Finlandiya, İkinci Dünya Savaşından sonra ‘’tarafsızlık pozisyonunu’’ tercih etti. Demokratik bir Avrupa ülkesi olmasına rağmen NATO’ya girmeyecek, silahlanmayacaktı. Kısaca Rusya için bir tehdit oluşturmayacaktı. Finlandiya bu kararını ısrarla uyguladı, ta ki Rusya, Ukrayna’ya saldırana kadar. Bu strateji sayesinde Finlandiya savunmaya çok az kaynak aktardı dolayısıyla zenginleşti. Batı Avrupa’da yer alan ülkeler içinde SSCB ile en çok ticaret yapanlardan biri oldu yani para kazandı. Finlandiya pozisyonunu SSCB dağıldıktan sonra da korudu. Her zaman Rusya ile ilişkileri iyiydi. Fakat Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması her şeyi değiştirdi. Fin-Rus sınırı 1200 kilometreden uzun ve korunaklı değil. Finlandiya, en sonuncusu İkinci Dünya Savaşında olmak üzere tarihte defalarca Rus işgaline uğradı yani bilinçaltında hala acı hatıralar taze. Ordusu çok zayıf. Zaten beş milyonluk bir ülkenin 140 milyon nüfuslu, silah üreticisi ve güçlü ordusu olan bir devletle tek başına başa çıkması mümkün değil. Dolayısıyla Finlandiya, NATO’ ya üye olma sürecini başlattı. Rusya bu strateji değişikliğine, kısaca ‘’Bu kararın ciddi sonuçları olur.’’ İfadesiyle tepkisini koydu. Rusya’nın tepkisinin dozu süreç ilerledikçe ve iş ciddiye bindikçe arttı. Nihayetinde Finlandiya, 2023 yılının nisan ayında NATO’ya üye oldu. Finlandiyalı yetkililere göre o tarihten itibaren Finlandiya üç cephede yoğun saldırı altında. Böylece Finlandiya kararının sonuçlarıyla yüzleşti.

Saldırıların ilki siber alanda oluyor. Rus hackerlar zaten dünya çapında meşhurlar. ABD seçimlerini dahi manipüle ettikleri, edebildikleri iddia edildi. Bu nedenle Amerika ve Rusya arasında kriz yaşandı. Yüzlerce hacker aynı anda Fin şirketlerini ve kamu kuruluşlarını hedef alan saldırıya geçti. Kamu kuruluşları; hastaneleri, okulları, cezaevlerini, üniversiteleri, kışlaları, polis merkezlerini, adliyeleri ve alt yapı tesislerini de içeriyor. Binlerce şirketin sistemi çöktü. Binlercesinin sistemi ele geçirildi. Fin şirketleri ve kamu kuruluşları, geçtiğimiz sekiz ayda, bilgi işlem sistemlerini güçlendirmek için milyarlarca dolar harcadılar. Fakat hala yoğun saldırı altındalar. Rusların ikinci hedefi kablolar, borular ve nakil hatlarıydı. İnternet, telekomünikasyon, elektrik ve fiber kablolar ülkenin her köşesinde kesilmeye başlandı. Elektrik, su, doğalgaz ve internet kesintileri normal, sıradan hale geldi. Soğuk bir memleket olan Finlandiya’da ısıtıcı ve jeneratör satışları patladı. Özellikle doğalgaz nakil hatlarına ve elektrik iletim sistemlerine yapılan saldırılardan komşu memleketlerde etkilendi, etkileniyor. İlk iki cephe Finlandiya’yı çok yordu, zarar verdi ama asıl tedirgin oldukları üçüncüsü.

