Seçim barajının kaldırılmasını demokrasi ile ilişkilendirenler var. Temsilde adaletin sağlanması elbette demokrasinin rükünlerinden biri. Ama siyasi istikrar da o kadar önemli. İkisini dengeleyebilen bir demokrasi hem toplumun taleplerine cevap verir hem de o ülkenin uçuşa geçmesine zemin hazırlar. Siyasi istikrarın olmadığı yerde demokrasi de olmaz. Anlaşamayan, ortak buluşma noktaları çıkaramayan toplumlarda farklılıklar birer kavga aracına dönüşürler. Siyaset, enerjisini iç çelişkilerle boğuşmada tüketir. Demokrasiler barışık, çoğunluğu ortak değerlerde buluşabilen toplumlarda yaşar. Onu yok etmek için ondan yararlanmaya çalışan, demokrasiyi bizzat demokrasiyi yok etmek için kullananlarla gerçek bir demokrasi inşa edilemez.

Barajların kaldırılmasını isteyenler demokrasi deseler de asıl amaç HDP’nin önünü açmak. Bu parti de, selefi de demokrasiyi isimlerine alem yapmış partiler. Ama demokrasiden kutup yıldızı kadar uzak olduklarını söylemeye gerek yok. HDP/BDP ikilisinin birinci parti olduğu yerlerde neredeyse ikinci bir parti yok. Çünkü farklı düşünmek, farklı siyasetleri savunmak imkansız. Oluşturulan baskı ikliminde bir başka partinin kendine küçük bir hayat sahası bulabilmesi mümkün değil. Ondan sonra da demokrasi istiyoruz, seçim barajları oy hırsızlığıdır diye istediğin kadar bağır. Vatandaşa baskı yapmak, diğer partilere ait binaları kundaklamak, sözcülerine bölgede konuşmayı yasaklamak oy hırsızlığı değil mi? Demokrasiyi kendi süfli amaçlarını gerçekleştirmek için istemek demokratlık değil, demokrasi sömürüsüdür.

Baraj tartışmaları bölücü siyasete yeni mevziler kazandırmak için yapılıyor. Nitekim seçim barajı yüzde 5’lere insin şeklindeki talep bunun için. Demokrasiyse hedef,oyu yüzde 5’in altında olan partilerin de düşünülmesi gerekir. Oy hırsızlığı yüzde 10 olduğu zaman oluyor da, yüzde 5 olduğu zaman olmuyor mu? HDP’den çalınınca hırsızlık da, SP veya BBP’den alınınca fazilet mi oluyor?

Demokrasiyi mağdur edilmiş, kural dışılığın kurbanı edilmiş herkes için istemek lazımdır. Oslo görüşmelerinde PKK’ya seçim barajının indirileceği sözünün verildiği de yazıldı, çizildi. Bugüne kadar da kimse bu iddiayı yalanlamadı. O halde bu patırtının, bu abartılı gürültünün sebebi ne? Ortada fol yok yumurta yok,iktidar partisi koalisyon ortağı gibi hareket ettiği HDP’nin kollandığı iddiasıyla ortalığı birbirine katıyor. Sanki terör örgütü ile masaya oturan iktidar partisi değil de başka bir parti. HDP’den,onun büyümesinden rahatsız olan bir parti, örgüt uzantısı bir partiyi paralel bir güç odağı haline getirmez. Bölücü siyaseti büyüten iktidar partisi,şimdi BDP güçlenecek diye toplumun milli duygularını istismar ediyor. Hapishanedeki liderini nasıl rahat ettireceğini bilemeyen bir partinin şikayete hakkı var mı?

Seçim barajı kalksın diye yapılan demokrasi güzellemelerinin tamamı yalandır. Bir ülke sadece seçim barajının kalkması ile mi demokrat olur? Niçin barajın kalkmasını isteyenlerin demokrasiye uymayan iş ve eylemleri hiç sorgulanmaz. Seçim barajından önce partilerin demokratikleşmesi gerekmez mi? Belli ki,amaç, PKK ve uzantılarının önünü açmak. İktidar bu işi başkalarına yaptırarak siyasi faturasını da başkalarına ödetmek istiyor. Gerisi lafı güzaf. Baraj kalkarsa küçük partiler de meclise girer, iktidar mevzi kaybeder lafları hikayedir. Onları meclise sokmayacak bir seçim barajı yine konulur, yüzde 6-7 gibi…