Evet, ülkemizde bu sıralar yapılan devlet uygulamalarını görünce özellikle devleti yöneten siyasetçiler geçen 20 yılda yaptıkları konuşmaları hatırlayıp bir özeleştiri yapıyor mu acaba?

Çok güzel atasözlerimiz var buraya uyan “Gülme komşuna gelir başına” deyişi olabilir her halde.

Bu gün devlet yönetiminde olan siyasetçilerimiz (bir kısmının demagoji eğitimi aldığı da iddia ediliyor) siyaseten veya devletin ekonomik yönden zora girdiğinden tabiri caizse sıkıştıkları yerde cumhuriyetin tek parti dönemini ekmek gaz karnelerini, yoksulluk günlerini camilerin ahıra çevrildiğini 1970’li yılların ortalarında yaşanan tüm yağ kuyruklarını istifçiliği ve karaborsacılığı tarif ederek toplumun o zamanlarda çok müşkül ve eziyetli yaşadığını fakat kendi devirlerinde özgürlüklerin ve zenginliğin en üst noktasının yaşandığını anlatır dururlardı.

Toplumumuzda TV’lerden (çünkü bütün tv’ler canlı yayınlıyor) bir dizi film gibi konuşmaları izliyordu.

Son zamanlarda yakın tarihimizde yaşadığımız zorluklar dillendirilmez oldu çünkü konuşmaya yüz kalmadı.

Bahsi geçen yılların ilk bölümü tüm dünyada 70 milyon insanın öldüğü dünya ekonomisinin tamamen ortadan kalktığı devletlerin yıkıldığı yenilerinin kurulduğu ikinci dünya savaşı yıllarıdır.

Hazırlık başlangıç bitiş ve etkileri itibarı ile yaklaşık 10 yıl dünya ikinci dünya savaşının felaketleri ile boğuştu.

Tabii olarak dünyadaki ekonomik daralma ülkemizi de çok etkiledi ekonomik daralmayla orantılı bizde de fakirleşme insan ihtiyaçlarının karşılanmasında sorunlar yaşandı bir zaman için yurttaşlarımızın yaşam konforu geriledi.

Savaş bitti, dünya ekonomisi düzeldi ülkemizin ekonomisi de rayına girdi.

İkinci atıf yapılan 70’li yılların tüp yağ ve çeşitli ihtiyaçların bulunmasındaki zorluklar ise 1974 Kıbrıs harekâtımızın sonunda ülkemize uygulanan ekonomik ambargoların ve emperyalizmin yerli işbirlikçisi istifçi stokçu tefeci patronların bir ekonomik kriz üretmesinden ibaretti.

Bu zaman bizim delikanlılık zamanımıza denk geldiğinden hatırlıyoruz Ecevit iktidarı bitip, Demirel iktidarı başlayınca aniden bir bolluk oldu. Bulunamayan ne varsa bulunur oldu, karaborsadaki mallar piyasaya sürüldü.

Şimdi yaşadığımız zaman da toplum olarak birlikte karşılamamız gereken bir kriz zamanıdır mutlaka devlet hizmetlerinde aksamalar tedarik sorunları olacaktır.

Bu gün veya bundan sonraki zamanlarda siyaset yapan veya yapacak olan kişiler bu gün yaşanan yok camileri kapattı, yok köyümüze gidemedik, yok tüm gıda maddeleri bir ayda yüzde 50 zamlandı, yurttaşları işsiz ve ihtiyaçlı bıraktı, bir maske bile veremedi, diye basit suçlamalar yapmasın.

Biliyorum demagoji eğitimi alan hırsları akıllarının önüne geçmiş paraya mala şatafata saraylara doymayan siyasetçi tipi olan onlara benzeyen onlar gibi sadece siyasi rantını düşünen siyasetçiler de çıkacaktır.

Yeni çıkacak siyasetçilere tavsiyem bu günküler gibi yapmasınlar toplumu bölmesinler mesnetsiz iftiralarla toplumu kandırmasınlar cephecilik yapmasınlar.

İkballeri bitince toplumun içinde gene adam gibi dolaşabilsin insanlarla selamlaşabilsinler.

Bu günkülerin ikballeri bittiğinde toplumun epeyce bir çoğunluğu bunlara sokakta selam bile vermeyecek.

Acaba kendileri utanıyor mu şimdi?