Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı ve doktoru, AKP eski Milletvekili Turhan Çömez, Salı günü gerçekleştirilen grup toplantısında İYİ Parti'ye katıldı. Çömez, İYİ Parti'ye neden geçtiğini dün akşam canlı yayına katıldığı Halk TV'de anlattı.

AKP'deki devşirme geleneğinden bahsederek Mehmet Ali Çelebi'nin AKP'ye geçmesini Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş örneği üzerinden değerlendiren Çömez, "Süleyman Soylu'nun partiye devşirilmesi ne ise, Numan Kurtulmuş'un partiye devşirilmesi ne ise Çelebi'nin de partiye alınması odur. AKP artık ilkelerini terk etmiş sadece ve sadece menfaate odaklı bir güruh haline gelmiştir." dedi.

"MERAL AKŞENER ERDOĞAN'IN TAMAMEN ZIDDI"

AKP milletvekili olduğu dönemde verdiği parti içi yolsuzluk dosyaları nedeni ile Ergenekon iddianamesine sokulduğunu dile getiren Çömez, İYİ Parti'ye geçişini ise şöyle anlattı:

"AKP ile yolculuğumdan bahsettim. AKP'nin nasıl başladığını ne hale geldiğini, ülkeyi ne hale getirdiğini anlattım. AKP ile artık siyaset değil ancak mücadele edilir. Ben o noktadayım. 12 yıllık sürgün hayatı, ardından 3-4 yıllık daha iyi bir hayat, ben İngiltere'de düzen kurdum. Hastane açtım, hekimlik yapıyorum... Ama aklım burada, yüreğim burada, her şeyim burada... Aylardır, fırsat bulduğum ekranlarda Türkiye'ye bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Bir mesaj vermeye çalışıyorum. Bütün hayalim AKP gittikten sonra ülkeme dönüp hekimlik yapmak. Genç doktorlar yetiştirmek... Fakat siyasetin içinde olmanın daha çok konuşmanın insanların içinde olmanın ve AKP'nin gidişine daha fazla katkı vermenin ve Türkiye'de iyi insanların dürüst insanların. ahlaklı yurt sever insanların, Atatürk ilkelerine bağlı Türkiye'nin tamamını kucaklayan siyasetçilerin iktidara gelmesini, Türkiye'nin yükselmesi için daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğine inandım. Ve siyaset için kollarımı sıvadım.

Bütün partilerle yakın hukukum var. Sayın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile çok uzun yıllar birlikte aynı parlamentoda çalıştık. Diğer genel başkanlar ile de çok yakın hukukum var. Sayın Akşener ile 20 yıldan fazla bir tanışıklığım var. Siyaset üslubu olarak kendisini çok taktir ediyorum. Erdoğan'ın tam zıddı bir karakter. Lider karakterli ve aynı zamanda bir o kadar da mütevazı. Erdoğan'ın aksine daha açık ve demokrat.

Erdoğan eşitler arasında birincidir. "Ortak aklın temsilcisidir bizde" dedi. Ama şu an Türkiye tek adam rejiminde bir kişinin gözünün içine bakar hale geldi. Dolayısıyla partinin programı uygulamaları Türkiye'ye bakışı özellikle son dönemde artık Türkiye'nin tamamını kucaklayan aynı zamanda merkezde siyaset yapma arzusu ve kararlılığı benim ilgimi çekti ve ben bundan sonra İYİ Parti'de bu kadrolarda siyaset yapacağım.

"ÇELEBİ'NİN GÖZÜMDE BİR ANLAMI YOK"

Programda Barış Pehlivan Çömez'e, "AKP milletvekili idiniz. Ergenekon kumpasında mağdur olanlardan birisiniz. Hem İngiliz hapishanelerinde yattınız hem bu ülkeden uzak yaşadınız. Bir yandan da aynı Ergenekon kumpasının başka mağdurlarından biri olan ve hapis de yatan Mehmet Ali Çelebi tam da bu sıralar yani sizin İYİ Parti'ye geçtiğiniz sırada o AKP'ye geçti. Siz AKP'den muhalefet cephesine giderken onun muhalefetten iktidar cephesine gitmesini nasıl yorumluyorsunuz?" diye sordu. 

