Ramazan Bayramınız kutlu olsun

Evvela şunu belirteyim: son yıllarda bir “ŞEKER BAYRAMI” söyleniyor dillerde. İslam’ın kutsallarından olan bu kutlu bayramın adı, asla ve asla: ”ŞEKER BAYRAMI” değildir

Bir ay tutulan oruç ibadetinin ardından, Müslümanların kaynaşması, küslerin barışması, dostluk ve muhabbetlerin artırılması için kutlanan. “RAMAZAN BAYRAMI” dır.

Bu, böyle biline.

Gelelim konuya:

Rahmet, bereket, arınma ve dostluk olan Ramazan günlerinin hemen ardından bizleri, birbirimize yakınlaştıran, akrabalık bağlarını, yardımlaşma duygularımızı güçlendiren sevgi ve dostluk bağlarımızı perçinleyen; dini bayramlarımızın ilkine, “RAMAZAN BAYRAMINA”  hep beraberce kavuşmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Milli Bayramları, dini bayramlarla kıyaslamanın ne mantığı ne de izahı yoktur. Milli Bayramlar, milletleri ilgilendiren değerlerdir. Dini bayramlar da, manevi ve dini yönümüzün birer kutsallarıdır.

Cehalette uzmanlaşmış beyinler, sizlere hatırlatayım ki; milli Bayramları olmayan milletlerin, dini bayram kutlama şansları da yoktur. Irk bir kader, din ise bir tercih ve seçimdir. Ne mutlu bizlere ki, Tanrı katında din olan İSLAM ile onurlanmışız.

Buna göre milli bayramlarımız, kaderimizin bize sunduğu kahramanlık değerleridir.

Bayramlar, mili ve dini duyguların, inançların örf ve adetlerin uygulanıp sergilendiği değerli kutsallarıdır.

Bayram sabahı her evde bir heyecan başlar. Erkekler camileri doldururken, evlerde ufak bir temizlik yapılır, torunlar için tütsü yakılır, gelenler için bayramlık şeker hazırlanır.

Erkeklerin gelmesiyle sofra kurulur. Tanrı ne verdiyse sofraya konulur.

Tatlı bir sohbet eşliğinde çatal-kaşık sesleri sohbete karışır.

Sofra toplanır. Gelin, damat, oğlan, kız, torunlarla bayramlaşma başlar. Eller öpülür, çocukların harçlıkları verilir.

Yaşlılar misafir beklerken çocuklar, bayramlaşmaya sokağa çıkarlar.

Sokaklar çocuklarla şenlenir.

Satıcılar çocukların peşindedir.

İşte bayramlar budur.

Bayram bir toplumda, millet olma şuurunun şekillendiği, odak bulduğu günlerdir.

İnşallah! Umuyor ve bekliyorum ki; bundan sonraki bayramlarımız daha farklı olacak; dedeler torunlarına harçlık vermede daha cömert, sofralar daha zengin olacak. Bayramlarımızı geçmişte olduğu gibi, bayram tadında ve coşkusunda kutlayacağız.

Bize ne Arap’ın örfünden âdetinden!.

Dini Bayramlar Arap örf ve âdeti değil ki, İslam’ın Müslümanlara sunduğu manevi kutsallardır.

Onun için:

Başta değerli ve asil Türk milletinin, Türk coğrafyasının ve İslam dünyasının, Gelinlerimin, damadımın, kızımın, bacımın, oğlanlarımın, sevgili torunlarım ile kardeşlerimin, akraba ve dostlarımın ve 56 yıllık hayat arkadaşımın; Ramazan Bayramı’nı içtenlikle kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.

Bayramınız kutlu olsun!.

Esen kalınız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34