2000’ler, Afrika’nın sömürgeciliğin etkisinden kurtulmaya çalıştığı, uluslararası ekonomiye entegre olduğu, kalkındığı ve modernleştiği bir periyot oldu. 2023 yılı itibariyle Afrika’da 1,4 milyar insan yaşıyor. Afrikalıların, yarıdan fazlası 19 yaşın altında. Nüfus artış hızı ve dolayısıyla işsizlik yüksek. Genç nüfusun arzusu, batıya göç etmek. Demografi uzmanları, Afrika’nın nüfusunun 2050’de  2.2 milyar, 2100 yılında ise 4.5 milyar olacağını tahmin ediyor. Yüksek nüfus artışının yanında etnik ve dini olarak parçalı devletler, sömürgeciliğin şekil değiştirerek devam etmesi ile fakirlik, darbeler ve iç savaşlar kıtanın en büyük problemleri. Son yirmi yılda Gana, Nijerya, Etiyopya, Ruanda, Kenya, Angola ve Botsvana parlak ekonomik performans gösterdi. Afrika petrol ve doğalgaz yanında madenler konusunda da zengin. Bilinen kobalt ve platin rezervlerinin %90’ı, kromun %98’i, altının %50’ si, tantelitin %70’i, manganezin %64’ü, uranyumun %66’sı, Afrika kıtasında. Yeryüzünde bulunan kolton rezervlerinin %70’i ve elmas rezervinin %30’u Kongo da. (Kolton, cep telefonu üretimi için kritik bir madde) Gine, majör boksit ihracatçısı. Afrika’ya güçlü giriş yapan Çin, yeryüzünün majör petrol, doğalgaz ve maden ithalatçısı ve en hızlı büyüyen ülkesi. Pekin’in en büyük korkusu, hammadde tedariki konusunda darboğaz yaşamak. Çin, Afrika devletlerine talep ettikleri borçları uygun koşullarla veriyor. Borçlandırma süreci ülke borcunu ödeyemez hale gelene kadar devam ediyor. Borç ödenemeyince ülkenin madenleri, limanları, havalimanları ve barajları borç karşılığında alınıyor.

Hazırlanan projelere (baraj, otoyol, demiryolu, liman, havalimanı, maden, sanayi tesisi ve sulama kanalı gibi) Çin talip oluyor, uygun fiyat veya işletme süresi vererek ihaleleri alıyor.  İhtiyaç varsa projeyi kredilendiriyor. Bunların yanında kendisi yap-işlet-devret projeleri geliştirip ilgili ülkelere teklif ediyor. Kabul edilmesi durumunda projeyi hayata geçirip, anlaşılan süre kadar işletiyor. Çin’in, en hassas olduğu nokta, projeleri gerçekleştirirken Çinli iş gücü kullanmak. Proje tamamlandıktan sonra, Çinlilerin ezici çoğunluğu Çin’e dönmüyor, Afrika’da kalıyor. Çin bu politikayla, yeryüzünün her tarafına Çinli ihraç ediyor. Yurtdışına çalışmak amacıyla gönderilen Çinlilere askerlik eğitimi veriliyor. 2023 senesi itibariyle Afrika’da altı milyonu aşkın Çinlinin yaşadığı tahmin ediliyor. Çin’in Çinli istihdam etme stratejisi, işsizlik oranının yüksek olduğu memleketlerde Afrikalı gençlerin tepkisini çekiyor, gerginliklere neden oluyor. Çin’in, takip ettiği bir başka yolda, uzun vadeli anlaşmalar yaparak hammadde ve enerji tedarikini güvence altına almak. Örneğin, Çin, Kongo ile yaptığı yirmi yıllık anlaşmayla, 2030’a kadar, on milyon ton bakır, 620 bin ton kobalt ve dört yüz ton altını, Çin’e sevk etme hakkına sahip oldu. Çin’in proje aldığı memleketlere, Çinli iş adamları, esnaf ve tüccarlar akın ediyor. Kısa sürede uygun fiyatlar vererek piyasayı ele geçiriyorlar. Ülkenin ihtiyaçlarına göre, Çin tarafından desteklenen özel sektör yatırımları  yapıyorlar. Çin’in yaptığı projeler ve yatırımlar, güvenlik şirketi adı verilen, Çinlilerden oluşan küçük ordular tarafından korunuyor. Çin akınına kadar Afrika’da ticari hayata, Lübnan ağırlıklı Arap, Hint ve bazı ülkelerde Avrupalı girişimciler hakimdi. Ama Çin, kısa sürede, rakip girişimcileri marjinal hale getirdi. Mesela Afrika’nın ahşabının %75 kadarı Çin’e sevk ediliyor. Ahşap ucuz bir ürün, Afrika’nın Çin’e uzaklığı yaklaşık 9000 km. Afrika’nın ormanları hızla kesilerek, Çin’e gönderiliyor. Çin’in başlattığı Bir Kuşak Bir Yol projesinin güney kısmı, Afrika’yı da kapsıyor. Çin, 2008 yılında ABD ve Fransa’yı geçerek kıtanın majör ticari ortağı haline geldi. Çin’le çalışmak, Afrika devletlerinin işine geliyor. Çin’in Batılılar gibi, ‘’insan hakları, demokrasi ekonomik reform’’ talepleri yok. Dünya Bankası ve  İMF’ nin temel şartı olan, liderlerin ve yönetici kadroların ülkenin zenginliklerini çalmayı bırakmalarını  gündem yapmıyorlar. Bilakis, kendilerine kucak açan liderleri ve devletleri destekleyerek korumaya alıyorlar. Örneğin, ticari ortakları olan Sudan’ı yıllarca BM’de  korudular. Ömer El Beşir’i  Uluslararası Ceza Mahkemesinden tutuklama kararı çıkınca dahi savundular. Yani Çin’le iş yaparsanız, sizi BM’de destekleyen, veto hakkı olan bir dostunuz oluyor. 

