“Hafız Esed Baas Partisi'nin askeri kanadında kilit bir görev üstlendi ve 1963'te gerçekleştirilen darbede önemli rol oynadı. 1965'te Hava Kuvvetleri komutanlığına getirildi, ardından şubat 1966'da savunma bakanı oldu. 1969-1970 yılları arasında Baas Partisi'nin sivil ve askeri kanatları arasında baş gösteren iktidar mücadelesinde etkin biçimde yer aldı. Bu çatışmayı doruğa çıkaran Ürdün'deki iç savaşa müdahalenin ardından, 13 Kasım 1970'te kansız bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi. Mart 1971'de yapılan şâibeli bir halk oylamasıyla da devlet başkanı seçildi.”

Aman Ülkücüler provokasyona gelmesin mi?

1963 ten bu yana bir ülkenin yapısını ve kaderini tayin eden baba-oğul; Esed’ler= Suriye devleti!

Yukarıda alıntıladığım bilgiyi tekrar okuyun!

51 yıllık bir iktidar! Tam bir istihbarat devleti; El Muhaberat= Suriye Devleti…

Ülke terör alanı olmuş, ama son dakika haberlerinde bile, Esed’in gitmesi gereği ile ilgili açıklamalar.

Ama onu götürmeye muktedir olamayan bir iktidar!

Her şeye muktedir! Ama Esed konusunda çaresiz.

“özgür Suriye ordusu” denilen, içinde hangi örgütlerin var olduğu belli olmayan bir orduyu destekliyoruz!

Bu destek ile yüzbinlerce kişi elini kolunu sallayarak ülkemize geliyor!

Kafalarına göre şehirlere yolculuk yapıyor!

Tam ensar olduk diye sevineceğiz!

Sevincimiz kursağımızda kalıyor! Muhacirlerin ne yaptığını, nerde olduklarını, sayılarını bilemiyoruz!

Kayıt altına almayı unutmuşuz, birçoğunu!

Garibanları dileniyor, kuytu yerlerde barınıp (parklarda ve geçitlerde) yaşam savaşı veriyor!

Çare diye, en masumunun bile artık “yılana sarılacak” hale geldiğini görmememiz için, kör ve sağır olmamız şart!

Yaklaşık bir senedir, bu guruplarla sızdırılanlardan (istihbaratçılar) bahsedip, sözü geçen muhacirlerden! Sonra, uyuşturucunun satılmadığını, dağıtıldığını ifade ettim.

Nerde? Yazarak, rica edip yazdırarak.. (http://www.takvim.com.tr/yazarlar/cetingulec/2013/11/22/bonzai-isgali ) http://www.aksam.com.tr/yazarlar/turkiyeye-sentetik-bomba/haber-239495 )

Değerli habererk okurları, yeni kehanetimi! (haşa) söylüyorum: PKK ve İŞİD yarın karar verip “kendimizi fes ettik, zinhar tövbe! artık bütün taraftarlarımız pazarlarda dometes, limon satacak” deseler; ülkemizde başlayan bu terör dalgası bitmeyecektir!

Sorun bu örgütlerin kalkışması ile açıklanamaz.

Sorun: 51 yıllık Esed = El Muhaberat = Suriye Devleti’dir.

Nokta…

Böylesine bir devlet ayakta iken, sizin mülteci politikanız; “elini kolunu sallayarak istediğin yere yerleş” olduğu için, önce toplumsal alışkanlıklarınızı değiştirirler; sonra da, sosyal dinamiklerinizi.

Yaşam hakkı zırvası ile “Türkiye’ye mazluma sahip çıkıyor” algısı ile, Esedi kötü göstereceğim diye kendi güvenliğinizi bu denli hiçe saymak! Tabi ki devlet yönetimi değildir…

Devlette sorumluluk alan kişiler inisiyatifi, kendi saflıkları ve akılları ile değil; Devlet aklı ve tarih tecrübesi ile oluşturmalıdırlar.

....

Aslında bütün illerimizde yaşanan bu temel sorun; okulların açıldığı dönemde; yani hayatı evden okula yaşayan ailelerin, huzursuz ve endişeleri ile daha belirgin hale gelecekti ve geldi.

Önce uyuşturucu, şimdi terör!

Artık suç kantonlarını Türkiye’ye taşımak o kadar zor değil.

Hiç şüpheniz olmasın, bunu yaptıran; 51 yıllık bir istihbarat ve istibdat (suriye) gerçeğidir…

Son soru: biz “provokasyona” gelmeyeceğiz kabul! Peki iki milyon olarak ifade edilen “mülteciler” de “provakasyona” gelmeyeceğini garanti edecek bir kurum ülkemizde var mı? (yukarıda ki alıntımı tekrar okuyun lütfen)

Allah milletimize acısın, mağfiret etsin, korusun.

Her zaman Allah’a emanet olun.