SEÇİLECEK GENEL BAŞKANA ÖNERİLER

 

Haziran’ın 19’unda Tüzük Kurultayı var. MHP Genel Merkezi bu kurultayı tanımayacağını belirtti ve 10 Temmuz’da yapılacak Kurultayda hem tüzük değişikliği hem de Genel Başkan seçimli kurultay yapılacağını duyurdu.

 

Genel Merkezin ve diğer adayların ortak paydası olan tüzük değişikliği bu gidişatla iki kez yapılacak. Ardından seçimlere gidilecek. Ve yönetim değişikliği olacak.

İnşallah yeni mahkeme kısır döngülerine hapsolmayız.

 

İster basılı ve görsel isterse sanal medyada hep durum değerlendirmesi ve öngörüler var. Zaman yaklaştığına göre artık slogan, program ve proje üretmenin zamanıdır. Hedef gerçekten iktidar ise… Türkiye ve benzeri ülkelerde siyasi başarının anahtarı derin projelerde değil, sığ söylemlerde yatmıştır.

 

İsterseniz içeriden ve dışarıdan birkaç örnek verelim.

Türkiye 1983 Özal Orta direk

Venezuella 1998 Chavez Yoksul Programı

Brezilya 2002 Lula Piyasa Dostu, Yoksul Programı

Türkiye 2002 Erdoğan Garip guraba

Arjantin 2003 Nestos Güle Güle IMF

Uruguay 2004 Tabara Sosyal Kitle

Bolivya 2005 Morales Yerli Halk El Üstünde

Şili 2006 Bachalet Ayrıma Son

Nikaragua 2006 Ortega Her şey Yeniden

 

Görüldüğü gibi kısa ve öz. Anlaşılabilir. 1999 seçimlerinde MHP’nin “Bir Şey Değişecek Her Şey Değişecek” sloganı gibi…

Bilinmelidir ki, millet marjinali sevmiyor, kendinden olanı ve kendi gibi davrananı seviyor. Bizim milletin mayasında aristokratizme yer yoktur. Öncelikle parti lideri aristokrat olsa bile perdenin önündeki yaşamı halk gibi olmadıkça karşılık bulamaz. Perdenin arkasını ise günlük gaile peşinde olanlar zaten göremez. Sözde entelektüelleri ise satın (!) alır veya sindirirsiniz mesele biter. Elan yapıldığı üzere…

 

Sonra kadrolara bakılır.

Yeterli bilgi ve deneyime sahip kadrolarınız var mı? Yoksa da o izlenimi verebiliyor musunuz?

Milletin günlük sorunlarına ilgiyle yaklaşıp, çözüm yolu gösterilebiliyor musunuz?

Düşüncelerinizi ifade edebileceğiniz yeterli platformunuz var mı?

Bu sorulara cevabınız olumsuz ise, özellikle ve öncelikle kendi dış çekirdek tabanınıza projenizin, programınızın, planınızın ve düşüncenizin olmadığı algılatılır. Sırf bu nedenledir ki, kalıcı iktidarlar hep güçlü bir medya desteğine ya baştan sahip olmuşlardır ya da sonradan ele geçirmiş veya yanlarına çekmişlerdir. Zira platformsuzluk imkânsızı başarmakla eşdeğerdir. Yani platform yok ise kalıcılık yok demektir.

Hele bir de misyon, vizyon, kısaca ülkü ve ufuk sahibi donanımlı/birikimli kadrolarınızla değil de oportünist yedeklerle sahaya çıkarsanız hamaset bile sizi kurtaramaz.

Evet, önce şu soruyu cevaplayalım. Geçekten iktidar istiyor muyuz?

 

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun tabana tavandan bakmayanlara… [email protected]