Seçimlere sayılı günler kaldı.

Bir arkadaşım hoş bir tespitte bulunarak dedi ki, “bu seçimlerin kaderini sosyal medya, özellikle de akıllı telefonlar belirleyecek.”

Buradan “sosyal medyanın laneti birilerini, hikmeti de başka birilerini bekliyor” sonucu çıkıyor.

Evet, sosyal medya belirleyici rolünü sürdürüyor ancak yaralayarak, hatta bazen öldürerek.

Ne kolay değil mi, klavyenin başına geçip bir ömrü birlikte geçirdiklerine, el oğlunun hatırı için hakaret etmek?

Ne kolay değil mi, dünü unutmak ve yarınları öngöremeden özüne pusat çekmek?

Merhum Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde ne demişti?

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.”

Eğer gönüldaşlık hukuku kalplerde de ölmediyse, pusata pusatla karşılık doğru değildir.

Ne mi yapılmalıdır?

Tut ki hiç doğmadın,

Tut ki yaşadıkların bir rüyaydı,

Tut ki, düne kadar ezayı-cefayı-ötekileştirilmeyi birlikte yaşadıkların, sana bunları yaşatanlara dal oldu, yetmezmiş gibi suçlandın ve bu metaforla baş başa kaldın…

Tut ki diyerek, unutmak kolay mı dediğinizi duyar gibiyim.

Doğru çok acıdır, başkasının kazancıyla övünmek veya kaybederken kazandığını sanmak.

Her şeyi sulandırdılar ve biz kaybettiklerimizin farkında değiliz. Örnek mi gerekli?

Sahi Kızıl Elmaya ne oldu, neydi bizim Kızıl Elmamız?

Cami önünde bir kasa al elmayı “Kızıl Elma” diye dağıtanlar, yiyenler ve yedirenler kimdi?

Bütün bunları hoş görebilirken, kendi sadağındaki okları özüne atmak evla mıdır?

Hani Kızıl Elma ta ortaokul yıllarında Ocaklarda öğrendiğimiz bir mefkurenin adıydı?

Hani fiiliyatta gerçekleşmesi ırak ancak gönül deryamızda çok yakın bir ülkünün adıydı?

Muhtemeldir ki, Türk-İslam mefkûresi gailesinden uzak muhteremler bu şuurdan bihaberler ve bize takiye oltası atıyorlar. Peki biz Türk Milliyetçileri ne yapmalıyız?

Biz, sosyal medyanın lanetini veya hikmetini beklemeden kendi imanımız, inancımız, haysiyetimiz ve vicdanımız ne diyorsa onu yapmalıyız.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun başkasının hatırı için özüne, dününe ve yarınına pusat çekmeyenlere…