İYİ Parti’nin kuruluşu, MHP yönetiminin anti demokratik yapısına bir tepki olarak Türk siyasetindeki boşluk ve ihtiyaçtan doğmuştur. İYİ Parti’deki ilk operasyon, MHP’nin delegelerine karşı Gemerek Mahkemesi’nin kararıyla başlamış, ikinci operasyonda, İYİ Parti’yi kuracak olan MHP’li delegelerin MHP’den istifaları, üçüncü operasyon ise İYİ Parti’nin, CHP’nin verdikleri milletvekilleriyle grup kurarak devlete operasyon çekmesi olmuştur. Bu operasyonla da yüklü bir miktarda seçim yardımı almıştır.

İYİ Parti’nin kuruluşu operasyonlarla başlamış, umut olmuş ama bu umut giderek azalmakta, seçmenine, üyesine, mensuplarına da hayal kırıklığı yaşatmaktadır. Bundaki en büyük pay, liderin ve liderin verdiği öngörüsüz veya kurmaylarının yanlış yönlendirmeleriyle almış olduğu yanlış kararlardır. Partilere üye olma, yönetimlerinde bulunma, yönetimlerini seçme, yönetime seçilme, seçmenlerin en demokratik hakkıdır.

Partileriyle fikir ayrılığına düşerek, arzularına gerekli cevabı alamadıklarında, beklentileri gerçekleşmediğinde, aradıklarını bulamadıklarında ve benzeri sebeplerden partilerinden istifa mekanizması devreye girer. Seçmen için seçme, seçilme, parti mensubu olma nasıl demokratik bir hak ise, istifa da bir haktır.

İstifa edenin neden istifa ettiğinin hesabını kimseye verme zorunluluğu yoktur. Bu hesap, istifa eden şahsın yeniden aday olması halinde sandıkta görülür.

Partili olmak, partiye girmek, yönetimlerde bulunmak nasıl haksa, partiden ayrılmak, istifa etmek de bir haktır. Gel gör ki son günlerde İYİ Parti Lideri Sayın Meral Akşener, İstanbul Belediye İYİ Parti Meclis üyelerinin İYİ Parti’den istifalarını operasyon olarak değerlendirmekte.

O zaman Sayın Meral Akşener’e sormazlar mı? Şimdiye kadar partideki milletvekili istifaları ve milletvekili ihraçlarına ne demeli? Belediye Meclis üyelerinin istifaları operasyon ise, milletvekillerinin ihracı ve istifaları da bir operasyon değil midir? Belediye Meclis üyelerinin istifalarını partiye, başka parti tarafından yapılan bir operasyon ise, milletvekili ihraç ve istifaları ile yapılan operasyonlar kim tarafından, kime karşı veya kimler tarafından, kimlere yapılmıştır? Ümit Özdağ’ın ihracı, mahkeme kararı ile partiye geri dönüşü ve istifasına ne demeli?

Buna da operasyon denirse, bu operasyon kim veya kimler tarafından, kime veya kimlere yapılmıştır? Sayın Meral Akşener’in milletvekillerinin istifalarına, Belediye Meclis üyelerinin istifalarına gösterdiği tepkiyi göstermemesi, meclis üyelerinin istifalarının operasyon iddiasının ciddiyet ve inandırıcılığını ortadan kaldırmaktadır.

Bu iddia bile, Genel Başkan Akşener’in kurmayları tarafından yanlış yönlendirilmesinden başka şey olmasa gerek. Genel Başkanın öngörüsüzlüğü veya kurmayları tarafından yanlış yönlendirilmesinden kastım, bu ve benzeri alınan kararlar, bu kararlara istinaden yapılan eylem ve söylemlerdir.

Ülkücü seçmen, Türk seçmeni içinde tahsil seviyesi en yüksek seçmendir. Liyakatli, sosyal, Atatürkçü, demokrat, milliyetçi bu seçmen, MHP’deki anti demokratik yapıdan memnuniyetsizliklerini bir defasında MHP’yi meclis dışı bırakarak, daha sonra ise MHP’den ayrılarak İYİ Parti’yi kurmakla ortaya koymuşlardır.

Bu özelliklere haiz kahir ekseriyetin bu seçmenlerden oluşan bir partide anti demokratik dayatmalar kabul görmez. Bu özellikteki seçmen topluluğundan oluşmuş partideki anti demokratik yapı gün geçtikçe artarak devam etmiş, yerini dayatmalara bırakmış, il ilçe teşkilatlarının görüşlerine başvurmadan, tabanın sesine kulak vermeden ön seçimsiz aday dayatmaları, 6’lı masa ile ilgili eylem ve söylemleri, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinin son haftaya bırakılmasına, 6’lı masanın halka rağmen, halka iktidarın olmasını istediği adayın dayatılmasına uygun zemin ve 2 yıllık sürede gerekli tepkiyi koymaması veya koyamaması, masadan çekilmesinin de inandırıcılığını seçmen nezdinde kaybetmiş, köprüleri yıkarak ayrılıp geri dönmesi ise ciddiye alınmayarak seçmene mesaj olarak algılanmıştır.

“Ben cumhurbaşkanı adayı olmayacağım” diyerek kendi önünü bağlamış olması, masadaki pazarlık gücünü ortadan kaldırmıştır. Bir lider önünü bağlamaz. Bu bir değil, daha önce de “Ben ya başkan olacağım ya babaanne” diyerek önünü bağlaması bir öngörüsüzlük değil midir?

Sistem partileri seçimlerde ittifak veya birlikte girmeye mecbur hale getirmiş, böyle bir sistemde, şimdi de “Seçimlere tek başına girmek benim kararımdır” demesi ise, kararı kendi verdiğini, partide parti içi demokrasinin nasıl işletildiğini, seçmen tarafından kabul görmeyen bir görüş ve söylem ortaya koymaktadır. Bu söz bile istifa eden milletvekillerini, ihraç edilen milletvekillerini, istifa eden meclis üyelerini haklı çıkarmaktadır.

Parti yönetimlerinin görüş ve düşüncelerinin dikkate alınmaması, itiraz edenlerin ihrac edilmesi veya itibarsızlaştırılması, İYİ Parti’deki huzursuzluğu gün yüzüne çıkarmış, her geçen gün parti, seçmen nezdinde itibar kaybına sebep olmuştur. İYİ Parti operasyonlarla kurulmuş ve operasyonlar devam etmektedir.

İYİ Parti operasyonlarla anılan bir parti durumuna gelmiştir. İYİ Parti’nin operasyonla anılmasının sorumlusu ise, Sayın Meral Akşener, kurmayları ve yanlış kararları, yanlış eylem ve söylemleridir.