“Osmanlı ülkesinde Batıdan feyz alarak kuvvet kazanmak ve ilerlemek arzuları uyanalı belli başlı üç siyasi meslek tasavvur ve takip edildi sanıyorum.

Birincisi, Osmanlı hükümetine tabi muhtelif milletleri özümleyerek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek.

İkincisi, Hilafet hakkının Osmanlı devleti hükümdarında olmasından istifade ederek bütün İslamları bu hükümet idaresinde siyaseten birleştirmek (Frenklerin Panislamizm dedikleri)

Üçüncüsü, Irk üzerine dayalı Türk siyasi milliyeti teşkil etmek.

Irk üzerine dayalı bir Türk siyasi milliyeti oluşturmak fikri pek yenidir. Gerek şimdiye kadar Osmanlı devletinde gerekse gelip geçen diğer Türk devletlerinin hiç birisinde bu fikrin mevcut olduğunu zannetmiyorum. (….)

Şu muhakkak ki son zamanlarda İstanbul’da Türk milliyeti arzu eden bir mahfil, siyasi olmaktan ziyade ilmi bir mahfil teşekkül etti .(…)

Şemsettin Sami, Necip Asım, Veled çelebi ve Hasan Tahsin bu mahfilin göze görünen üyeleri olup, İkdam bir dereceye kadar fikirlerinin destekçisidir.

En çok Türklerin bulunduğu Rusya’da Türklerin birleşmesi fikrinin pek belirsiz bir şekilde varlığına inanıyorum.

Henüz doğmuş İdil edebiyatı, Müslüman olmaktan ziyade Türk’tür. Harici baskılar olmasa bu fikrin kolayca gelişmesine Osmanlı ülkesinden fazla müsait muhit Türklerin en kalabalık bulundukları Türkistan ile Yayık ve İdil havzaları olurdu.

Ne olursa olsun Irka dayalı bir siyasi milliyet icadı fikri henüz turfandadır, pek az duyulmuştur.

Ben Osmanlı ve Müslüman bir Türk’üm.

Dolayısı ile Osmanlı devleti ve bütün Türklerin menfaatine hizmet etmek istiyorum. Lakin siyasi, dini, nesebi olan bu üç cemiyetin menfaatleri müşterek midir? Yani birisinin kuvvetlenmesi diğerinin de kuvvetlenmesine yol açar mı?

Her üç cemiyete mensup bir şahıs Osmanlı devleti menfaatine çalışmalıdır. Lakin Osmanlı Devleti’nin menfaati yani kuvvet kazanması, bahsimizin mevzuunu teşkil eden üç siyaset tarzından hangisini takiptedir ve bunlardan hangisi Osmanlı ülkesinde uygulanabilirdir?

Dolayısı ile zannımca artık Osmanlı milleti vücuda getirmeye uğraşmak boşuna bir yorgunluktur…

Yusuf Akçuraoğlu

Üç Tarz-ı siyaset 1911 İstanbul

Adam 111 sene önce okumuş, zamanın Avrupa’sını, Rusya’sını, Kafkaslarını, Mısır’ını gezmiş. Okumuş, okumuş. Düşünmüş, düşünmüş o günden ne olacağını kısa ve öz yazmış.

Tarihe not bırakmış.

Bugün hala Orta çağ karanlığına dönmek isteyenler var…