Ülkemiz epeyce yıldan beridir bir tahterevalli siyasetiyle idare ediliyor.

Tahterevallinin ağır basan tarafında mutlaka dış destekli ve iltisaklı, pragmatist, her tarafa dönebilen, bazen milletten yana gibi görünüp aynı zamanda millet mensubiyetini ayaklarının altına alabilen, gündüz nurlu ufuklardan bahsedip cuma namazlarından çıkarken gece alkol banyosu yapabilen, ülkenin artan ihracatını insanların kulaklarını sağır edecek kadar bağırarak anlatan ama artan ithalatın adını bile anmayan, memleketin fakirine sarılıp onunla ağlar gibi yapıp kendisine dünyanın en lüks uçağını alabilen, ama en önemli özelliğinin antiemperyalist olmamak olan siyasi parti veya partiler var.

Hiç kimse tahterevallinin ağır basan tarafındaki partilerin zaman zaman antiemperyalist söylemlerine kanmasın.

Bunlar emperyalizm tarafından kullanılıp kenara atılınca millet mensubiyetlerini hatırlıyorlar. Millete sırtlarını dönmeleri için eski kullanıcılarının bir göz kırpması veya bir parmak şakırdatması yeterlidir.

Tahterevallinin hafif tarafı yani yukarıda, havada kalan tarafı ise pusuya yatmış tilki gibi bekleyen, tahterevallinin ağır basan tarafındaki partilerin gözden düşmesini şiddetle arzulayan ve kullanılmak için yanıp tutuşan bir yapı.

Milletin değerlerinden uzak, milleti soymak için birçok şey yapma meylinde olacak kadar gözleri kararmış. Emperyalizmin kendilerine “dostlarım” demesini kendilerinin taltif edilmesi olarak gören. İç üst yönetimlerinde genellikle devşirmelerin tercih edildiği, görünümü milli olan ama kazı kazan gibi kazıyınca gayrı milli olduğu ortaya çıkan, milletle hiç bir alakası ilgisi olmayan parti veya partiler var.

Dikkat edilirse tahterevallinin iki tarafındaki siyasi partilerin siyaset ediş biçimi de aşağı yukarı benzerlik gösteriyor.

İki tarafta toplumda cepheleşmeyi, gerginliği, konsolide bir toplum yapısını benimsiyor.

Toplumsal barış istemiyorlar.

Çünkü toplum barışırsa tahterevalli bozulur, biri aşağı biri yukarı olmaz, toplum yukarı ileri gider.

Toplumu ayrıştıran, bölen, cepheleştiren, gerginleştiren ve milletimizin enerjisini alan bu iğrenç tahterevalli sistemine mahkûm muyuz?

Milletin tamamını kucaklayacak, toplumsal barışı hedefleyecek, birlikçi, demokrat, katılımcı, teşvikçi, çoğulcu, milliyetçi, ATATÜRKÇÜ üçüncü bir yolumuz olamaz mı?

Bırakalım bu emperyalist artıklarını, devşirmeleri, millet düşmanlarını, çıkarcı iblisleri.

Milletimiz için yeni ve umutlu bir yol açalım.