18 Mart 2018 Çanakkale Zaferi, MHP Kurultayı ve Düşündürdükleri!

18 Mart tarihi iki yönden önemli. Birincisi 18 Mart 2018 Çanakkale Zaferi’nin 103. Yıl dönümü olması. İkinci önemi de MHP 12. Olağan Kurultay’ının olmasıdır.

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin Türk Tarihindeki önemini bilmeyen hemen hiçbir kişi yoktur. Ancak bazı hain düşünceliler, Çanakkale’yi anarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayıyorlar. Bu onların hainliği ve onlar yok demekle Atatürk’ü Çanakkale Savaşlarında yok saymak bir ahmaklığın ürünüdür.

MHP’NİN 12. OLAĞAN KURULTAY’I

Devlet Bahçeli 2012 yılında yapılan 10.MHP Olağan Kurultayı’nda bu son bir daha aday olmayacağım demişti. İnanmayanlar arşiv kayıtlarına bakabilirler. Hani Koray Aydın’ın aday olduğu kurultaydan bahsediyorum. Koray Aydın Devlet Bahçeli’nin koltuğunu sallamaya başlamıştı. Bahçeli çıktı delegeye dedi ki ben bugün son defa aday oluyorum dedi ve türlü entrikalar çevirerek zar zor Genel Başkanlığı kazanmıştı. 11. Olağan Kurultay’da ise kimseyi koltuk etrafına yaklaştırmadı ve yine tek başına aday oldu ve kazandı.

Herkesin malumu 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri hezimeti sonucu, MHP adeta bir bozguna uğramıştı. Herkeste bir şaşkınlık, MHP’liler sudan çıkmış balığı dönmüşlerdi. Ve ilk şok atlatıldıktan sonra MHP’de bir takım kıpırdanmalar başladı. Meral Akşener başlattı ve ardından Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan ortaya çıktılar ve dediler ki önce Tüzük Kurultayı ve ardından MHP’yi Olağanüstü Kurultay’a götürmek istiyoruz diye yola koyuldular.

Okuyucularımızın birçoğu o süreci hatırlayacaklardır. Tekrar o sürecin detaylarına girmeden şu kadarını söylemek istiyorum. Gemerek ve Tosya ilçelerinden uyduruk mahkeme kararları ile ve ince ayar çekilmiş diğer ayak oyunları ile ve arkasına Sarayın gücünü de alarak Ülkücü İradeyi yok saymışlardır. Dahası kendi yaptıkları MHP’li delegenin iradesine güvenmedikleri için Olağanüstü Kurultay taleplerini İktidar gücünü de arkasına alarak yok saydırmışladır.

Meral Akşener’in başlattığı Tüzük ve Olağanüstü kurultay talepleri böylece akamete uğrayınca Ülkücü camiada büyük bir hayal kırıklığı doğmuştur. Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan partiden ihraç edilmişler, ancak her ne hikmetse Koray Aydın ihraç edilmemiştir..! Meral Akşener ve Ümit Özdağ artık MHP’de siyaset yapamayacaklarını anlamış olacaklar ki ve tabanın baskısı da gelince yeni bir parti kurma çalışmalarına başladılar. Sinan Oğan oyunbozanlık yaptı. Ben yokum dedi. Koray Aydın ise Vagona son anda adımını attı. Sinan Oğan’ın neden bu oluşuma katılmadığını ancak kendisi biliyordur. Şahsen ben bilmiyorum. Kendisiyle telefonla görüşmemizde ben MHP Genel Başkanlığına adaylığım devam edecektir demişti. Ben de kendilerine; Sinan bey MHP seni 2 defa hem de mahkeme kararı ile tespit ederek ihraç etti. Bu noktadan sonra seni değil Genel Başkan adayı Kongre Salonuna dahi sokmazlar demiştim. Cevaben Delege isterse olur demişti.

Bugün Ankara’da MHP’nin 12. Olağan Kurultayı toplandı ve Sinan Oğan’ın esamesi okunmadığı gibi salona girmek bir yana Kongre salonunun etrafına bile yaklaştırılmadı.

