Değişen dünya şartlarında gelişmemek intihardır derler. Dünya hızla değişime doğru yol alıyor. Haritalar yeniden çiziliyor veya çizilmesi planlanıyor, ulus devlet anlayışı rafa kaldırılmak isteniyor. Emperyalist güçler dünya nimetlerinin tamamını ele geçirmek adına doyumsuzluklarını siyasetlerine yansıtıyor. Bunu gerçekleştirmek adına vekalet savaşları yaptırıyor.

Bu değişen şartlar doğal olarak bizim ülkemizi de etkiliyor. Dış dünyadan bağımsız olarak kendi şartlarıyla yaşamak neredeyse imkansız hale geldi. Ülkemizin etrafında doğup gelişen olaylar bizim de dost düşman anlayışımızda değişimlere sebep oluyor. Tabi siyaset dünyamızda da yeniden şekillenmeleri beraberinde getiriyor bu durum.

Mesela siyasi hayatımız da nadir görülen kongrede Genel Başkan değişimi CHP de gerçekleşiyor. Oy oranı olarak küçük görülen partilerin önem kazanıyor olması da göz ardı edilemeyecek bie gelişme. İttifakların dağılması ve dağılan ittifak partilerinin birbirlerine düşmesi yeni gelişmelere sebep olacak gibi duruyor.

MHP de 17 Mart kongresinde bu değişimden payını alacak gibi görülüyor.  Cumhur İttifakında gözle görülemeyen fakat varlığı güçlü bir şekilde hissedilen huzursuzluk bu değişimin habercisi olabilir. İttifakı AK Partiden daha keskin bir şekilde savunan, hatta Tayyip Erdoğanı AK Partiden daha fazla sahiplenen MHP aynı nezaketi ve samimiyeti karşısında göremiyor.

Bu çatışmanın örneklerini Devlet Bahçelinin değişen tavırlarında görmekte mümkün. Tarım Bakanını eleştirdi diye cumhur ittifakına zarar veriyor gerekçesiyle Cemal Enginyurt’u partiden ihraç eden, Kocaeli milletvekili Saffet Sancaklı’yı yerel siyaset adına söylediği sözlerden dolayı yine ittifaka zarar veriyor gerekçesiyle partiden gönderen Devlet Bahçeli nedense AK Parti adına yenir yutulur olmayan sözler söyleyen Karabük Belediye Başkanına hiç sesini çıkarmadı. Diğer bir ilçe belediye başkan adayına ses çıkarmadığı gibi.

AK parti de ortağı MHP nin hassasiyetlerine pekte dikkat etmiyor. Bir aday tanıtım toplantısın da bütün AK Partili adaylar el ele tutuşurken MHP li adayın tüm uğraşlarına rağmen diğerlerinin elini tutamaması gibi. Veya hutbede şehitlerle ilgili kısmı okumayan imama haddini bildiren Kaymakama MHP’nin sahip çıkması AK Parti tarafından göz ardı edilmedi gibi. 50+1 in değiştirelmeyeceğini söyleyen Devlet Bahçeliye rağmen değişimden sürekli söz eden Tayyip Erdoğan’ın tavrı gibi.Buna benzer yüzlerce örnek sayılabilir. Doku uyuşmazlığının her alanda yaşandığı bu ittifak da MHP kendisine kutsal kılıflar bularak varlığını devam ettiriyor.

Oysa siyaset yeniden şekilleniyor ve AK Parti bu şekillenme de pozisyon almak için her türlü yolu deniyor. Diğer ittifakın bozulmasının ardından İYİ Partinin tek başına seçimlere gireceğini açıklaması AK Partinin İYİ Partiyle yollarının kesişeceği mesajını veriyor. Yine Yeniden Refahı ittifakın dışında tutarak AK Partiye küsen oyların MHP ye değilde Yeniden Refaha gitmesi projesini devreye sokuyor. Çünkü AK Partinin büyüyen bir MHP ye değil şu an ki konumunu koruyan bir MHP ye ihtiyacı var.

MHP bu değişen şartları göz önüne alıp ona göre 17 Mart kongresinden çıkmak zorundadır. Eğer Türk siyasi hayatında etkin olarak kalmak istiyorsa ve varlığını devletin teminatı olarak görüyorsa kadrolarını da buna göre oluşturması gerekir. Metal yorgunluğu yaşayan mevcut kadro değişen şartlara uyum gösterme ihtimaline sahip değildir. Ve siyaseti meslek olarak kabul edenler memur zihniyeti ile mesai yapacakları için mevcudu korumaktan başka kaygı taşımayacaklardır. Değişimin önünde duramayacaklarını anlayana kadar da iş işten geçmiş olabilir. Devlet Bahçelinin bu değişimi doğru okuyacağı ve buna göre tercihlerde bulunacağı umudunu taşıyorum.

Artık mesele MHP içerisinde ki dengeleri aşmış ve ülkenin geleceğini şekillendirme halini almıştır. Önce ülkem diyen Devlet Bahçeli şimdi bu iddiasını hayata geçirmeli ve yeni genç donanımlı kadrolarla yeni yüzyıla damgasını vurmalıdır.

An Bu An Dem Bu Demdir...