Fransa, Afrika’da, eski sömürgesi olan 14 ülke üzerinde hala etkili. Eski sömürgelerinde, menfaatlerine zarar geldiğinde hemen müdahil oluyor. Bazı ülkelerde Fransız askeri var. Halen sömürgelerden on ikisi para birimi olarak Frank’ı kullanıyor. Bunların para politikası Paris’ten yönetiliyor. Fransa’nın Afrika’da hala etkili olduğu bir gerçek fakat her geçen gün güç kaybettiği de açık. Kıtada yapılanan Bako Haram, DEAŞ ve El-Kaide gibi radikal terör örgütlerinin ilk hedefi Avrupalılar oluyor. Bu örgütler asla Çinlilere ve Çinli şirketlerle çalışanlara doknmuyor. Son yirmi yıldır Afrika’da, Türkiye’de oldukça aktif. Kıtanın en güçlü ortaklarından biri olma yolunda, kararlı hamleler yapıyor. Fransa, hem Çin’in hem de Türkiye’nin başarısız olması için gayret gösterse de bu hedefini gerçekleştiremedi.

 2018’de, Çin, yapay zeka ve 5G bazlı dijital sisteme geçti.   Vatandaşların tamamı, kullandıkları cep telefonu, araçlarına koyulan çipler, sokak kameraları ve ev kameraları üzerinden dijital sistem  numarası verilerek otomatik takibe alındı. Bu numaraya sahip olmayan vatandaşlar uçağa binemiyor, otelde kalamıyor, işe giremiyor, iş yeri açamıyor, ev satın alamıyor ya da kiralayamıyor. Sistem, metropollerden başlayarak şehirlere ve kasabalara kadar yaygınlaştırıldı. Her geçen gün daha da yaygınlaştırılıyor. Vatandaşlar sisteme 1000 taban puanla dahil oluyor. İyi davranış gösterirse puanı artıyor, kötü davranış gösterirse puanı düşüyor. 500 puanın altına düşen vatandaş işini kaybediyor, kötü vatandaş haline geliyor. Borçları zamanında ödemek, kan vermek, akraba ziyareti, ihbarcılık, yollarda kurallara uymak ve çöpleri tanımlanan şekilde atmak gibi davranışlar puan yükseltici davranışlar. Bunları yapmamak yahut tersini yapmak, internette mahsurlu haber yaymak, puanı düşük biriyle, yüz yüze  veya internet üzerinden görüşmek gibi eylemler ise puan düşürüyor. Çin, başta Afrika ülkeleri olmak üzere farklı ülkelerde, telekomünikasyon sektöründe alt yapı projeleri alarak, ‘’akıllı şehirler’’ adı altında bu sistemi kurarak deneme uygulamaları yapıyor. Amacı ‘’Dijital İpek Yolu’’ konsepti ismiyle,  projeyi etap etap yaygınlaştırarak tüm insanları kontrol altına almak.