Darbelere Alışmak

Gariban Mısır halkı! Darbelere alıştı ve bir türlü terk edemedi darbe kültürünü.

Mursi seçimle gelmişti, Sisi darbeyle. Ne Sisi nede Mısır halkı durumdan memnun değil. Mısır’ın ekonomisi batık, kriz ciddi boyutlarda, yüksek bütçe açığı, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, aşırı cari açık, utanılacak yoksulluk, dış borca bağımlılık Mısır’ın ve Sisi’nin giderilemez kaderi gibi.

Bu durum, Sisi’ye halk desteğini sıfırlamış, Mısır halkı sokaklarda alamadığı hakkını istiyor.

İspanya’ya kaçan M. Ali isimli eski bir Sisi destekçisi, “ Mısır halkı sefalet içinde Sisi ise kendisine saraylar yaptırıyor, oğullarını ve akrabalarını üst görevlere atıyor.” Diye bir video yayımlayarak Mısır halkının sokağa dökülmesini ve Sisi’ye meydan okumasını istedi.

Çağrı tuttu ve adresini buldu. Mısır halkı sokaklarda: “Allah tekdir, Sisi Allah’ın düşmanıdır” diye bağırabiliyor ve o kerteye gelmiş vaziyette.

Sisi ne diyor, “Sarayları kendim için yaptırmadım, halkın, Mısır halkının malıdır.” Diye kendini savunuyor. Her diktatör öyle dermiş.

İyi de hangi Mısır halkı o sarayların terasında oturup bir kahve içebiliyor? Dokunamadığım, kullanamadığım sarayın ben temeline şey edeyim. Mısır halkının açlıktan karnı guruldamakta!

Mısırın kaderi; Mursi İslamcı, Sisi Sam Amcacı diktatördür.

Katil ABD’nin başkanı Trump, “Sisi benim en sevdiğim diktatörüm” dememiş miydi? Diktatör Sisi, Mısır halkının gözünü boyayarak, kendisinin 2030 yılına kadar iktidarda kalmasını sağlayacak bir Anayasa yaptırıp katılımı % 50’nin altında olan referandumla:” Tek adam Anayasa’sını” onaylatmıştı.

Sonuç:

Halk sizden memnun değilse ne yapsanız, nasıl bir hileye başvursanız da mızrak çuvala sığmaz.

Mısır yeni bir darbeye gebe gibi!..

Nedenini halkın tutumunda aramak gerek. Eğer ki bir ülkenin yurttaşları, “Benim ülkem” yerine, “Benim liderim” diyor ve bütün yetkileri bir kişiye veriyorsa, kaçınılmaz sonuç hüsrandır, demokrasinin sekteye uğramasıdır.

Bakınız katılımcı demokrasilerle yönetilen ülkelere, hiç darbe oluyor mu?

Almanya, İngiltere, İsveç, İsviçre, Fransa, Norveç v.s ülkelerde ne darbe nede karşı darbe olmuyor.

Bu ülkeler bütün yetkileri tek adam da toplamıyorlar, demokrasiyi kurum ve kurallarıyla işletiyorlar. Ve asla benim partim, benim liderim demiyorlar.

Kim hangi parti bana ve ülkeme ne kadar iyi şeyler verebiliyor hesabındalar.

Bu ülkelerde, basın, yargı, yürütme, yasama ayrı ayrı ellerde olduğundan bir darbeye gereksinim duymuyorlar, görevini iyi yapamayanın biletini sandıkta kesip, “Güle güle” deyiveriyorlar.

Mısır zor günler yaşamakta. Bir zamanlar ekmek, eşitlik, özgürlük diye bağıran zavallı Mısırlı, şimdilerde ise “Sisi istifa” diye…

Düşünülesi bir durum!..

Bütün darbeler onanacak şey değildir. Ama halk da iyiyi kötüden ayırt etmeli ve yalana, talana, lüks ve israfa izin vermemeli. “Benim liderim” yerine “Benim ülkem” diyerek ülkesine sahip çıkmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Mucize kekik nedir?

08 Ağustos 2025 Cuma 03:35

Biz neyle eller neyle uğraşıyor

05 Ağustos 2025 Salı 01:30

Zeytinliklere kıymayın

02 Ağustos 2025 Cumartesi 22:13

Terörsüz Türkiye komisyonu ve CHP

30 Temmuz 2025 Çarşamba 11:17

Komisyon neden isteniyor

28 Temmuz 2025 Pazartesi 20:41

Neden yanıyoruz

28 Temmuz 2025 Pazartesi 00:34

Orman yangınları üzerine

25 Temmuz 2025 Cuma 14:43

Ülkede Kürt değil Türk sorunu var

23 Temmuz 2025 Çarşamba 14:37

Suriye’nin şeriatçı lideri Colani

21 Temmuz 2025 Pazartesi 12:29

Eğitimde batı bizi örnek alıyormuş

19 Temmuz 2025 Cumartesi 21:06