Çelebi'yi bir çok ilkeyi ayaklar altına almış bir siyabsetçi olarak tanımlayan Çömez, şöyle devam etti:

"Burada yorumlanması gereken Çelebi değil AKP, Çelebi benim gözümde bir anlamı olmayan siyasetçi. Birçok ilkesi ve değerini bana göre sözüm sert kaçabilir, ayaklar altına almış bir siyasetçi. Ben AKP içerisinde de aynı değerleri savundum, bugün de aynı değerleri savunuyorum, yarın da aynı değerleri savunmaya devam edeceğim. Bu değerler Türkiye değerleri... Fakat Çelebi kendisiyle çelişen söylemler ile bulunduğu kulvarı terk etti.

AKP, İYİ Parti'den bir zamanlar istifa eden bir milletvekilini de aldı. Çelebi'yi de aldı. Aslında AKP'nin ilkelerini ne kadar ayaklar altına aldığını gösteren net bir görüntü. AKP'nin bir yaklaşımını söyleyeyim size. AKP'nin iki opsiyonu vardır. Ya dostsunuzdur, ya düşmansınızdır... Ortada rasyonel bir şey yoktur. Dost iseniz karşılığını alırsanız. Aslında Feyizoğlu'nun Kıbrıs'a büyükelçi atanması ne ise Çelebi'nin de AKP'ye geçişi aynıdır.

AKP insan devşirme konusunda son derece kabiliyetlidir. Kendi ile beraber olmayan itiraz edenlere karşı son derecek her türlü zulmü yapma konusunda son derece acımasızdır.

Süleyman Soylu'nun partiye devşirilmesi ne ise, Numan Kurtulmuş'un partiye devşirilmesi ne ise Çelebi'nin de partiye alınması odur. AKP artık ilkelerini terk etmiş sadece ve sadece menfaate odaklı bir güruh haline gelmiştir.

AKP'nin genetik kodlarını iyi bilmek yazım, hafıza kodlarını iyi bilmek lazım. Saray'ın koridorlarını derin bir korku almış, paranoyaya varan bir korku. 20 yıllık iktidar o şatafat, o korkunç güç o hesap vermezlik artık ellerinin atından kayıp gidiyor. Taşıdıkları derin korku nedeni ile halka korku vermeye çalışıyorlardı. Erdoğan hep şunu söylerdi. 'Manşetlerde savaşa savaşa iktidara geldik.' Şimdi de gerçeklerle savaşa savaşa iktidardan gidiyorlar.

Mesele sansürden de ibaret değil. Çok stratejik yaptı bu süreci, çok ciddi planladı. İlk yaptığı şey havuz medyası oluşturmak. Bunu da çiftçinin kaynağından Ziraat Bankası'ndan ihalelerden yaptı topladığı paralarla kredilerle inanılmaz bir güç elde etti ve ana akım medyayı kontrol ederek kendisini havuz medyası oluşturdu.

Çok tartışmadığımız ikinci bir konu da yerel medya. Yerel medya yerel yönetimler marifeti ile kontrol altına alındı. Malum küçük reklamlarla yaşıyorlar. Şimdi sosyal medyayı kontrol altına almaya çalışıyor. Sadece bu korkutma yasası değil. Bununla beraber gazetecilerin de fonksiyonunu elinden almaya çalışıyor. Gazetecileri de susturuyor. İnsanların sosyal medya hesapları, girdiği siteler bunların algoritmaları BTK'ya verilecek. İnsanların düşüncelerini okuyacak."

Editör: Yadigar Hanım