Hatırlanacağı üzere Göreme’de Peri Bacaları’nın hemen sıfır noktasına yapılmakta olan ve üstelik Belediye’den ruhsat aldığı da anlaşılan bir inşaat önce sosyal medyada, sonra da bazı gazetelerde yayınlanıp televizyonlarda haber yapıldıktan sonra yıkılmıştı. Onunla birlikte o bölgedeki benzer durumda olan başka yapılara da neşter vurulduğu malum.

Genel olarak “Kapadokya” olarak isim yapan bölge yalnızca Göreme ile sınırlı değil. Haliyle, Türkiyemizin bu gözde turizm merkezindeki her türlü yapılaşma herkesin dikkatini çekiyor. Hele de aşağı yukarı her yanı Sit Alanı olan bölgede gizemli bir durum varsa, herhangi bir inşaatın bilgileri açık ve net olarak belli değilse yoruma açık bir durum ortaya çıkabiliyor. Böyle olunca da herkese fikir yürütüp konuşma hakkı doğuyor.

Bu manadan olmak üzere Ürgüp Mustafa Paşa Köyü girişinde sırlarla dolu bir otel inşaatı var. Gerçi inşaat devresi bitmiş ve sanırım açılışa hazırlanıyor. Çevresi geniş olmakla birlikte dışarıdan bakıldığında büyük bir yapı görünmese de arkada, kayaların içine doğru oldukça genişlediği söyleniyor. “Sırlarla dolu” diyorum, “Söyleniyor” diyorum, çünkü güvenlik çemberini aşıp girmek mümkün değil. Ayrıca köyde bu otelle ilgili pek çok söylenti var:

“- Burası sit alanı olmasına rağmen oteli yaptılar bitirdiler bile. Biz evimize çivi dahi çakamıyoruz ama onlar yapıyor işte!”

“- Haberiniz var mı? Bu oteli Recep Tayyip Erdoğan’la İlham Aliyev yaptırıyorlarmış!”

“- İlham Aliyev de kim kız?”

“- Kim olacak, Azerbaycan Cumhurbaşkanı!”

“- Yok canım, daha da neler!.. Cumhurbaşkanları otel yaptırırlar mı hiç?”

“- Yok yok; inşaatla İlham Aliyev’in yeğeni mi damadı mı ne, o ilgileniyormuş da, Tayyip Bey’in çocukları ya da damatları da ortakmış galiba, öyle diyorlar!”

“- Bilemediniz, hiçbiri değil; Azeri mafyasına aitmiş bu otel!”

“- Şu işe bakın, daha neler duyacağız!”

“- Biliyor musunuz? Daha önce Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan inceleme yapmak üzere gelmişler de jandarma onları bile içeri sokmamış!”

“- Niye ki?”

“- Niye olacak? ‘Yukarıdan telefon geldi, giremezsiniz. Siz buraya gelmediniz, biz de sizi görmedik’ denilip geri gönderilmişler!”

“- Hayret, hayret ama inşaat sahasına jandarmanın kendisi bile giremiyormuş zaten!”

“- Şu işe bak! Demek ki güvendikleri bir yer var!..”

“- Doğru ya! Öyle olmasaydı balon şirketlerini kurarlar mıydı?”

“- Balon şirketini kurmuşlar da, Kapadokya’daki balon şirketleri önceden yetki aldıkları için bunları mahkemeye mi vermişler, verecekler mi imiş bilmiyorum. Öyle diyorlar.”

“- Her şeye rağmen bu inşaatı yaptıklarına göre onlar balonlarını uçururlar, biz de derdimize yanarak uçan balonları seyrederiz!”

“- E, ne zaman açılacakmış bu otel?”

“- Kurban Bayramı’ndan sonra diyorlar. Hem de açılışa bizim Cumhurbaşkanı ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı katılıp kurdeleyi birlikte keseceklermiş!..”

“- Olur mu olur!..”

“- Yok canım, inanmıyorum!..”

İşte böyle ve daha neler neler…

Ne dersiniz aziz okuyucular? İster inanın ister inanmayın…

Elbette hakikat birdir ama görüldüğü gibi rivayet muhtelif… Oysa o bölge sit alanı ise ve inşaat sahipleri Cumhurbaşkanları yahut yakınları da olsa, para babaları da olsa oraya dokunamamaları gerekir değil mi? Bir de, madem bir inşaat yapılıyor; elalemin göreceği yerlere adası, parseli, varsa verilmiş izinleri, sahipleri, yüklenici firma isimleri gibi gerekli bilgileri yansıtan tabelalar asılsa olmaz mı?

Bu yapılmayınca millet işte böyle konuşur da konuşur ve bize de “Zenginin malı züğürde yazı yazdırır” misali… Neyse işte, karıştırdım; zenginlerin malı sizin, bizim, hepimizin çenesini yorar da yorar!