CHP’li Urla belediye başkanı FETÖ ile iltisaklı olmak iddiası ile görevden alınıp cezaevine kondu.

Buraya kadar hiç bir sorun yok.

Eğer kanıtlar belgeler delil karartma ve şüpheler yeterli veriyi ihtiva ediyorsa belediye başkanı görevden alınabilir.

Kaçma şüphesi varsa tutuklanabilir.

Yargılanır suçlu ise ceza alır, yok masum ise özgürlüğüne kavuşur, kendisini tutuklayanlara karşı dava açabilir.

Sorunlu alan seçilmiş belediye başkanının görevden alınmasından sonraki belediyenin kim veya kimler tarafından yönetileceğidir.

Demokrasi ve olması gereken demokratik teamüller bu durumda lazımdır.

CHP’li yetkililer Urla belediye başkanının görevden alınması akabinde belediye meclisinin kendi içinden seçilmişlerden birinin meclis üyelerince belediye başkanı seçilmesini dilekçe ile içişleri bakanlığına müracaat ettiler.

Aldıkları cevap “görevden alınan HDP’li belediye başkanlarının yerine kayyım atanması teamül oluşturmuştur, o yüzden Urla’ya da kayyım atanacaktır“ oldu ve nitekim kaymakam ilçeye belediye başkanı olarak kayyım atandı.

Yapılan işlem bir demokratik teamül değildir olmadığı gibi çifte standardı da beraberinde taşımıştır.

Ak Parti aşağı yukarı bir yıl önce, 6 belediye başkanını görevden aldı (istifa ettiler ama tüm Türkiye biliyor ki görevden alındılar hatta biri tehdit edildiğini ağlayarak tv lerde anlattı).

6 belediyede de görevlerinin son yılına girmiş belediye meclisleri kendi içlerinden belediye başkanları seçtiler ve seçilen belediye meclis üyeleri seçime kadar belediye başkanlığı yaptılar.

Demokrasi bir seçilmişlerin karar mekanizmalarına seçim yolu ile gelmesi rejimidir. Seçilmiş insanların yönetimde olması dolayısı ile halkın yönetime etkisi demek anlamına gelir.

Zaten sorunlu olan demokrasimizi daha da sorunlu hale getirmek seçilmişlerin atanmışlarla yer değiştirmesiyle oluşuyor.

Devletin vatandaşlarının bu çağda yöneticilerini seçemeyiş duygusu mutlaka millete ve devlete aidiyet duygusunun örselenmesine de sebep olacaktır.

Yoksa amaçlanan toplumun aidiyet ve mensubiyet duygusunun sarsılması mıdır?

Osmanlı Tanzimat ve ıslahat fermanlarının gecikmesi sonucunda kopmalarla karşılaşmış ve kopmaların acı sonuçlarına katlanmak zorunda kalmıştır.

Ya geçmişi bilmiyorlar ya doğru analiz yapamıyorlar ya da kötü niyetliler başka alternatif görünmüyor.

Demokrasimizi düzeltip ileriye mi gideceğiz yoksa dünyadaki en kötü örneklemelerimi uygulayacağız?

Toplumumuz kendisini 28 Şubatçı gericilerden kurtarmak isterken tek adamcı padişahçı gericilerin tuzaklarına düştü.

Kapsayıcı teşvikçi çoğulcu özgürlükçü ve antiemperyalist bir yönetim şiarını güden yönetici kadrolarını kendi içinden çıkarabilen toplumlar tüm dünyanın gözleri önünde ileri gidiyorlar çıkaramayanlarda bizim gibi geriye gidiyorlar.

Demokrasi açısından gitgide 1900 lerin gerisine düşüyoruz.