
ÜLKE BÖLÜNMEZ İDİ! YA ŞİMDİ?
ÜLKE BÖLÜNMEZ İDİ! YA ŞİMDİ?
Bir din bilgisi ile karşılaştığımızda, doğruyu öğrenme gayretinde olmaktan ise, söyleyenin bulunduğu tarafa bakarak, küfürle ithamlar başladı Müslümanlar arasında.
Ve inanılmaz bir şekilde, çatışmalar ve kavgalar evlerde bile huzuru bozdu. Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor! Herkes taraf değiştirmeyene “öteki” muamelesi yapıyor! Hemde İslam’dan “aforoz!” ederek.
Gücünü, inançları “acabalaştırarak” tüketen “Müslüman!” geleceğini tükettiğinin farkında değil; büyüyoruz! “Osmanlı” oluyoruz! diye, sevinç çığlıkları atıp, sosyal medyada tamtamlar çalıyor….
Bir sayfa açalım “Osmanlı” ecdadımızdan; Rum fener Ortodokslarını, ermeni Ortodokslarına haklar vererek, “Ekümenik" olmalarını engellemiş idi…
Ya şimdi bırakın Ortodoksların ayrılığını, tarihte (belki) ilk defa: Katolikler ve Ortodokslar; asimle olmadan, birliktelik dekorasyonu yayınladı.
Bu birliktelik deklarasyonun ilk anlamı şudur: Fener Rum Patrikliği "Ekümenik" tir artık..
Bu topraklarda kültürleri, kendi değerini katarak birleştiren bir tarih şuurundan imparatorluk kurmuş bir milletten, nereye devşirildik!!!
….
Kültürleri önce değer, sonra devlet ve en sonunda; medeniyete dönüştürmüş bir tarihin son sayfasını okuyalım: farklı ve ayrısın! hangi parçamı istersin?
….
Yapılan her yanlışı tevil etmek için çaba sarf edenler, bu milletten istenen; kendi varlığını sona erdirmesi olduğunu görmüyor musunuz?
Hizmet olarak ürettiğiniz yol, köprü, baraj, marmaray vs. sizin statükonuz oldu.
Ve kazanılmış hakların arkasına sığınıp, sizi tevil etmeyen herkesi ötekileştirdiniz.
Dün başkaları statükodan kazandığı için biz öteki idik...
Statükodan beslenerek devleti tanımlayanlara, öteki olmak; bizim için şereftir, onurdur.
...
Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, gelecek ve güvenlik hedeflerinin; kişilerin tasarrufu ile değil, kurumsal bir anlamda yönetildiğini düşünüyor idim.
Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum: Ülkemizde kendi siyasi geleceğini, devletin ve milletin geleceğinden önce hesap edip politika üretenlerin, kurumsal hafızaları dahi silmeyi başarması karşısındaki kurumsal acizliğin bedelini, nasıl bir gelecek ile ödeyeceğiz? Bilen var mı?
….
Ülke bölünmez sanmıştım!
Sadece ötekileşenlerin hukuki hakları için savaşıyorum diye inanmış idim!
Çok ciddi yanılmışım.
Bu yanlışta katkım var.
….
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu’nun 2024 romanını şiddetle tavsiye ediyorum..
Değerli mütefekkir ağabeyim, ne kaldı 2024 e değil mi?
Her zaman Allah’a emanet olun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.