Geçtiğimiz on gün dünya genelinde etkisi görülen; kabul görmüş otoritelerin haber değeri olarak değerlendirdiği iki olay yaşandı.


Birincisi Çin'de yapılan köpek festivali; bu festivalin varlığı ve içeriği ile alakalı hemen hemen herkesin bilgisi var. Binlerce köpeğin katledildiği ve yendiği büyük bir eğlence(!).


İkincisi ise Amerika'da eşcinsel evliliğin hukuki olarak kabul edilmesi. Dünya'da etkisi olan kuruluşların ve büyük markaların sosyal medya hesaplarından desteklediği hayata geçmesinin büyük bir ihtiyaca çözüm olduğuna dair kamuoyu oluşturulmasının etkilerini de Türkiye'de hissettik! 


Taksim Meydan'ında yürüyüş yapmak isteyen LGBTİ'liler ve onları desteklemek isteyen insan haklarına saygılı(!) kitlelere baskı rejimlerinde olduğu gibi polis müdahalesi yapıldığı tabiri caizse tüm kitle iletişim araçlarından haykırıldı.


İlk olayımızda hayvan severlerin dik duruşu sayesinde oluşturulan kamuoyu sayesinde milyonlarca imza toplandı. Kınama mesajları yayınlandı. Olması gereken buydu ve oldu. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü seven bizler de bu olayda tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk.


İkinci olay ise tam bir hüsran..
Kadın cinayetlerini, çocuk tacizlerini,çocuk istismarlarını,tecavüzleri engelleyemeyen bir toplumun tüm örfi değerlerini bir kenara attığımız zaman bile öncelik sırasında yer bulmaması gereken bir konu gündemimizi işgal etti. 


Ya hiç yankı bulmayan olaylar? 


Ya Doğu Türkistan?


Ya oruç tuttuğu için şehid edilenler?


Ya camilere girmeleri yasaklananlar?


Hiç mi umrumuzda değil?


Hiç mi kafamızı yastığa koyduğumuzda vicdanımız sızlamaz?


Ne yaptık? 


''Ne yapabiliriz?''  diye soruyla cevap verenler  “Dua, müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.”  diyen Efendimizin (sav) ümmeti dua edecek nefesin mi tükendi?


“Sizden biri bir kötülük gördüğünde gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin, yetmezse diliyle düzeltsin, onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir.” diyen Efendimizin (sav) yoluna sözde kurban olanlar gücünüz yetmedi diliniz dönmedi bari kalbinizle buğz edin!
Ama artık ne yapabilirim demeyin! TV kanallarını radyoları haber sitelerini bu haberleri görmezden gelmeyin diye kaç kere aradınız, mail attınız?


Kaç duanızda bu mazlumlara yer verdiniz?


Hümanist kardeşim, hayvansever kardeşim, insan haklarının en büyük savunucusu değerli büyüğüm dikkatinizi çekmesi için Müslüman olduğunu unutalım, Türk olduklarını reddedelim.  İnsan oldukları da mı aklımıza gelmedi?


Siyasal İslamın takipçisi ümmetçilikten dem vuran ırkçılığa düşman kardeşim haydi kavmimizi sevmekle bizi yargıladınız diyelim hayvanlara yapılmasına razı olmadıklarımızı Müslüman Türk'e reva görecek hangi zulmün sorumlusu gördük bu kardeşlerimizi?


Lafa geldiğinde yüzde doksandokuzu müslüman bir ülkeden bahsederiz ama ne hikmetse bu yüzde doksandokuzun birini bir araya getiremeyiz. Nerede örf adetimizle çelişen vatana millete zararlı girişim varsa büyük kitleleri karşımızda görürüz. Bu mübarek ayın günün hürmetine bir olmayalı deneyelim birlikte dik durmayalı deneyelim. Doğu Türkistan'ı bu sefer yetim bırakmamak için kol kola girelim. Ne demişti adı güzel kendi güzel Hz.Muhammed Mustafa(sav) efendimiz; Birlikte RAHMET ayrılıkta azap vardır.