Ülkemiz bir taraftan bekası için güneydoğusunda savaşı yaşarken.

Bir taraftan da haksız mal ve servet edinme yetimin garibin hakkını gasp etme çalışmalarına da tanık oluyoruz.

İstanbul boğazına cepheli 4 ilçemiz Üsküdar , Beşiktaş , Beykoz ve Sarıyer ilçe belediyelerinin tüm imar yetkileri Cumhurbaşkanlığının uhdesinde kurulacak ve özel bütçesi olacak bir kurula devredilecek, kurul Cumhurbaşkanlığınca oluşturulacak.

İstanbul 8 bin yıllık tarihi olan bir şehir.

Dünya ticaret ve göç yollarının tam ortasında.

Napolyon “Dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu“ diye izah ediyor, İstanbul’u.

İstanbul 550 yıldır milletimizin kullanımındadır.

İyi kullandığımızı da iddia edemeyiz.

Bu kötü kullanımın çeşitli sebepleri var tabii en önemli etken olarak İstanbul’un yüzyıllardır aldığı göçler olarak kabul edilebilir. Göçlerden gelen bir göçebe kültürünün hakim olduğu şehir yerleşik toplum yapısına tam olarak geçememiş, kent kuralları manzumesinin oluşması çok kısıtlı kalmıştır.

İstanbul halen de göç almaya devam etmektedir ve nüfusu 16 milyon kişiyi aşmaktadır.

Bu haliyle İstanbul, Yunanistan’dan büyük bir devlet halini almıştır.

İstanbul belediyesini son 25 yılda Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Ak Parti ve zihniyeti yönetti.

Ak parti iktidarı için çok yolsuzluklar yazıldı çizildi fakat en yüksek montanlı para ve mal el değiştirilmesinin Büyükşehir Belediyesinden geçen imar planlarıyla elde edildiği biliniyor.

Son 25 yılda imar rantından üretilen yolsuzluğun 100 milyar dolar civarında olduğu varsayılıyor.

Çok yüksek değerlerle ifade edilen kupon arazilerin imara açılması ve rakamlandığı düşünüldüğünde rakamın gerçekçi olduğu görülüyor.

İstanbul’u bir imar rantı haline getirenler şimdide Kuzey Yarımkürenin en stratejik ve jeopolitik arazisi olan İstanbul boğazının tüm imar yetkilerini alıyorlar.

Üstelik “ İstanbul’a ihanet ettik “ diyen kişinin aynı ihaneti yapmayacağından nasıl emin olacağız.

Tabiî ki olmayacağız çünkü istenen yeni bir yağma yapma hakkıdır.

Yağma yapma hakkı isteyeceğine İstanbul ve Boğaz için bir imar kanunu yapsın, yapılaşma var olanı bozulanı tedavi etmek dışında yeni yapılara izin vermemek olmalıdır.

Peki, ne olacak?

İstanbul boğazında yeşil ve mavi birlikteliğinden, beton grisi ve mavi birlikteliğine geçiş olacak.

Uzun vadede İstanbul değersizleşecek.

İstanbul boğazının imar yetkilerini isteyenler ehil değil ve tüm imar sınavlarından sınıfta kalmış insanlardır .

Olursa yazık olacak İstanbul’a…