Haber Türk yazarı Kübra Par, bugün yayınlanan yazısında Sedat Peker videolarının Hükümet kanadında yarattığı etkiye dair yorumlarına yer verdi. Pekerin anlattıklarını 3 kategoriye ayıran Par'ın, illegal olayların itirafları olduğunu söylediği videolar hakkında yazdığı yazısı şöyle:

Sedat Peker video üstüne video çekerek iddialarına yeni iddialar ekledikçe ülke siyasetinde giderek tuhaflaşan bir hava oluşuyor.Meselenin önü arkası bulanık, nereye varacağı, sonuçlarının ne olacağı belirsiz.

Aslında Peker’in anlattıkları temelde 3 kategoriye ayrılıyor.

Kendisinin bizzat içinde olduğu illegal olaylara ilişkin itiraflar.

Birinci dereceden tanıdıklarının aktör olduğu olaylara ait şahitlikler.

Üçüncü şahıslarla ilgili piyasada da çokça konuşulan dedikodu-söylenti niteliğindeki anlatılar.

Yapılması gereken net. İlk iki kategoride olanlar ile ilgili hemen soruşturma başlatılmalı, soruşturmaların seyriyle ilgili kamuoyu da bilgilendirilmeli. Kulaktan dolma olaylarla ilgili anlattıklarını ise hem gazeteciler hem de savcılar araştırmalı, varsa aslı astarı ondan sonra ciddiyetle üzerine gidilmeli. Ne bir suç örgütü liderinin siyaseti ve gündemi esir almasına müsaade edilmeli ne de suç itirafları halı altına süpürülmeli.

Yani aklıselim ile sakince ele alınmalı mesele. Oysa ne iktidar ne de muhalefet bu olgun tavrı sergileyebiliyor. Muhalif kesim Peker’in ağzından çıkan her cümleyi büyük bir skandalın ifşası olarak sevinç içinde karşılarken, iktidar kanadında tuhaf bir bocalama hali var. Bu bocalamanın arkasında AK Parti içindeki iç hesaplaşmaların da etkisi olduğu şüphesiz.

Parti içindeki güç mücadelesi dışarıya karşı tek yumruk durulmasını engelliyor.

Dış güçlerin Peker’in arkasında olduğu ve 17-25 Aralık’ta olduğu gibi ülkeye karşı bir kumpas kurulduğunu söyleyerek kamuoyunu yatıştırmayı deniyorlar ama Peker’in ısrarla ajan olmadığını ifade etmesi, devlete sadakat vurgusu yapması işlerini biraz zorlaştırıyor. Kendi tabanlarına olup biteni nasıl izah edeceklerinden kuşkulular. Peker’i muhatap alıp yanıt verseler bir dert, hiçbir şey olmuyormuş gibi davransalar başka bir dert... En önemlisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan meseleyi uzaktan izlerken öne atılmak istemiyorlar.

Bu listeye “Konuşursam hedef olurum" endişesi taşıyanları da eklemek lazım...

İşte tüm bu etkenler AK Partililerin sesinin kısılmasına, tuhaf bir özgüvensizlik havası yaymalarına neden oluyor.

Sisli bir yolda sağa çekmiş araba gibiler.Bulutlar kendiliğinden dağılsın, başka bir gündem bu konunun etkisini hafifletsin diye bekliyorlar. Ama her yeni bölümde ismi geçen şahısların, olayların sayısı çoğaldıkça kafaları iyice karışıyor.

Editör: TE Bilişim