Milletimiz vatanı olarak kabul ettiği Anadolu coğrafyasında 150 yıldır beka sorunu ile uğraşıyor.

Binli yılların başında da haçlı seferleriyle uğraşılmış fakat Osmanlı Devletinin Anadolu birliğini sağlaması sonucu yaklaşık 600 yıl Anadolu itibarıyla bir beka sorunumuz olmamış.

Anadolu coğrafyası, Türk milletinin sürekli hareket halinde yaşaması sonuçlarıyla ya Türk göçleri vermiş ya da Türk göçleri almıştır.

Türk milleti Avrupa ortalarına kadar ilerlerken, kompartımanında tabi ki Asya’dan gelen Türkler vardı. Onlara “Evladı Fatihan” denirdi ve onlar Anadolu’dan, Avrupa kıtasına göç eden Türklerdi.

Millet tarihinin bir cilvesi olarak, Türklerin geri çekilmeleri devam ederken, tabii olarak Anadolu’ya geri dönüş göçü yaklaşık 200 yıl sürdü.

Kuzeyden gelen Rus saldırılarının da Anadolu’ya, Kafkaslardan gelen bir Türk göçüne sebep olduğu yaşanmıştır.

Van’da “Ulupamir” diye bir Kırgız köyü var. O köydeki Kırgızlar da Kırgızistan’da yaşanan bir afet sonucu Türk devleti tarafından Van’a göç yolu ile yerleştirilen Türklerdir. Ve Ulupamir’de halen yaşamlarını şereflice sürdürmektedirler.

Anadolu coğrafyasına geri gelen Türk soydaşlarımızdan, Anadolu insanı hiç rahatsız olmamış. Yerlerinden, yurtlarından, ekmeklerinden olan soydaşlarımızla, vatan toprağında yaşayan milletimiz ekmeğini, toprağını, evini bölüşmüş, onlara sahip çıkmıştır.

Anadolu insanı, geri gelen soydaşlarına o denli sahip çıkmış o denli kendinden bilmiştir ki, bir Selanik göçmenini kendisine önder kabul etmiş, yeniden kurulan devletinin kurucu babalığını ona vermiş, onu gönüllerde ölümsüzleştirmiştir.

Anadolu coğrafyasına göç yolu ile geri gelen insanlarımız, Anadolu’da yaşayan insanlarca hiç bir zaman beka sorunu olarak görülmemiştir.

Anadolu’ya geri gelen insanlar zaten Anadolu insanının bir parçasıydı.

Anadolu’nun son 10 yılda aldığı göç bir beka sorunu olarak netleşiyor.

Çünkü Suriyeli göçü bir emperyalizm düzenlemesidir.

Emperyalist devletler, sürekli sömürü için, sürekli stratejik planlar yaparlar. (Yeşil Kuşak, Şark Planı, Büyük Ortadoğu Projesi, en yenisi de Büyük Asya Projesi)

Ve yaptıkları planları, bir zamanlama dâhilinde uygulamaya sokarlar.

2001 krizi, milli bir kişilik olan Ecevit in zehirlenme suretiyle ortadan kaldırılması, Tayyip Erdoğan’ın liderliğe hazırlanması, Ak Partinin kurulup iktidara getirilmesi, FETÖ nün hükümete ortak edilmesi, Ergenekon ve balyoz kumpas davaları. Hep zaman içinde yapılan uygulamalardı.

En enteresanı, Suriye ile var olan 950 kilometrelik sınırın mayınlardan temizleme işinin bir İsrail firmasına 49 yıllığına verilmek istenmesiydi.

Şimdi anlaşılıyor ki Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için İsrail firması, 49 yıl hepsi bir kamuflajmış.

İsrail firmasına ve 49 yıllık süreye hepimiz itiraz ettik, fakat sınırdaki mayınların neden temizlenmek istendiğini sormak kimsenin aklına gelmedi.

Yerli işbirlikçiler tüm Türkiye’yi cambaza baktırdılar.

Emperyalizm Anadolu’ya Suriyelileri göç ettirmekle, bir taşla birkaç kuş vurmaktadır.

1- Araplardan arındırdığı Kuzey Suriye’de kontrolünde bir garnizon devlet kurması kesinleşti. (ABD bu devleti kendi askerleriyle neden kurmuyor, çünkü kendi askerinin kişi başı maliyeti yaklaşık ayda 6 bin dolar. Hâlbuki PYD pavyon fedailerini ayda 300 dolara kendisine köpeklik yaptırabiliyor)

2-Türkiye’de bir Kürt varlığı kadar bir Arap etnisitesi oluşturdu. (Üstelik okumamış ve her şeyini kaybetmiş insanlardan oluşan kullanılmaya açık bir etnisite)

3- Bazı güney illerimizde Suriyeli göçmen sayısının, yerli halklardan daha kalabalıklaştığı görüldü. (Kilis’te yüzde 75, Hatay’da yüzde 60’lara geldiği. Bazı ilçelerde de bu durumun yaşandığı uzmanlar tarafından söyleniyor)

4- Türkiye’de işsizlik artacak, en az 5 milyon Türk işsiz kalacak, bu durum mutlak bir toplumsal huzursuzluğa sebep olacak.

5- Türkiye güçsüzleştirilecek, büyük İsrail’in önündeki en büyük engel dirençsiz bırakılacak.

6 - BOP’un en temel hedeflerinden biri olan Türkiye’nin bölünmesine bir adım daha atılacak.

Kesin olan bir şey var ki, sürekli TV ekranlarında gördüğümüz, Suriye göçmeni seviciler emperyalistlerin yerli işbirlikçileridir.

Tabi ki Suriyeli garibanla bir işimiz yok, olmamalıda.

Ama içinde barut olmazsa silah mermisi de sadece bir demir parçasıdır.

En tehlikeli durum, kendimizden bildiğimiz ama milletimizin düşmanlarına çalışan devlet görevindeki içinizdeki hainlerdir…