Zihniyet:

Sene 1975, lise öğrencisi olarak Diyarbakır’ın bir köyünde nüfus sayımındayım. Köyün sahibi(!) Milletvekili de olan bir ağa. Ağanın adamı, “maraba kısmını saymayı boş ver konağa gidelim, ben söylerim sen yazarsın” demişti ama serde idealistlik(!) var, kabullenmemiştim.

Merkezdeki görevlinin, “bazı evlerinde 20’den fazla insan olan köye bir kişi görevlendirilir mi” soruma verdiği “kendini yormasaydın, ağanın adamları yazdırırdı” cevabına şaşırmamıştım.

Ağanın adamıyla devletin memuru aynı çözümü önermişti. Bölgede doğan, büyüyen birsi olarak biliyorum bu zihniyeti. Ne acılara, çelişkilere, ihanetlere ve hıyanetlere şahit olmuştuk oralarda.

Ağa çocukları çoğunlukla sosyalist, bir kısmı komünist ve bir kısmı da Kürtçü komünistti. Ağanın ezdiği Kürt maraba bir yanda, ağababasının parasını şımarıkça ezen, Kürtlerin ezilme edebiyatını yapan gençler öte yanda…

Gerçeğimiz budur. Tıpkı bizim memlekette Kafkaslardan, faşist Stalin tarafından sürgün yemiş, kıyıma uğramış atalarının acısını unutan Türklerden komünistliği, hatta Sosyal-Kürtçülüğü destekleyenler olduğu gibi…

Tıynet:

HDP’nin kapatılması yeniden gündeme gelince bazılarının biyografilerini okudum, videolarını izledim. Yanılmadığımı gördüm. Bir kısmı Kürt kökenli bile değil. Önünü, arkasını, gelecek planlarını bildiğim ayrılıkçı hareketteki bu tespite de şaşırmadım.

Gidişata bakılırsa gelecekte HDP kapatılmasa bile öncülüğünü kaybedecek. Gerek dış egemenler gerekse iç dinamikler yeni adres arayışında.

Meclisin açılışında istiklal marşımıza dahi saygı göstermeyen ama siyasi parti(!) olarak devletin imkanlarından ağalar gibi faydalanan HDP de yoldaşları terör örgütü PKK da miadını doldurdu gibi. Konjonktüre uygun başkaları monte edilecek, hatta edilmeye başlanmış olabilir bile.

Yeni beyaz sayfa diyecekler. PKK en çok kimi öldürdü? Kürt vatandaşlarımızı. “Bebek Katili” unvanını bir Kürt ananın doğurduğu sabiyi katlederek aldılar. Şehit ettikleri askerimizin, polisimizin, memurumuzun acısının dinmeyeceğini birileri de biliyor.

Niyet:

Şimdiye kadar kurulan-kapanan ayrılıkçı parti sayısı iki elin parmaklarını çoktan geçti, alfabede harf kalmadı. Bırakalım siyasi partiyi, terör örgütü sayısı bile yığınla.

Bilinçli veya kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesenlere kulak asmamak gerekse de bir zamanlar Deniz Baykal’ın sağ(!) kolu, “damarımı kesseniz CHP akar” safhasından iktidar partisinde Ağrı Belediye Başkanlığına kurulan Savcı Sayan demişti ki, “…HDP’ye karşı Cumhur İttifakı’nı destekleyen yeni bir parti kurulacak…”

Çok geçmeden Diyarbakır’da Kürt Demokrat Partisi (KDP) kuruldu. KDP Genel Başkanı Reşit Akıncı, Barzani’nin Rudaw TV’sine verdiği demeçte, “Biz ölümsüz lider Mele Mustafa Barzani’nin izindeyiz, ulusal çizgisindeyiz” diyerek konumunu tescilledi.

Komünist Rusya’ya sığınan bilahare gittiği kapitalist ABD’de vefat eden Molla Mustafa Barzani’nin oğlu Kuzey Irak’taki Bölgesel Yönetimin Başkanı Mesut Barzani’nin dünya ülkelerinin çoğu tarafından resmen muhatap alındığı malumdur.

Özellikle Suriye’deki gelişmeler -ki devletimiz tarafından yakından takip edilmektedir-, tarih boyunca yurdumuzda oynanan ve oynanacak oyunların seyrini doğrudan etkileyecektir. Unutmayalım Türkiye İmparatorluk devamı bir ülkedir. Ve hele barındırdığı milyonlarca mülteciden her türlü operasyona açık, sokaklarımızı avuçlarının içi gibi bilen yeterince insan devşirmek birileri için zor olmasa gerek.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun yerel ve küresel ağalara kanmadan zihniyetiyle, tıynetiyle ve niyetiyle Türkiye Çınarında birlik arayanlara.