TORBA YASA PARTİLERE TUZAK

Hükümet daha önce meclise artık torba yasa getirmeyeceğiz demesine rağmen meclise torbadanda büyük haral yasa getirdi. Bu getirilen  yasa hükümetin taktiği olmakdan öte bir şey değildir. Öyleki seçim sathı mahline girildiği bir dönemde bütün partileri mecliste tutmak için yapılan bir taktikti bu yasa.

Hükümetin elindeki tek argüman kamu güvenliği safsatası idi, ne yazıkki bu konudaki görüşlerininde samimi olmadığı pkk ile anlaşılan 10 madde ilede içinin boş olduğu açığa çıkmıştır. Pkk nın meclisteki temsilcilerinin açıklamalarını doğrudan red edemedikleri; buna karşılık yasayı revize etmekten veya uzlaşma arayışı adı altında geri adımı atabilecekleri anlaşılmaktadır.


Bu tuzak yasa ne yazıkki partiler tarafından bir türlü fark edilmedi. Halbuki başta M.H.P hükümetin bu yasayı her hali ile çıkartacağını iddia etmesine rağmen samimi olmadıklarını bildiği halde hükümetin bu oyununa gelmiş, yasayı engellemek adına kendisini adeta meclise hapsetmiş, seçimlere çok kısa bir süre kalmasına rağmen yasa çıkartmamak adına bütün vekilleri illerine gönderip aktif çalışma yerine Ankara'da tutmuştur.

Hükümetin her fırsatta kamu  güvenliği sanki önceliği imiş gibi gösterip, milletten gerçek niyetini gizlemiş, buna karşılık m.h.p olan biteni net, anlaşılır bir şekilde millete anlatmakda hala yetersiz bir çaba içerisindedir. Eğerki konu kamu güvenliği gibi bir ihtiyaçtan böyle bir yasa çıkıyor ise, o zaman sormazlarmı adama hangi kamu güvenliği diye. 

Doğu ve güney doğu illerinde bölücülerin her türlü terör eylemini devam ettirdikleri, ellerinde uzun namlulu silahlarla yol kestikleri, polisin ve askerin gözü önünde bırakın molotof veya havayı fişeği ppklı canilerin ellerinde uzun namlulu silahlarla yol keserken, haraç toplarken, mahkeme kurarken, askerden dahi kimlik sorarken hangi kamu güvenliğinden söz ediliyor. Maske ve molotofun reklamı yapılırken, pkk nın elinde bir zırhlı araç kalmış orta çıkartmadıkları. Peki bunu neden millete daha geniş anlatamıyoruz. Ülkenin bir bölümü devlet kontrolünden tamamen uzak.


Özellikle MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ olarak Mart ayında büyük kongresinide yapacağınıda hesaba katarsak tabanda oluşacak heyecanında farkına varılamamıştır. Artık bu yasaların milletin bekaası için değilde birilerinin istikbali için çıkarılmak istendiği aşikar. Bu şartlarda M.h.p yetkililerinin sergileyeceği bir tavır varken hala bunu nedense yapmış değillerdir. 

Parti olarak bu şartlarda meclisde demokrasinin gereği olan çalışma ortamı olmadığı için Meclis gurubu olarak T.B.M.M meclisinde bulunmanın bir anlamı ve faydasının olmadığını deklare edip, bütün millet vekilleri ve parti yöneticileri olarak anadolu yollarına düşmüş olsalardı en azından ülkemizin düştüğü durumu halka anlatma fırsatını kaçırmış olmazlardı.

Daha önceki seçimlerden çok daha farklı ve hassasiyeti olan bir seçime gidilirken bir torba yasa ile meclise bağlı kalmanın bir anlamı yok. Gelişmeler ülkenin nereye gideceği konusunda, seçimlerde nasıl bir yapı ortaya çıkartması gerektiğini TÜRK halkına iyi anlatıp ona göre bir seçeneği halka sunmamız lazım.

Bütün partiler meclisteki torba yasaya kilitlenmişken, diğer taraftan malüm kişi hükümet adına hiçde etik olmayan şekilde oy istemektedir. Hergün bir vesile ile kamu oyunun karşısına çıkıyor veya bir açılış bahanesi  ile illerde adeta miting yaparak vatandaşdan oy istiyor. Tüm bunların önüne geçmek için M.H.P yetkilileride kısa sürede olayın vehametini kavrayıp yeni bir tavır geliştirmek mecburiyetindedir.

Şu anda yüce TÜRK milletin sözü olan yegane parti Milliyetçi Hareket Partisidir. bunu iyi değerlendirip üst yönetim olarak yeni seçilmiş bütün ilçe ve illerdeki kardeşlerimize moral motivasyon verecek, iyi tesbit edilmiş adaylarla alana inip en kısa zamanda seçim çalışmasını başlatmak lazım. Yoksa yarın çok geç olabilir.

Büyük kongre ve sonrasında millet vekili adaylarının tesbitinde mutlaka ince eleyip sık dokunmalı, gerek kamuda gerekse özel sektörde kendisi iyi yetiştirmiş, liyakatli, çalışkan ve dünyayı TÜRKÇE okuyan ülkücü adaylarla birlikte tabanda sevilen, Türk milletine hayranlık duyan ve kariyer sahibi dürüst insanlarıda mutlak  m.h.p saflarına katarak iyi bir aday sıralaması yapmalı, küskünlüklere meydan verilmemelidir.

Tabiiki m.h.p ve ülkücüler arasına fitne ve nifak sokacak kişilerede fırsat verilmemelidir. Ne kadar dürüst, ne kadar liyakatli, ne kadar çalışkan ve verimli adaylar olursa olsun, mutlak kargaşa için bunları kabullenmeyenler, kulp kulak takmak isteyenlerde her dönemde çıktığı gibi bu dönemdede çıkacaktır. Gerek üst yönetim gerekse parti teşkilatları çok daha dikkatli ve uyanık olmak durumundadırlar. bu seçimin TÜRK milletinin var olma yok olma seçimi olduğunu idrak ederek, iyi bir yol haritası ile millete güven verecek politikalar geliştirilip yola koyulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fahrettin Kaya Arşivi