Anadolu’da bir deyim vardır. Nara atıyorsan dayak yemeyeceksin!

 

Esad gidecek dediniz, cani bir diktatördür haklısınız dedik.

Fakat Rusya ve İran’ın desteğini aldı ve devrilmedi. Esad gidecek derken aksi ihtimali düşünüp tedbir almak kime düşer?

Belediye yönetmiyorsunuz beyler, devlet yönetiyorsunuz.

 

2 milyondan fazla göçmene yurdumuzu açtınız. Sonuna kadar destekliyoruz, bu bizim kültür medeniyetimiz ve devlet geleneğimizin gereğidir. Peki bu göçmen geçişi sırasında istihbarat çalışmalarını kat be kat artırmak kimin göreviydi? Yanıbaşımız terör örgütlerinin meskeni olmuşken istihbarat birimlerimizin enerjisini nereye yönlendirdiniz?

Temel hedefi ülke güvenliğini sağlamak olan devlet birimleri tüm enerjilerini ne için harcıyorlar?

Belediye yönetmiyorsunuz beyler, devlet yönetiyorsunuz.

 

İmralıdaki cani ile görüştüğünüzde adeta haykırdık şehirlere bomba yığıyorlar, daha büyük savaşa hazırlanıyorlar diye. Akılsız bir barış, daha büyük savaşlara yol açar dedik. Ne cevap vermiştiniz?

Belediye yönetmiyorsunuz beyler, devlet yönetiyorsunuz.

 

Rus uçağını haklı olarak düşürdünüz. Sonuna kadar destekliyoruz. Peki Rusya’nın yapacağı misillemelere karşı önlem alıyor musunuz? Daha da önemlisi Rusya’ya karşı sürekli NATO kozunu oynuyoruz fakat kırmızı çizgimiz olan Pyd’nin Fırat’ın batısına geçmesi konusunda bu iki gücün anlaştığını görüyoruz. Önleminiz var mı?

Belediye yönetmiyorsunuz beyler, devlet yönetiyorsunuz.

 

Paralel yapıyı devletin içine doldurmayın dedik dinlemediniz.

Teröristleri muhatap almayın dedik dinlemediniz.

Dış politikada daha rasyonel olun, elbette ilkelerinizden taviz vermeyin fakat adımlarınızı atarken rasyonaliteyi elden bırakmayın dedik, anlatamadık.

Terör, kutuplaşma, göçmen meselesi, yanıbaşımızdaki savaş ortadayken ülkenin gündemini suni ve güncel siyasi olaylarla meşgul etmeyin, devletin enerjisini boşa değil, önemli ve kritik meselelere harcayın dedik. Umursamadınız.

 

Ne dediysek çıktı, sizse her seferinde kandırıldık dediniz. Bu ifadeyi kendinize en büyük siyasi kalkan yaptınız. Alıştığınız mazlum edebiyatını bu ifadeyle pekiştirdiniz.

Siz kandırıldıkça bu ülkenin gencecik fidanları toprağa düştü.

Siz kandırıldıkça, millet daha büyük felaketlere sürüklendi.

Siz kandırıldıkça biz öldük…

 

Nara atmayalım demiyoruz, nara attıktan sonra tedbirimizi alalım diyoruz.