Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen tutuklama ve adli kontrol kararlarına itirazlar, başka bir Sulh Ceza Hakimliği yerine bir üst mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemelerine yapılacak.

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilerek yasalaşan 4'üncü Yargı Paketi ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikler arasında yer alan tutuklama ve adli kontrole itirazda yeni usul, bugünden itibaren yürürlüğe girdi.

Buna göre, sulh ceza hakimliklerinin söz konusu kararlarına yapılacak itirazlar, başka sulh ceza hakimlikleri yerine bir üst mahkeme olan asliye ceza mahkemesi hakimlerince karara bağlanacak.

Asliye ceza mahkemesi hakimleri, itirazlarda kararların hukuki yerindeliğini değerlendirecek, tutuklama ve adli kontrole ilişkin itirazları kabul edecek ya da reddine hükmedecek.

Sulh ceza hakimliği işlerinin, asliye ceza hakimi tarafından görüldüğü yerlerde ise itirazı inceleme yetkisi, ağır ceza mahkemesi başkanına ait olacak.

ADLİ KONTROL SÜRESİ 2 YIL OLACAK

Adli kontrol süresi de bugünden itibaren ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 2 yıl olacak. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde adli kontrol süresi en çok 3 yıl olacak, bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilecek. Uzatma süresi toplam 3 yılı, Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap dördüncü kısım dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda ise 4 yılı geçemeyecek.

ADLİ KONTROLÜN DEVAMI 4 AYDA BİR İNCELENECEK

Soruşturma evresinde şüphelinin adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda da en geç 4 aylık aralıklarla cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından bir karar verilecek.

Kovuşturma evresinde ise mahkeme, hakkında adli kontrol kararı bulunan sanığın bu yükümlülüğünün devam edip etmeyeceğine en geç 4 aylık süre içinde resmen karar verecek.

Editör: TE Bilişim