A’raf suresi 179’uncu ayet şöyle diyor “Andolsun biz cinlerden ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır onunla kavrayamazlar, gözleri vardır onlarla görmezler, kulakları vardır onlarla işitmezler; onlar hayvanlar gibidir hatta daha şaşkındırlar, işte asıl gafiller onlardır”

Ülkemizde zaman zaman dinle siyasetle ilgili makamlarda yerlerde çeşitli istismarlar yaşanmaktadır.

Birebir ruhban sınıfı gibi dinle ilgili dinden geçinen ve siyasetle ilgili siyasetten geçinen insanların sayısının ülkemizde yaklaşık 3 milyon kişi olduğu hesaplanıyor.

Ve tabii olarak 3 milyon elmanın içinden çürük elmaların çıkması da normal bir durum gibi görünüyor tabii hiç çürük çıkmaması tercih edilir ama insan fıtratı çeşitlilik gösterdiğinden birazı kabul etmeliyiz en aza indirmeye çalışmalıyız.

Rüşvet, irtikâp, yolsuzluk gibi suçların yanında ülkemizde son yıllarda cinsel istismar suçlarına şahit oluyoruz.

Nedeni ayrı bir psikanaliz konusudur ve bu konunun bir zaman içinde devletimizin önemli meselelerinden biri olacağı görünüyor.

Bu konuyla ilgili asıl üzerinde durulması gereken yaşanan istismarlara insanların nasıl baktığı ve nasıl davrandığıdır.

Ensar vakfında 50 öğrenciye cinsel istismar olduğu yazıldı, çizildi bir öğretmen suçüstü yakalandı, 508 yıl ceza aldı.

Bunlar bir tarafa zamanın kadın ve aileden sorumlu bakanı “İstismar bir kere olmuş, bir kereden bir şey olmaz” diye istismarı küçültmüş istismara uğrayan öğrencilerin ailelerinin şikâyetçi olmaları engellenmiş, sayın cumhurbaşkanımızın ise bu istismarlar üzerine bir sözü duyulmamıştır.

Adapazarı Akyazı’da kendisini şeyh olarak konumlandıran bir meczup (Cumhurbaşkanımız ile aynı karede resimleri paylaşıldı) müridi olan bir ailenin kızlarına yıllarca cinsel istismar da bulunmuş kızın şikayeti üzerine tutuklanmış dergah olarak kullandığı bina kapatılmış vesaire ama din üzerinden siyaset yapan iktidar tarafından bir kınama bile duyulmamış.

Yakın bir zamanda CHP Maltepe İlçe Teşkilatında başkan yardımcısı makamında olan şahıs, 23 yaşında bir genç kızımıza cinsel istismar yapmış, olay duyulmuş CHP İstanbul İl Başkanına kadar gitmiş, CHP İstanbul il başkanı (üstelik kendiside bir kadın olmasına rağmen) yaşanan olayın üstünü kapatmaya uğraşmış, eski bir CHP milletvekili gazetecinin yaşananları TV’de söylemesini show olarak nitelemiş, ve partilerinde yaşanan cinsel istismar CHP üst yönetimince sanki olmamış gibi, sanki hiç duymamışlar gibi bir sözleri olmamış.

Yaşanan olaylara “senin hırsızın kötü benim hırsızım iyi, senin tecavüzcün kötü benim tecavüzcüm iyi” gözü ile bakarsak suç işleyene sırf aynı siyasal partiye üyeyiz diye sahip çıkmaya çalışırsak işlenen suçun ortağıyız ve aynı suçu bizde işlemiş oluruz.

Siyasette bezirgânlık buralarda ortaya çıkıyor.

Siyaseti insanlara hizmet aracı değil de bir tüccarlık olarak gören zihniyet uzun bir süredir siyaset sahnemizde çokça görülmektedir.

Kötülüğe kör olduğumuz müddetçe kötülük sürekli kapımızda dolaşır.

Siyaset hayatımızdaki bakışımızı bezirgân bakışı değil toplumcu bakışa evirebilirsek istismarcılar, istismarcılara yataklık yapanlar, istismarcı koruyucuları meydanın boş olmadığını en azından anlarlar.