Mansur Yavaş’ın neden hedefe alındığına iyi bakmak lazım.

Çünkü yetiştiği geldiği toplumdan kopmamışlığı, güven verişi, problemli dosyalar konusundaki cesareti ve halka, hakka, haklıya, üretime dönük belediye yönetimi sergilemesi kendisini son zamanlarda öne çıkardı ve bir umut vaat etti, vaat ediyor da, vaat edecekte, öyle görünüyor.

Eski Ticaret Odası başkanı ve milletvekili Sinan Aygün ile olan münazarasında toplum önüne çıkan bilirkişi rolündeki kişiler, tabii haklı olabilirler ama çok teknik olarak açıklama yaptıklarından, olayın esasının gözden kaçtığı görülüyor.

Bu konuda en son gazeteci kardeşimiz Murat Ağırel TV’de araştırmalarını anlattı, bu yazı biraz da ona yardımcı olsun.

Ayrık olarak inşa edilen binalarda yapılacak imalat “emsal“ olarak izah edilir.

Sinan Aygün’ün söz konusu arazisi 12 bin metrekare ve emsali 1,5 olarak belirlenmiş yani araziye toplam 18 bin metrekare inşaat yapabiliyormuş.

Eski (Melih Gökçek) belediye başkanına birkaç kez müracaat ediyor, hep reddediliyor. Fakat sonunda aralarında nasıl bir anlaşma olmuş ise 1,5 olan emsal 2,10’a çıkıyor.

Bu ne anlama geliyor?

Sinan Bey 18 bin metrekare inşaat yapacağı yerde 25 bin metrekare yapma hakkı elde ediyor.

Bu vasattaki durumu da TMMOB mahkemeye taşıyor, dava açıyor ve imar artışı mahkemece iptal ediliyor.

Yani toplam inşaat alanı tekrar 18 bin metrekareye düşüyor.

Bu arada inşaat devam ediyor gayrı resmi görüşmeler de devam ederken 18 bin metrekare olması gereken inşaat 120 bin metrekareye ulaşıyor.

Anlaşılan bu gayrı resmi görüşmelerde belediyenin de yapılaşmadan haberi var, çünkü görüşmelerde kaçak yapılan 102 bin metrekare inşaat karşılığında Sinan beyden 32 derslikli bir okul yapması konusunda anlaşılıyor.

Sinan Aygün Bey inşaatı yaptığı için, 32 derslikli okul yapma işinin üstüne yatmaya çalışıyor.

Bu arada anlaşma yaptığı belediyede, Mansur Yavaş belediye başkanı seçiliyor.

Tabii Sinan Bey kendisini Ankara’nın sahiplerinden biri olarak gördüğünden, Mansur Yavaş’ın da yaptığı kaçak inşaatın yasallaşmasını sağlayacağını düşünüyor.

Nasıl olmasın her taraf bağlanmış Melih Bey tarafı, Ak Parti tarafı, kendisi eski CHP milletvekili kız kardeşi, CHP Büyükşehir Belediye meclis üyesi, daha ne olsun.

Bir Mansur Beyi hesap edememiş herhalde?

Uzun zamandır ülkemizde uygulanan belediye yönetim şekli aynen yukarıda özetlendiği gibi işlemektedir.

Bir garip vatandaş evinin balkonunu, dairesinin içine katar, iki sandalye bir sehpa koyar, sıcak bir balkonda oturmak için 3 metrekare açık alanını kapalı alana çevirir, belediye ordu gibi zabıta gönderir, vatandaşın başına tebelleş olur. Yüksek cezalar yazılır, adam derhal mahkemeye verilir, 2 ile 5 yılla yargılanır, tamamı 3 veya 5 metre yer için.

Diğer elit vatandaş yaptığı inşaata 102 bin metrekare ilave eder, yaklaşık 500 milyon TL ilave kar elde eder ve belediye ona karşı, gariptir belediyeyi mahkemeye verir “Neden benim kaçak yapımı yasallaştırmıyorsun“ diye…

Mansur Beyden birinci anlatılan garip vatandaşın yanında olmasını bekliyoruz, sanki öyle yapıyor da ikinci anlatılanların dümenlerini bozuyor da ondan hedefte gibi görünüyor.

Mansur Yavaş ülkemiz için bir şanstır.

Ayağımıza gelen şansı heba etmeyeceğiz…