Adamın birisi kavgaya karışır, yapmayın etmeyin derken güzelce suratına tokadı yer. O esnada adamdan ah arkam diye bir ses işitilir. Oradakiler bu işe bir anlam veremezler. Birisi sorar arkadaş tokatı suratına yedin ama sen ah arkam diye çığlık atıyorsun bir anlam veremedik bu işe der. Adam bu soruyu yönelten kişiyi şöyle baştan aşağı süzdükten sonra cevap verir; Siz o tokatı benim gücüm olmadığı için attınız. Şayet ben ekonomi bakımdan güçlü olmuş olsaydım, yada bana sahip çıkan, yanımda güçlü bir şekilde beni sahiplenen ve destek olan yakınlarım dostlarım veya arkadaşlarım olsa idi siz bana o tokadı atamazdınız der. Tokadı yedikten sonra ah arkam dememin nedeni budur der. Yani güçlü değilseniz, dostlarınızda olmaz, akrabalarınızda, arkadaşlarınızda...

Değerli okuyucularım günümüz sistemin de, insan ilişkilerinde ve uluslararası arena da böyle işlemiyor mu? Gücü elinde bulunduranın borusu ötmüyor mu?

**

Her açıdan dışarıya bağımlı olan biz, dış mihrakların her dediğine eyvallah çekmiyor muyuz? Adamlar sana hakaret ediyor çıtımız çıkıyor mu?

Çıkması mümkün değil elbette. Kendi içimizde biz bize efeleniriz. Eyt meyt ama sadece biz bize...

Bizim eytlerimiz ABD ye sökmez,

Bizim eytlerimiz Rusya’ya sökmez,

Bizim eytlerimiz Almanya’ya sökmez,

Bizm eytlerimiz Çin’e sökmez.

Bizim eytlerimiz İngiltere’ye sökmez

Bizim eytlerimiz Fransa’ya sökmez

Hatta din kardeşimiz dediğimiz batının kuklası Araplara bile sökmüyor

Hatırlayın yakın zamanda Alman gazeteciyi bırakmayız dedik Merkel bırakacaksınız dediği andan itibaren paşa paşa gönderdik,

Amerikalı rahibi, sevgili reisimiz asrın liderimiz Erdoğan ben başta olduğum sürece rahibi kimse alamaz demişti, Trump derhal bırakacaksınız yoksa sizi mahvederim ekonomi bakımdan deyince paşa paşa gönderiverdik,

Rus uçağını düşürmüştük hatırlarsanız, önce şöyle bir efelenir gibi olduk, Putin devreye girince gık dedik vık dedik sonuç ne mi oldu peki olan bizim pilotlarımıza oldu. Şak diye pilotları tutuklatıp bir anda fetocu ila ediverip günah keçisini bulmuş olduk.

Şimdi ise Barış Pınarı harekatından dolayı ABD yaptırımı kaldırdı diye neredeyse bayram edeceğiz. Şahsen bunları ben normal görüyorum. Çünkü kim güçlüyse onun borusunun öttüğü bir çağda yaşıyoruz. Bu her zaman da böyle olmuştur.

**

Sen efelenirsin bindiğin makam aracı ya Almanların, ya Amerikanların, ya da Fransızlarındır,

Sen efelenirsin kullandığın cep telefonu, giydiğin gömlek, taktığın kravat hep yabancılarındır,

Sen efelenirsin S-400 Füzeleri, F-35 uçakları, Tankları ve diğer tekonolojik ürünleri; Ruslarındır, Amerikanlarındır Almanlarındır veya bir başka Avrupa veya Uzakdoğu ülkesinden alırsın.

Sen efelenirsin, buğdayı, samanı, eti, tarım ürünlerini dışarıdan alırsın.

Sen efelenirsin ekonomi de işlerinin dönmesi için kullandığın bankalar yabancılarındır.

Ve bunları yurt dışından aldığın sürece, elin gavuruna ait malları övüne övüne kullandığın sürece, eyt demenin meyt demenin bir anlamı yoktur, elin gavuru açısından da bir anlam ifade etmez. Zaten yerli ve milli üretime geçtiğin zaman da eyt demeye meyt demeye gerek yoktur.

Öyle çakma milliyetçilik yaparak cep telefonu kırıyorum şovu yapmakla olmaz bu işler, cep telefonunu kıran adam, gâvurun yaptığı mercedese, audiye, BMW ye ve diğerlerine binmez, gâvurun yaptığı buzdolabını kullanmaz, televizyonu seyretmez, gâvurun yaptığı uçakla, vapurla, trenle seyahat etmez. Yani sahte kabadayılığın, çakma milliyetçiliğin bir anlamı yoktur gavurun yapmış olduğu bütün teknolojik icatları kullandığın sürece.

Gerçek milliyetçilik kendi öz kaynaklarınla kendi patentini var etmenden geçer,

Gerçek milliyetçilik kendi öz kaynaklarınla kendi üretimini yapmandan geçer,

Gerçek milliyetçilik kendi tarımını, kendi madenlerini kendin üretmekten geçer,

Gerçek milliyetçilik topraklarında ne kadar yabancılara ait askeri hava üssü varsa kapatmaktan geçer,

Gerçek milliyetçilik ülkesi için milleti için özü sözü bir olmaktan geçer, dün ak dediğine bugün kara; dün mubah dediğine bugün günah demekle olmaz,

Gerçek milliyetçilik kendi ikbal, koltuk, makam hırsı için ülkeni uluslararası arenada iki paralık yapmakla, itibarsız kılmakla olmaz, dik duruş sergilemekle olur.

Hiç bilmiyorsanız, Mustafa Kemal’in hayatını okuyun;

O’ size; gerçek lider,

Gerçek başkomutan,

Gerçek vatansever,

Ve gerçek milliyetçi nasıl olunur öğretsin.

Kendi gariban vatandaşına eyt demekle, kendi halkına piç demekle, kendi vatandaşına bağırıp çağırmakla olmaz bu işler.

Sıkıysa paçanız yiyorsa aynı eytleri, meytleri, bağırmaları, çağırmaları,

Amerikalı Trump’a,

Rus Putin’e,

Alman Merkel’e,

Çinli Şi Cinping’e,

İngiliz Sajid Javid’e,

Fransız Macron’a yapın yüreğiniz yetiyor paçanız yiyor ve cesaretiniz varsa.

Hülasa hayatının bütün noktasında elin gâvurunun malını kullanacaksın sonra da vatandan milliyetçilikten kahramanlıktan bahsedeceksin. Yemezler, yediremezsin, yedirsen yedirsen ancak kendi çizgindeki insanlara yedirirsin bunu. Biz gerçek milliyetçiler, Atatürkçüler, yurtseverler ancak ve ancak yerli ve milli ekonomiye ve üretime geçildiği anda ikna oluruz.