Rus-Fin sınırı 1340 kilometreden uzun. Sınırda sekiz tane kapı var. Finlandiya İçişleri Bakanı Mari Rantanen’in iddiasına göre, Rus yetkililer sınırdan Finlandiya’ya kaçak göçmen geçişlerini organize ediyorlar. Rusya’da on milyon civarında kaçak yabancı olduğu tahmin ediliyor. Finlandiya’nın tespitlerine göre Ruslar bu operasyona ülke içindeki kaçaklardan başladı. Kaçakların sınıra yakın kasabalara ve köylere gelmeleri sağlanıyor. Oralardan bisikletlerle sınıra gelmelerine göz yumuluyor. Bisikletlerini sınırın Rusya tarafında terk eden göçmenler, yürüyerek Finlandiya’ya geçiyorlar. Rus görevliler bisikletleri toplayarak köy ve kasabalara geri götürüyor. Yani Ruslar bisiklet servisi organize etmişler. Finlandiya önce dört sınır kapısını kapattı. Kaçak geçişlerde azalma sağlayamayınca bir kapı dışında hepsini kapattı. Yine netice alamayınca son kapıyı da kapattı. Yani Finlandiya ile Rusya arasında karayolu bağlantısı kesildi. Son kapıyı da kapattılar ama geçişlerde hiçbir azalma olmadı. Bölgenin çok soğuk olması (sınırın kuzey kısımları Kuzey Kutbunda) Fin yetkililerin elini kolunu bağlıyor. Kaçak göçmenleri geri çevirirlerse, donma nedeniyle ölümler olacağından korkuyorlar. Göçmenlerin ezici çoğunluğu çok sıcak coğrafyalardan geldiğinden, o soğuğa uzun süre dayanmaları çok zor. Ayrıca gelenler arasında AB normlarına göre göçmen statüsü almayı hak edebilecek olanlar var. Onları geri çeviren yetkililer, ileride hukuki sorunlar yaşayabilirler. İnsan hakları kuruluşları şimdiden kampanya başlatmış ve Fin hükümetinin üzerinde baskı kurmuş durumda. Ayrıca göçmenlerin çok azı yakalanıyor. Nisandan Aralık ayı ortasına kadar elli bin civarında kaçağın sınırı geçtiği, bunların büyük kısmının Finlandiya’da kaldığı, bir kısmının İsveç ve Norveç’e geçtiği ifade ediliyor. Yetkililer sadece 900 göçmeni yakalayabilmişler. Onlarında neredeyse tamamı 20-30 yaş aralığındaki genç erkeklerden oluşuyor. . Konuyla ilgili olarak sınır bölgesindeki Rus yetkililer ‘’Göçmenler kendileri geliyor. Biz ne yapabiliriz?’’ diyorlar. Sınırlarda yığılma olduğunu ve insanların donabileceğini vurguluyorlar.

Mari hanım, kendilerine istihbarat kurumlarınca hazırlanan raporlar ve analizler geldiğini, şu ana kadar gelen göçmenlerin memleketlerinde on milyonu aşkın insanın Finlandiya’ya gelmek istediğini ifade ediyor. Göçmenlerin çoğunluğu Afrika (Somali, Eritre ve Etiyopya ağırlıklı), Yemen, Irak, Suriye, Pakistan ve Afganistan kökenli. İddiasına göre, Rusların bu ülkelerde anlaştığı kaçak göç operatörleri, tur firmaları ‘’Bu sene Finlandiya’ya gidiyoruz.’’ sloganıyla kampanya başlatmışlar. Özetle  Rusya, Finlandiya’ya üç kanaldan çok sert yanıt vermiş durumda. Süreç yeni başlamış olmasına rağmen Finler panik halinde. Finlandiya’nın şikayetlerinin benzerleri Baltık ülkelerinin yetkililerinden de geliyor. Fakat onların sorunu Finlandiya kadar ağır değil. Baltık sınır bölgelerinin hava koşullarının daha iyi olduğu ve Baltık ülkelerinden diğer Avrupa memleketlerine geçmenin daha kolay olduğu göz önüne alındığında, kaçak göçmen sorununun  gelecekte Baltıklarda da büyüyeceği söylenebilir.

Ukrayna Savaşı şu an tıkanmış gözüküyor. Ukrayna ordusu, 2023 yılında Batıdan tam destek almasına ve iddialı olmasına rağmen kayda değer ilerleme kaydedemedi. Batılılar yoruldu. İşgal bölgelerinin kurtarılacağıyla ilgili ümitler yerini umutsuzluğa bıraktı. Başta ABD olmak üzere parlamentolar Ukrayna’ya artık silah ve para vermek istemiyor. Bazı Avrupa ülkelerinde yönetime Rusya sempatizanları geldi. Polonya ve Baltık memleketleri bütçelerini kendi savunmalarına yönlendirmeye karar verdi. Yani savaş Rusya’nın yenilgisiyle sonuçlanmayacak. Savaş bittikten sonra, rahatlamış olan Rusya, Finlandiya’ya nasıl yaklaşacak? Finli yöneticileri bu soru kara kara düşündürüyor.