Ortak bir ahlaki yargının olup olmadığı veya olup olamayacağı bolca tartışılmıştır. Ünlü alman filozofu Immanuell KANT ortak ahlaki yargıların gerçekleşebileceği kanaatindedir. Ancak uzun bir zaman geçtikten sonra…

Zaman geçtikçe, toplumlar birbirlerine yaklaştıkça ortak etik değerler oluşmaya ve insanlığın ortak ahlaki yargıları belirmeye başlıyor. Birleşmiş Milletler ve Lahey Adalet Divanı’nın ilhamı Kant’a aittir. Onun yaşadığı dönemde insanlara çok uçuk gelen bu görüşler zamanla gerçekleşti.

Ancak, toplumların birikimleri içerisinde kesişim kümelerinden ortak ahlaki yargılara ulaşılabilecek olmasına rağmen her toplumun diğer toplumlarla kesişmeyen alanlarda kendi ahlaklarını yaşatacakları da bellidir.

Bu açıdan bakınca, toplumları diğer toplumlardan ayıran ve onları milletleştiren en önemli unsur ahlak olarak karşımıza çıkıyor. Zira ahlak kuralları toplumdan topluma değişir.

Türkler erkek erkeğe sarılabilirler ama öpüşmezler, Ruslar ise erkek erkeğe dudaktan öpüşür. Ruslar için bu davranış gayet normal olmasına rağmen Rus erkeklerinin yaptığı bu davranış bizim toplumumuzda ancak cinsiyet sapması olarak algılanır. Bu konu da oldukça fazla örnek var, ancak yazının ciddiyetine zeval gelmemesi açısından bu örnekle yetineceğiz.

Yeni kurulan İYİ PARTİ’nin ismi işte bu bakımdan çok önemlidir. Çünkü doğru mantıki, güzel estetik, İYİ ise ahlaki yargının değeridir.

Partinin kurucu mantığı toplumun bilinçaltına; “ben, seni sen yapan en önemli unsur olan ahlaki değerlerin savunucusu olacağım” diyor.

Önemli olan başka bir husus ise ülkemizin ve milletimizin birliğidir. Yıllardır bölücü bir terör belası ile uğraşıyoruz. Hakikaten bir beka sorunu varsa, ülkenin birliği için en sağlam ve kaliteli yapıştırıcıyı öncelikle kullanmak gerekmektedir.