Son günlerde ülkemizde FETÖ’nün siyasi ayağının nerde olduğu ayak boyunun uzunluğu ayak ölçüsü ve numarası gene yoğun bir şekilde gündeme geldi.

FETÖ’nün siyasi ayağı herkesin bildiği bir sırdır.

Futbolda “orta sahada top gezdirme” diye bir tabir vardır gol atmayalım golde yemeyelim vaziyeti idare edelim.

Türkiye’de herhangi bir sivil toplum örgütü ülkenin iktidar partisine seçimlerden önce milletvekili listesi dayatabilir mi?

Hiç görülmedi partiler STK’lardan bir veya en çok birkaç temsilci milletvekili adayı gösterir listelerinde.

Bir STK, bir iktidar partisi başkanına kapsamlı 100’ün üstünde ismi içine alan aday listesi dayatma hakkını kendisinde görme cüretini görüyorsa, o STK ile o partinin ilişkisini ancak ortaklık olarak açıklayabiliriz.

Ak Parti öncesi FETÖ varlığı vardı tabii. Fakat kuruluşundan 2002’ye kadar devlet kurumlarında etkisi git gide artan bir sivil toplum kuruluşu olarak idi. Ama Ak Parti kuruluşu ve iktidara gelişi itibarı ile devleti yönetmeye ortak bir örgüt oldu.

Devlet katında bir işi olan herkes 2002 - 2013 arası işinin yürümesi için (iş ne olursa olsun ) mutlaka FETÖ’nün kapısına uğranması ve olur alınması gerçeğini yaşamışlardır.

Devlet katında güç ancak siyasal yapının kullanabildiği bir erktir.

Siyasal iktidar sahiplerinin müsaade etmedikleri, yol vermedikleri bir dış kurum devlette söz sahibi olabilir mi tabiî ki olamaz.

CİA menşeli kumpaslar, sahte Ergenekon, Balyoz casusluk davalarında hep Ak Parti - FETÖ ortaklıklarını görebiliyoruz.

Bu durumu en bariz açıklayan davranış ortaklardan biri olan Ak Parti başkanı ve devletin zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Türk ordusuna pusu olan Ergenekon ve Balyoz davalarının savcısı olduğunu, partisinin gurup toplantısında dile getirmesi ve davaları açan FETÖ’cü savcıya zırhlı makam arabasını tahsis etmesi sayılabilir.

2002’de kurulan bu resmi ortaklık 2010’da artık birlikte referandum yapıp devletin yüksek adalet kurumlarının ortaklardan FETÖ’ye teslim edilişi ile de sonuçlanmıştı.

2004 itibarı ile Ak Parti - FETÖ ortaklığı kazanılan belediyelerde daire başkanlıklarının paylaşılması bakanlıklarda genel müdürlüklerin paylaşılması şeklinde kurulmuş ve tam 11 yıl sürmüştü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli son olarak FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerektiğini söylemiş, çaycı, çorbacının ceza evinde olduğunu, ordu ayağının da tespit edildiğini, ama sivil siyaset ayağının ortaya çıkarılmadığını, çıkarılması gerektiğini söyledi.

Tabii bir gaz alma görülüyor söylemde.

Herkes biliyor ki TBMM’ye “FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için komisyon kurulması” için iki kez müracaat edildi ve Sayın Bahçeli’nin parti gurubu da bu önergeye ret reyi vermişti.

Muhalefet partileri diyor ki FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için komisyon kurulması teklifini MHP meclise getirirse biz de olumlu rey vereceğiz.

Bahçeli bey ters köşe olmamak için söylediklerinin gereğini yapmalıdır.

Müracaat edecekleri meclis Atatürk’ün istiklal savaşımızı gün gün beraber yönettiği meclistir.

İstiklal savaşını kazanan meclis FETÖ’nün siyasi ayağını mı ortaya çıkaramayacak?

Kendi yazdıkları atadıkları milletvekillerine güvenmiyorlarsa o başka tabii.

İşi sulandırmaya gerek yok.

Bir tavsiyede de bulunalım, Ak Partililer FETÖ’nün siyasi ayağını merak ediyorlarsa ki, merak ettiklerinden emin değilim aynaya baksınlar yeter.