MHP’nin belediye başkanlığı seçimlerinde %5 oy aldığı gözüktüğünden oy kaybettiği düşünülüyor. Bu düşünceden hareketle hem Ak Parti hem de MHP oy kaybettiğinden Bahçelinin cumhur ittifakından çekileceği iddia ediliyor. Bu iddiayı güçlendirmek için DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde Bahçeli’nin ülkeyi baskın erken seçime götürmesi örnek gösterilerek ‘’Sürprize hazır olun.’’ deniyor.

Bu yorumları yapanlar Bahçeli’yi hiç tanımıyorlar. Bahçeli, yerel seçimler kayıp edildiği ya da oy kaybedildiği için ittifaktan çekilecek yapıda bir lider değil. MHP’nin cumhur ittifakında olmasının gerekçeleri ortadan kalkmadan ittifak sonlanmaz. Bahçeli, koalisyon döneminde ülkeyi erken seçime götürdü çünkü DSP ikiye bölünmüştü. İsmail Cem’in liderliğinde YTP kurulmuştu. Koalisyonu, MHP’nin yerine DYP’yi alarak sürdürmek isteyen güçlü odaklar vardı. Bahçeli bu oyunu bozdu.

MHP’nin yerel seçimlerde %5 nispetinde oy aldığı tespiti de doğru değil. Zira MHP oyların %75’den fazlasının kullanıldığı çok sayıda şehirde aday göstermeyerek Ak Partiyi destekledi. Yani Ak Partinin oy oranına MHP’li oylarda dahil. MHP, il genel meclisi seçimlerinde %16,6 nispetinde oy aldı. Büyükşehirlerde il genel meclisi olmadığından bu oy oranı Türkiye ortalamasını göstermez. MHP’nin il genel meclislerinin olduğu 51 şehirdeki oy oranını gösterir. Bu oranla, aynı şehirlerde önceki genel ve yerel seçimlerdeki oranlar mukayese edildiğinde, oylarda artış olduğu gözükür. Yani MHP yerel seçimlerde oy kaybetmedi. Oyları içinde %5-6 nispetinde MHP oyu olan Ak Parti ise gözükenden daha çok oy kaybetti.

MHP önümüzdeki dönemde üç temel strateji uygulayacak. Bunlardan en önemlisi ve MHP’nin cumhur ittifakında olmasının gerekçesi olanı, milli politikaların tavizsiz sürdürülmesi. Bu baharda Irak’a yapılması planlanan sınır ötesi harekat muhakkak gerçekleştirilecek. Bu harekatı sonbaharda Suriye harekatı izleyecek. PKK, Irak’tan söküp atılacak, Irak ile Suriye arasındaki Sincar koridorunda tam denetim sağlanacak. Karabağ, Libya ve Doğu Akdeniz’deki pozisyonun korunması ve savunma sanayiindeki projelerin sürdürülmesi MHP açısından olmazsa olmaz. Türk Devletler Teşkilatının kurumsallaşma sürecinin hızlandırılması da MHP’nin gündeminin en önemli maddelerinden.

MHP, enerji konusunda dışa bağımlılığı azaltacak çalışmaların devamını, Zangezur koridorunun ve Kalkınma Yolunun tamamlanmasını önemsiyor. Şu an her iki projeye de direniş var. Türkiye’nin Türk devletlerine direk ulaşmasını istemeyen İran ve Fransa Zangezur’a, Kerkük’ün Türkiye’ye entegre olmasını istemeyen İran ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kalkınma yoluna muhalifler. Bu politikaların sürdürülmesinde Ak Partiyle frekans farkı yok. Yalnız cumhur ittifakı seçimlerde güç kaybettiğinden MHP, bu konulardaki düşüncelerini daha çok seslendirecek.

MHP’nin ikinci stratejisi, ekonomi ve sığınmacılar gibi alanlarda strateji değişikliğine gidilmesi. MHP üst yönetimi sığınmacılar konusunda adım atıldığında ekonomik sorunlarının hafifleyeceğini düşünüyor. Bu konu Türkiye’nin demografisi açısından da hayati önemde. Herhangi bir nedenle Suriye’ye seyahat eden ve sonra Türkiye’ye dönenlerin aileleriyle birlikte ülkelerine gönderilmesinin gündeme getirilmesi düşünülüyor. Hiç kimse can güvenliğinin olmadığı yere seyahat etmez.

Sığınmacılara yapılan ekonomik desteklerin kesilmesi, sınırlardaki güvenlik önlemlerinin arttırılması ve insan kaçakçılarına uygulanan cezaların müebbet hapis cezasını da içerecek şekilde ağırlaştırılması uygulanması önerilecek diğer politikalar. MHP ekonomi konusunda Şimşeğe verdiği desteği sürdürecek ve özellikle israf ve gösterişin sonlandırılmasını hedefleyecek. Parti farkı olmaksızın belediye harcamalarının özellikle BİT’ lerin daha sıkı kontrol edilmesi planlanıyor. Çok sayıda belediye iflas etmiş durumda ve borç batağında. BİT’ lerin durumu daha da berbat.

MHP, milliyetçi partilerle ilişkilerini iyileştirmek istiyor. Önce komşu olunacak sonra ortak. Milliyetçi partiler, MHP’nin birinci strateji olarak ifade ettiğimiz politikaları zaten destekliyorlar. Bu desteğin güçlenerek sürdürülmesi, bu politikalardan vazgeçilmesi için uygulanan baskıları akim kılacaktır. MHP’nin milliyetçi partilerle yakınlaşması, ikinci stratejiyi tatbik etmesini kolaylaştıracak. Zira başta sığınmacılar olmak üzere söz konusu alanlarda uygulanan politikalardan milliyetçi partilerde son derece rahatsız. MHP, İyi Partiden başlayarak milliyetçi partilerle komşu olmayı, bu komşuluk cumhur ittifakının toplumsal tabanını güçlendireceği içinde istiyor.

Bu hamle 2028 seçimlerine hazırlık olacak. Bahçelinin Meral Hanıma yaptığı çağrıyı bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Zira Koray Bey Yavaş’a, Uğur Bey İmamoğlu’na yakın. Bu adaylar kazanırsa İyi Partinin hem CHP’ye yakın olacağı düşünülüyor hem de bütünlüğünü koruyamayacağı. Oysa Meral Hanım CHP ile ipleri atmış durumda ve partiden en az kopma onun liderliğinin devam etmesi halinde olur. Kaldı ki CHP ile ortak olduğu dönemlerde de Meral Hanım milli politikalarda hükümete destek verdi. Bahçeli önümüzdeki dört yılın iyi değerlendirilmesi halinde, Türkiye’nin çok güçleneceği ve ağırlığının artacağı kanaatinde. 2028 yılında iktidar değişse bile, Türkiye MHP’nin önceliği olan konularda geri dönüşün mümkün olmadığı bir noktaya gelmiş olacak.