Edebi-adabı unutma toplumsal yaralarımızdan oldu. Oysa Türkiye’nin felsefe yapmadan uzatılacak ellere ihtiyacı var.

Geçenlerde bir siyasal iletişimciyi (F.Acar) izledim kanalların birinde. Ve açık yüreklilikle ifade etmeliyim ki özlediğimiz dili, objektifliği, hasret kaldığımız ses tonunu hülasa muhtaciyetimiz olan resmi gördüm ve işte bu dedim.

Siyasette %50 artı 1 oyun gerekli olduğu bir arenadayız. Yüzde 0,2 oyu olan bir siyasi partinin bile önem kazandığı süreç, iyi yönetilirse iyiliği, kötü yönetilirse kötülüğü kamçılar. Çünkü siyasetin iki aracı vardır. Kutuplaştırma ya da sarıp sarmalama. Unutmayalım Türkiye dünyanın şarkındadır ve şark toplumlarında genellikle kutuplaştırma tercih edilir, zira yıkmak yapmaktan kolaydır.

Bunu örneklersek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun “Türkiye afet bölgesi, herkes hazırlıklı olsun” mesajını sadece tabi afetler için değil bir bütün olarak özümsemek zorundayız.

Önce Anlamak

Rahmetli Osman Bölükbaşı, 1965 seçimlerinde Erzurum’un Pelit Meydanında kürsüye çıkar ve nutuk atmaya başlar. Konuşmanın bir yerinde, “Sayın vatandaşlarım, şu İsmet Paşa var ya asker kaçağıdır” der.

Halk büyük coşkuyla “yuh” diye bağırır. Bölükbaşı konuşmasını tamamlamadan kürsüden iner ve yanındakilerin “ne oldu” sorusuna “…Paşa dememe rağmen’ adamın asker kaçağı olduğuna inanıp beni alkışlıyorlar…” cevabını verir ve bir ölçüde siyasete nokta koyar.

Hükümet Kadın filminde muhtar ananın kız istemeye gelen yüzbaşıya “askerliğini yaptın mı oğlum” sorusunu mu hatırladınız? İroniyle gülümseyebilirsiniz.

Had Bilmek ve Edep Ya-Hu Demek

Cehalet ayrı bir şey. Okumuşların cehaleti daha ayrı bir şey, hele bir de hadsizlik ve pohpoh varsa eyvah ki eyvah. Allah insana bir ağız, iki kulak vermiş, daha ziyade dinleyelim ve idrakimizle anlayabilelim diye.

Adam karşısındakine “can” diyor. Aldığı cevap, “sen bana kana kan” dedin olur…

Adam bataklıktan bahseder. Aldığı cevap “sen bana kurbağa dedin” olur, hani kurbağa bataklıkta yaşar ya.

Adamlar “ODTÜ Kapatılsın Üniversite Kurulsun” pankartı açarlar. Muhtemeldir ki o pankartı taşıyanlar ODTÜ için gereken puanın yarısını bile alamamıştır.

Adam karşısındakine “iyisin” der. Aldığı cevap, “sen bana deyyus” dedin olur. Adam, “sen deyyus değilsin ki sana iyisin, iyi gidiyorsun dedim” der lakin…

Hani denir ya, “sözün gücü manasında değil, ruhunda gizlidir.” Ayağında patenle menfaat gördüğü yönden yöne kayanlar ruhtan yoksun ise manayı nasıl kavrasın…

Bunun nedeni önyargıdır, olmayan güç zehirlenmesidir, şımarıklıktır, okumamaktır, düşünmemektir, hamaset yapmaktır, sadece TV ve sosyal medyadan beslenmektir, bilgiden ziyade boş sözlerin alıcısı olmaktır.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun önce ülkem diyerek sosyal afetlere pey sürmeyenlere ve sarıp sarmalamayı dert edinenlere.