Samsun’un İstiklal Madalyası: 101 Yıllık Gecikmiş Bir Teslim

Samsun’un tarihi çoğu kez 19 Mayıs sabahına sıkıştırılır. Oysa bu şehrin kahramanlığı, yalnızca Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak bastığı anla sınırlı değildir.

Bu toprakların denizinden, mavnalarla Anadolu’ya taşınan cephanenin, kayıkçıların alın terinin ve fedakârlığının da ayrı bir destanı vardır.

Ne yazık ki bu destanın en somut nişanesi olan bir madalya, tam 101 yıl boyunca unutulmuş, arşivlerde tozlu raflarda kalmıştır.

Bugün artık biliyoruz: Samsun Kayıkçılar Loncası’na, 11 Şubat 1924’te TBMM kararıyla İstiklal Madalyası verilmişti.

Evet, yanlış duymadınız!

Samsun’un, İnebolu’nun ve Trabzon’un kayıkçı loncaları aynı gün, aynı kararla onurlandırılmıştı.

TBMM Zabıt Ceridesi’nin 5. cildinde, sayfa 755’ten 773’e kadar uzanan kayıtlar bu gerçeği apaçık yazar. Ardından 14 Nisan 1924’te, madalya beratlarının sahiplerine ulaştırılması için Başbakanlıktan Milli Savunma Bakanlığı’na gönderildiği belgelenmiştir.

İnebolu madalyasına sahip çıktı, belediyesinde muhafaza etti, her yıl törenler düzenledi.

Peki ya Samsun?

Samsun’un madalyası nir şekilde unutuldu, verilmedi.

Lonca dağıldı, kayıtlar unutuldu, miras sahipsiz kaldı.

Yalnızca Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nde, CA 30.10.0.0 / 194.328.6 numaralı dosyalarda yaşayan bir hatıraya dönüştü.

Bu unutuluş, yalnızca bir madalyanın değil, Samsun’un Kurtuluş Savaşı’ndaki deniz cephesinin de tarihten silinmesine yol açtı. Çünkü herkes Atatürk’ün Kurtuluş ateşini yaktığı ve Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı konuştu fakat Samsun kayıkçılarının mavnalarla taşıdığı mühimmat, gecenin karanlığında yapılan seferler, Karadeniz’in hırçın dalgalarına meydan okuyan o cesur adamlar hep gölgede kaldı.

Geçtiğimiz yıl Samsun Valiliği, 101 yıllık bu ihmalin peşine düştü.

Arşiv belgeleri çıkarıldı, resmi yazışmalar yapıldı. Ve artık TBMM’de yapılacak bir törenle bu madalya, şehrine sembolik olarak teslim edilecek. Yani Samsun, gecikmiş de olsa hakkını alıyor.

Bu mesele sadece bir madalya meselesi değildir.

Bu, tarihe olan borcun ödenmesidir. Çünkü Samsun’un kayıkçıları, Anadolu’ya yalnızca cephane taşımadılar; umudu taşıdılar.

Ve bu umut, 1924’te TBMM tarafından onaylanmış, fakat şehir tarafından sahiplenilememişti.

Şimdi önümüzde bir fırsat var:

TBMM, 11 Şubat 1924 tarihli kararın kamuoyuna açık bir beyanla teyidini yapılacak.

Kültür Bakanlığı, Samsun’un bu madalyasını ulusal hafıza projesi kapsamına almalı.

Samsun Belediyesi, İnebolu’nun yaptığı gibi her yıl bu madalyayı törenlerle anmalı.

Samsun’daki tüm müzelerde, madalyanın arşivdeki beratı sergilenmeli, şehrin çocukları bu kahramanlığı öğrenmeli.

Çünkü bu madalya yalnızca bir metal parçası değil; Samsun’un Kurtuluş Savaşı’ndaki deniz direnişinin, kayıkçıların gece karanlığında taşıdığı cesaretin ve bu şehrin gerçek hikâyesinin sembolüdür.

Bir asırlık gecikme…

Ama geç de olsa adalet yerini buluyor. Samsun’un kayıp İstiklal madalyası artık geri dönüyor.

Ve belki de bu dönüş, sadece bir madalyanın değil, bu şehrin kendi hafızasına kavuşmasının başlangıcı olacak.

Yeni nesiller artık bilecek ki;

Samsun, İstiklal Madalyalı bir şehir olduğu gibi aynı zamanda vatansever ve cesur insanların şehridir.

Emeği geçenlere rahmet ve minnetle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Kurt Arşivi

Bugün Aşure Günü…

08 Temmuz 2025 Salı 22:51

Metan Gazıymış!

08 Temmuz 2025 Salı 03:44