Küresel Kapitalizmin deliler tımarhanesine çevirdiği dünyada, bir köşede uslu duran, rutin’e takılmış, statükoları muhafaza eden, gerçeği düşünmeyen, tüketim manyağı haline gelmiş akıl hastaları gibi yaşamı sündürmeye devam edecek miyiz?

İnsanları Altın yaldızlı bir mağaraya hapseden ve” kendi köleliklerini sevmeyi öğreten,”algı yönetimi tekniklerini iyi kullanıp, toplumu düşünemez hale getiren, en derin ihtiyaçlarını baskılayarak toplumu kontrol eden,”demokratik Tiranlığa”boyun eğmeye devam mı edeceğiz?(1

Beklentileri yükseltilmiş İnsanların, Haysiyetleinin kaybettirilişine göz yumulmuş, İstikrarsız, Kimliksiz kişiliksiz, Akut psikolojik rahatsızlıklara duçar edilmiş, çaresiz yorgun ve yoksul kalabalıkların çaresizliğine çare olmayacak mıyız?

Proletaryanın sefaleti, bir türlü Proletaryanın saltanatına dönüşemedi! Kapitalizmin olumsuzluklarına başkaldırı olarak algılanan Marksizm tarihteki hak etmediği yeri aldı! Yanlış algılanmanın ve yanlış uygulanmanın kurbanı olduğunun farkına varmadan unutulmaya yüz tuttu! Komünistlerin yeniden özel mülkiyeti ortadan kaldırıp, üretim araçlarının ortak mülkiyetini tesis edebileceklerine hala inanabilecek miyiz?

Giderek kalabalıklaşan, Huzursuzlaşan dünyada nasıl uyum içinde yaşayacağımızı bulabilecek miyiz? Ne pahasına olursa olsun”bireycilikte” ısrar edecek miyiz? Bundan vazgeçmek için hangi ödünlerin kaçınılmaz hangilerinin kaçınılabilir olduğunu bulup başlamamız gerekmiyor mu?”Azınlığın mutluluğu hepimizin çıkarınadır”mantığında ısrar etmeye devammi edeceğiz?(buradaki azınlıklar, dünya gelirlerinin %90ini elinde bulunduranlardır.)(2)

“Kapitalist bireyci tüketim toplumunda yaşayan bizim, yaşam oyunlarımızda tekrar-tekrar atmamız gereken zarlar çoğu durumda eşitsizlikten çıkar sağlayan veya sağlamayı umanların lehine hileli”ise, hilesiz zarlarla kurulacak oyunların kurucuları olabilecek miyiz?(3)

Tanrı’nın her canlı için yarattığı nimetleri, sadece imkân ve gücü olanın elinde toplandığı, adaletsiz ve merhametsiz bir dünyada yaşamaya devam mı edeceğiz?

Yoksa bütün bu adaletsiz, acımasız ve vahşi yaşama biçimini, Atalarımızın cephede savaşırken bile yediği üzümün parasını dalına asan, KUL HAKKI bilincini içselleştirip, Muhammed in(sav)”Komşusu açken tok yatan bizden değildir” mesajından yola çıkarak yeni bir dünya düzeninin temellerini atabilecekmiyiz?

Hüseyin ÖZCİHAN

1)İsyan pazarlanıyor.Ayrıntı yay. Çev.

2Azınlığın zenginlği hepimizin çıkarınamıdır.Z.BAUMAN.çev ayrıntı yay.

3Z BAUMAN.AGE.