KURULTAY’DAN NOTLAR

Mikrofona her çıkan şöyle diyordu; Efendim salon tıklım tıklım. Salondakilerin en az 3 katı kalabalık ta dışarıda var diyordu. Belli ki AKP’lilerin seyirci desteği MHP’li kardeşlerimize kan ve can vermişe benziyordu. Halbuki 81 Vilayetten bindirilmiş kıtalar ve Ankara’daki AKP’lilerin desteği ile belli oranda kalabalık toplanmış bulunuyordu. Bugün yüzde birin altında oy alan partilerin bile o salonu doldurduğu ve bir o kadarda dışarıda insanların olduğu birçok kongrede görülmüştür. O kalabalıklarla övünmek MHP’ye yakışmıyordu. O MHP’ki yarım asırlık bir çınarı Balgat İşgalcilerinin ne hale düşürdükleri ortadadır.

Başbuğ ne diyordu;

Evet aynen böyle diyordu Cennet Mekan Başbuğ Alparslan Türkkeş,

Kim kimin vagonu olduğunu cümle alem biliyor. Bizler Ülkücüyüz. Ülkücülüğümüz ölene kadar da devam edecektir. Biz gerçek Ülkücüler olarak MHP’nin kurumsal kimliğine saygımızı her halde ve ortamda muhafaza ediyoruz ve edeceğiz. Ancak her şeyi unutsak ta MHP’yi AKP’nin vagonu yapanları asla unutmayacağız ve hakkımızı da helal etmeyeceğiz.

Neymiş efendim Devletin Bekası tehlikede imiş…! Daha önce de yazdık Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu bugün değil kurulduğu günden beri mevcuttur. Hatta yakın tarihte 1984 yılından beri Türkiye’de PKK teröründen kaynaklanan beka sorunu zaten vardı. İşin doğrusu Devletin değil de Sayın Devlet Bahçeli’nin koltuğunun beka sorunu vardı. Bunu da AKP’nin gölgesine sığınarak şimdilik atlatmış görünüyorlar. Ama nereye kadar? AKP Genel Başkanı MHP’yi kullandığı kadar kullanacak ve posasını çıkardıktan sonra kullanılmış kağıt mendil gibi tarihin çöplüğüne atacaktır. İsterseniz bu sözümü bir kenara not edin ki tarihe not düşmüş olalım.

Kurultay’da MHP’li kardeşlerimiz gaza gelmiş olacaklar ki; mikrofonu eline alan mangalda kül bırakmıyordu. Hele bir Metin Özkan diye biri vardı ki evlere şenlik. Her tarafından yağlar akıyordu. Cahilliğinin yanında bir de ukalalığı cabası! Bir de demez mi MHP’nin baraj sorunu yoktur diye. MHP dimdik ayakta imiş… miş miş. Yahu Allah aşkına bu Metin Özkan’a bir aklı başında dur diyen yok mu? MHP’yi temsil edecek başka birileri yok mu? MHP sarayın desteği ile ayakta duruyor o hale diyor ki MHP dimdik ayakta. Allah akıl fikir versin. Daha ne diyebilirim ki?

MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın ise; daha komik bir laf söyledi. Bu kurultayla MHP’nin en kısa zamanda iktidara geleceğinin işaretleri görülmüştür dedi. İçim acıdı. 47 yılımı verdiğim MHP kimlerin eline kamış, kimlerin oyuncağı haline düşmüş. Yazık. çok yazık. Kamil Aydın’ı birileri uyarması lazım. MHP’nin en yetkili ağızları diyorlar ki; bizim iktidara gelmek gibi bir hedefimiz yoktur. Biz dava partisiyiz. Biz iktidara gelmesekte bizim bir özgül ağırlığımız var. O bu ülkeye yeter diyorlardı. Hatta Referandum sürecinde MHP’yi temsilen televizyonun birine çıkan Avukat Mete Han Özkan canlı yayında açık açık dediki “Bizim MHP olarak iktidara gelmek gibi bir hedefimiz yoktur. Hatta Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek gibi bir gayemiz de yoktur” demişti. Aynı canlı yayına bağlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Mete Han Özkan’ın kırdığı potu düzeltmeye çalıştı. Efendim arkadaşımız öyle demek istemedi, şunu demek istedi de yanlış söyledi gibi tevil etmeye çalışmıştı. Ama o söz söylendi. Zırva tevil götürmüyordu. Aslında Mete Han Özkan doğru söylüyordu. Biz bunu biliyorduk ta yetkili ağızlardan duymak ayrı bir haber kaynağı idi.

