleksine, bir terör putu yontmalarına neden olmuştur. Otuz sene uğraştık bitmedi, bitmez kompleksi barışın önündeki en büyük engeldir. PKK bu kompleksi kullanarak egemenliğe ortak olmak,kendine ayrı bir devlet inşa etmek istiyor.Siyaset kendi yonttuğu puta yenilmiş durumda.Bu put kırılmadan ne terörle mücadele edilebilir, ne de teröre milli bütünlük içinde çare bulunabilir.İktidara tavsiyem önce bu terör bitmez kompleksinden kurtulmalarıdır.Türkiye 30 yıl terörle mücadele ederken kurumlar arası bir işbirliği mevcut değildi. Bunun için dağda kazanılan mücadele nihai bir zaferle taçlandırılamadı. Bugün şartlar çok değişmiştir. Kurumlararası eşgüdüm kararlılık ve halkı kucaklayan bir siyasetle bu put paramparça edilebilir.Bütün mesele o kompleksi aşabilmekte.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.