
YENİ BAŞBAKAN ve ÇÖZÜM SÜRECİ
CB Erdoğan malumu ilan ederek Ahmet Davutoğlu’nun müstakbel Başbakan ve AKP genel başkanı olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı seçilmiş bir kişinin böyle bir yetkisi var mıdır diye sormaya gerek yok. Çünkü Erdoğan seçildiği günden beri Anayasayı çiğniyor.Çiğnedikçe de yol oldu mantığı ile yeni yasa dışılıklara başvurmaktan imtina etmiyor.
Davutoğlu önemli bir fikir adamı. Stratjik derinlik isimli kitabı alanında klasik olmuş eserlerden biri. Kitaplarında anlattıkları şeylerle yaptıkları karşılaştırıldığında tam bir hayal kırıklığı ile karşılaşırsınız. Çünkü,yazdıklarıyla yaptıkları arasında bir paralellik kurmak mümkün değil. Kitaplarında ne demişse tam tersini yapmış bir siyasetçi görürsünüz karşınızda. Bu da fikirleriyle dış politikanın gerçekleri arasında önemli bir mesafenin olduğunu gösterir.
Başarılı olur mu olamaz mı sorusu,abes bir soru. Çünkü onu seçen irade Başbakanlık yapsın diye seçmedi.Kişisel hırslarını gerçekleştirme amacına en yakın kişi olarak onu gördüğü için seçti. Başbakanlık yarışının cemaate hakaret yarışı şeklinde geçmesinin sebebi buydu.Dışişleri bakanlığında başarısız bir kompozisyon çizen Davutoğlu’nun ne yapacağı ne kadar kendisi, ne kadar başkası olacağına bağlı.AKP iktidarının bakanlar kurulunda hiç kimse tam olarak kendisi değil, yüzde şu kadar kendisi, yüzde şu kadar Erdoğan.Davutoğlu bu oranı kendi lehine yükseltebilirse en azından kendi fikirleriyle siyaset yapma imkanı bulur. Aksi takdirde iradesiz,insiyatifsiz uzaktan kumandalı bir aygıt durumuna düşer.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan adayını açıkladığı konuşmasında Davutoğlu’na iki hedef gösterdi. Bir, cemaat ile mücadele, iki çözüm ve teslimiyet sürecine devam. Toplumsal olayları kansız metotlarla çözmek her zaman en tercih edilir yoldur.Ama bunun yöntemi, bugün iktidarın uyguladığı metot değildir. Terör örgütleriyle görüşen devletlerin neredeyse tamamı -dolaylı- görüşme yapmayı tercih etmişlerdir. Çünkü dolaysız görüşme terör örgütlerini devletlerle aynı statüye çıkarma, sonunda devletin meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olmak gibi riskler taşır.
Diyelim ki görüştünüz. Bunun yolu da terörle mücadeleyi bırakmak,örgütün önünü açmak değildir.Çünkü örgütün önünü açmak onu güçlendirmeye şartların daha da ağırlaşmasına yol açar. İktidar örgütle mücadeleyi bırakarak onu daha da güçlendirmiş,çözümün şart ve maliyetini ağırlaştırmıştır.Oysa hem barış zeminin arayıp, hem de aynı anda örgütle mücadele etmek mümkündü. Üstelik onun eli kolu bağlandıkça çözüm daha kolay ve daha kabul edilebilir şartlara çekilebilirdi.PKK ile barışılacak diye yapılan ihanetleri görmezden gelmek, çözümü zorlaştırmaktan başka işe yaramaz.Kapılar sonuna kadar açılmış,örgüte her şeyi ve her talebi yapabileceği cüret ve cesareti verilmiştir. Bu noktaya getirilen bir örgüt ve hitap ettiği kitleyi tatmin etmek zordur. Yanlış başlayan süreç aynı yanlışlarla devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.