Muhtarlıktan başlamak üzere Cumhurbaşkanlığı’na kadar hangi makam olursa olsun, eğer bir kişi aynı göreve iki sefer ve fazlası seçiliyor ise onu kutlamak gerekir.

Kim Kazandı Kim Kaybetti(rdi)?

Parti ayrımı gözetmeksizin kim kazandı kim kaybetti sorusuna geçelim.

·       Sadece millete değil vicdan sahibi AK PARTİ’lilere de parmak sallayan AKP’liler kaybettirdi.

·       Seçmeni bizim oğlan olarak görüp, kendi tabanına değer vermeyenler kaybetti. 

·       Nefsi kabaranlar, egosuna yenilenler, son 20 yılda parayı bulan şımarıklar kaybettirdi.

·       Şatafat deryasında boğulanlar, dünü unutanlar, israfı helal görenler kaybetti.

·       KPSS’de %1’e girenlerin mülakatta elenme ahı kaybettirdi.

·       Yüce dinimizi istismar edenler, ehliyeti-liyakati-meşvereti dışlayanlar kaybetti.

·       Merhamete muhtaç halden kurutulunca, şefkatin bir erdem olduğunu unutanlar kaybettirdi.

·       Ülkücülerin gazabını, emeklilerin azabını küçümseyenler kaybetti.

·       Türkiye Cumhuriyeti’nin, Çanakkale Zaferinin, On Kasım’ın yıldönümlerinde bile hutbelerde Atatürk’ü görmezden gelen Diyanet İşleri Başkanlığı kaybettirdi.

·       Sosyal yardımlardaki düzensizlik ve haksızlıkların görülmeye başlanması kaybettirdi.

Kazananın kim olduğunu söylemek için erken. Bekleyip göreceğiz… Lakin kısaca hangi partiden olursa olsun kazanan;

·       Tevazu ve kadirşinaslık oldu.

·       Yüksek perdeden konuşmayanlar oldu.

·       Vefayı, maziyi az veya çok hatırlayanlar oldu.

·       Az laf edip, sağ elin verdiğini sol ele göstermeden gönülleri okşayanlar oldu.

Üç Üzüntü Bir Sevinç

Üzüntü 1. Muş Merkez’de, tarihte ilk olarak üniter yapıyla sorunu olanların seçim kazanması bizi çok ama çok üzdü. Perşembe’nin gelişini görmeyenlere bunun hesabı sorulsa kaç yazar? Doğduğum topraklar, ahh o topraklar…

Üzüntü 2. Sevdiğim bir arkadaştı, defalarca Belediye Başkanı seçilen bir gönüldeşti. Kendisine Ocak 2022’de zat-a özel bir mektup yazdım, Perşembe’nin gelişini hatırlatmak için. Oralı olmadı. Yüreğim zorladı, kendisine zat-a özel ikinci mektubu yazdım seçimlere 2 ay kala, Şubat 2024’te, Pazar’ın gelişini hatırlatmak için… Dokuz köyden kovulan, onuncu köyün mukimleri pek dinlenmez, atasözümüzle tescillidir, öyle de oldu. Kaybettiği için üzüldüm, bilhassa ve özellikle saf ve pak, “Yağmur Damlaları” zarar görür kaygısıyla… Lakin bu kadar farkı ben de anlamış değilim.

Üzüntü 3. Orta Anadolu’da bir ilçe. MHP ve CHP başa güreşiyor. CHP’liler Ankara’da yaşayan hemşerilerini arıyor, “ağabey seni ve fikrini biliyoruz ama yine de akrabalarının bir kısmının oyuna talibiz” diye ricada bulunuyorlar. Kim bilir daha nereleri ve kimleri aradılar? Ömrü, ülkücü hareket içinde geçen arkadaşı kendi partisinden hatırlayan olmuyor. Ve sonuçlar açıklanıyor, CHP sadece 252 oy farkla kazanmış.

Sevinç 1. İyilik, tevazu, başarı ve dürüstlük timsali bir merhum babanın oğlu, M. F. Yazıcıoğlu’nun Tokat ilimizde, %55 ile kazandığı Belediye Başkanlığı ise sevindirdi. Bu başarı, MHP kadar, aziz Türk Milletinin genetik kodlarındaki özellikleri hatırlattığı kadar, rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nun ruhaniyeti için de oldukça önemlidir.

Akli Selim Muhtaciyeti

Seçim sürecinde karşılıklı çok yalan, iftira, karalama, yaralama olsa da salimen sonuçlanması sevindiricidir. Umuyor ve diliyorum ki vatanımız ve milletimiz için hayırlar getirir. Gerek merkezi hükümeti gerekse yerel yönetimleri her zamankinden daha fazla önemde bir akli selim bekliyor. Ortak paydayı büyütme, gerginliği azaltma sorumluluğu… Başka Türkiye yok. Egemen güçler, Van’da işaret fişeğini gösterdiler, unutmayalım.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun önce ülkem diyenlere…