Vedat Çakıroğlu

Vedat Çakıroğlu

Kardeşlerin Arasına Sokulan Çiyan...

Kürtler, Anadolu topraklarına 1514'te iki Türk devletinin siyasi çekişmesi sonucu Osmanlı Sultanı I. Selim tarafından getirildi ve yerleştirildi.

Anadolu toprakları, biz Türkleri kabul ettiği gibi Kürtleri de kabul edip bağrına bastı.

Hani bin yıl falan diyorlar ama yaklaşık 500 yıldır Anadolu coğrafyasında birlikte yaşıyoruz.

Anadolu coğrafyasında Türklerin yaklaşık 75 milyon, Kürtlerin ise yaklaşık 15 milyon insan olduğu tahmin ediliyor.

Türklerle Kürtler arasında 5 milyon kişinin üstünde evlilik yapıldığı tahmin ediliyor. (Çok yakınlarımızda da var.)

Kürtler, yaşam dağılımı açısından Anadolu'nun güneydoğusuna, Marmara ve Ege bölgelerine yerleşmişlerdir.

Biz Türkler, hiçbir zaman Kürtleri kendimizden ayırmadık.

Çok yüksek bütçeli ticaretler yapan, büyük müteahhitlik işleri yapan, hastaneler, oteller zincirleri, çok lüks işletmeleri olan tanıdığımız Kürtler var. Siyasette, devlet bürokrasisinde Kürtler var. Çalışmayla, emek vererek, liyakat sahibi olarak toplumun tüm katmanlarında olmalarını en tabii hakları olarak gördük, görüyoruz.

Birkaç sene önce Diyarbakır, Mardin gibi Güneydoğu kentlerimize gittim. Döndüğümde buralara neden bu kadar geç gittiğim için kendime kızdım.

Geçen sene Van’a gittim (tabii Erciş'teki Ulupamir köyüne de gittim). Van ile ilgili ilk düşüncem, "Türkler Van'dan kopsa da Vanlılar Türkiye'den kopmaz," oldu.

Dünya siyasal tarihinde emperyalizm diye bir olgu maalesef var. Emperyalizm; yutmak, sömürmek, yönetmek istediği ülkeleri önce her türlü yöntemle zayıflatıyor, bir yumuşak karın arıyor, yumuşak karın yoksa üretiyor ve o yumuşak karın üzerinden o ülkeyi harap bitap düşürüp fakirleştirip ya yutuyor ya da o ülkenin tüm varlığını sömürüyor.

Kürtler, Anadolu coğrafyasında bizim yumuşak karnımız değil tabii. Ama Kürtler üzerinden bir yumuşak karın üretmek için yüz yıldır uğraşıyorlar.

İngiltere kontrolünde çeşitli Kürt isyanları çıkartıldı. Yerli işbirlikçiler bulundu. İngiliz çıkarları bölgede korundu ama İngilizlerin buldukları Kürt işbirlikçiler hiçbir zaman Kürt halkında yüksek bir karşılık bulmadı.

ABD emperyalizminin Anadolu'da bulduğu (aslında bulamadığı, kısmen Ermenilerden devşirdiği) PKK, her türlü desteklendi. Silah verildi, Avrupa'ya giden uyuşturucunun PKK'nın elinden geçmesi sağlandı. Fransa Cumhurbaşkanı'nın eşinin Suriye'deki terörist Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmesi, Alman milletvekili heyetlerinin PKK kamplarını ziyaret etmesi sağlandı, dolayısıyla PKK'ya Avrupa'da bir statü sağlandı.

PKK, Türkiye'de milletvekili, belediye başkanları çıkardı ama Kürt halkının serbestçe bir seçim yaptığı söylenemezdi.

Bölücü PKK'nın en güçlü olduğu zamanlarda bile Kürt halkında Türkiye'den ayrılma fikri yüzde 10'lara yanaşmadı bile.

Türkiye'deki tüm siyaset takipçileri bilir ki PKK, Kürt halkı nezdinde bir temsil yetkisi alamamıştır.

Kürt halkı, kendi temsiliyetini kendisinin de içinde olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle özdeşleştirmiştir.

Türkiye'nin yaşadığı son süreçte, sürecin sahibinin ABD-İsrail olduğu ve sürecin bir BOP uygulaması olduğu açıkken BOP kadrosundan Devlet Bahçeli, bebek katili Abdullah Öcalan'ı "kurucu önder" olarak tanımlayarak TBMM'ye Türk milletine hitap etmek üzere davet etmesiyle sanki Türk devletinin, Kürtlerin temsilcisi olarak PKK'yı gördüğü statüsünü kazandırdı.

Kürtlerin PKK'ya ve Öcalan'a vermediği temsil yetkisini, sanki devlet adına karar verme yetkisine sahipmiş gibi Devlet Bahçeli, PKK'ya ve Abdullah Öcalan'a verdi.

Çünkü artık zaman doluyordu. Sağlığını kaybedebilirdi. ABD-İsrail başka bir işbirlikçi de bulabilirdi tabii ama neden riske girsinler? Kullanılmaya hazır bir işbirlikçi ellerinin altında duruyor.

Kürtler, emperyalizme köle olmayan Kürt halkı ile biz Türkler aynıyız ve biriz.

Ama Anadolu coğrafyasında yaşayanlar işbirlikçileri, Türkleri ve Kürtleri satanları iyi tanımalı. Ellerindeki temsil yetkisini milletin kendi evlatlarına vermelidir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Çakıroğlu Arşivi

BOP Komisyonu...

05 Ağustos 2025 Salı 23:46

Saflar belirginleşiyor...

01 Ağustos 2025 Cuma 01:55

Zaman zaman kurulan bir saat gibi...

25 Temmuz 2025 Cuma 05:16

Can çekişen Ülkücülük

19 Temmuz 2025 Cumartesi 22:39

Mahalle milleti miyiz?

16 Temmuz 2025 Çarşamba 02:10

Yaşasın Cumhuriyet...

07 Temmuz 2025 Pazartesi 03:58

Kemal Bey'in tehlikeli oyunu…

29 Haziran 2025 Pazar 20:36

Tehlike kapıda…

14 Haziran 2025 Cumartesi 02:37

11 Haziran Silivri...

11 Haziran 2025 Çarşamba 01:04