Çok merak ediyorum. Canlı yayını televizyondan izlediğim için söylendi de ben mi duyamadım. Devlet Bahçeli ve beslemeleri her zaman “Devletin Başına Devlet Gelecek” diyorlardı. Acaba o salonda bu slogan atıldı mı? Gerçekten merak ediyorum. Çünkü Devletin Bayına Tayyip Erdoğan’ı aday gösterdiklerine göre acaba o sloganı nereye sakladılar? Belki de alışkanlık olarak söyleyenler olmuştur. Konuşmacıların arkasında çok gürültü vardı. Biz Televizyoncuların dış çekimlerde ‘Rabarba’ dediğimiz ne söylendiği anlaşılmayan kuru kalabalıktan çıkan seslere benziyordu.

Geçmiş MHP kongrelerini hatırladığım zaman, bugün çok organizasyon eksiklikleri olduğunu televizyondan bile anlaşılıyordu. Sunucu merkeze bağlanıyoruz diyor. Öbür sunucu ise ben paslıyacak mıyım Özlem’e diyor. Bunlar yayına çıkmaması gereken acemilikleriydi. Mesela sunucu sözü merkeze bırakıyor ama uzun bir süre merkezden ses ve görüntü gelmiyordu. Bunlar benim bir yayıncı gözüyle gördüğüm eksikliklerdi.

Mhp Samsun Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta; demokrasinin standartlarını yükseltmemiz lazım, Yeni kadrolarla MHP yoluna devam edecektir diyordu. Ama Usta’yı açıklanan listede göremedik. Diğerleri gibi Bahçeli’nin hışmına mı uğradı diye düşünmeden edemedim.

MHP 12. KURULTAYIN’DA TIRPAN YİYENLER;

Dokuzuncu kez genel başkanlığa seçilen Devlet Bahçeli’nin başkanlık divanında yer alan 4 kritik ismi listeye almaması dikkat çekti.

Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin; Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, 75 kişilik Merkez Yönetim Kurulu listesinde yer almadığı görüldü.

Devlet Bahçeli’ye yaptıkları yağlar ve attıkları taklalar demek ki yeterli gelmemiş olmalı ki tırpan yediler. Bak Semih Yalçın’a. Her ne kadar içkiyi fazla kaçırınca yalpalasa da, dili dolaşsa da, dalkavuklukta ve yağcılıkta demek ki başı çekiyor olmalı. Bak yine listenin ilk sırasında yerini almış.Helal olsun sana Semih efendi. Bu başarının üzerine akşam bir güzel fondip yapmayı hak ettin hani..!

Neye üzülüyorum sevgili okuyucularım ve de Ülküdaşlarım. MHP’yi bu kadar aciz duruma düşüren Balgat işgalcilerine hala bel bağlayan Ülküdaşlarıma üzülüyorum. Bu arkadaşlar beklide alışkanlıktan olacak veya bir beklentileri vardır diye düşünüyorum. MHP’yi yerin dibine sokmuşlar, Saraya kapıkulu yapmışlar. Saraya bahçevan olmuşlar hala bu gerçeği göremiyorsanız benim başka diyecek sözüm kalmıyor. Sayın Devlet Bahçeli Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’ye karşı Ülkücüleri yıllardır kışkırttı, düşman etti. Şimdi gitti onun yamaklığına talip oldu. Peki o ettiğin küfürleri, kavgada bile söylenmeyecek o galiz sözleri nereye koydunuz? Dahası RTE’nin size karşı söylediği en ağır hakaretleri nereye koydunuz? Bizim gerçek ülkücüler olarak bu kadarını bizim midemiz kaldırmıyor. Eğer sizin mideniz o kadar genişse ve kaldırıyorsa buyurun tepe tepe kullanın. Ben Ülkücüyüm. Ben artık partilere inancımı yitirdim. NOKTA