2011 Yılında ilk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi ‘Çılgın Proje’ diye açıkladığı ‘Kanal İstanbul’ ismini duymuştuk. Bu proje aslında yeni değil. Çok eskilere dayanan bir geçmişi var.

Osmanlı döneminde 4 Padişah tarafından ayrı ayrı tarihlerde İstanbul’a boğazın yanında ikinci bir kanal açmayı düşünmüşler. Ancak o zamanın şartları buna müsait olmadığı için sadece proje ve düşünce aşamasında kalmıştır. Daha yeni sayılabilecek bir tarihte zamanın DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit seçim öncesi gündeme getirilmiş. Ancak konunun uzmanları ve yine konu ile ilgisi olan kamu kurum ve kuruluşlarının verdikleri olumsuz raporlar sonucu projeden vazgeçilmiştir.

Halen CHP İstanbul Milletvekili olan Erdoğan Toprak, Bülent Ecevit'in DSP Genel Başkanı olduğu dönemde Kanal İstanbul Projesi'nden neden vazgeçtiğini açıkladı.

“Kanal İstanbul 1994’te Ecevit’in yerel seçimlerinde bir projesiydi. Ve o zaman İstanbul’da seçimlerden sorumlu kişi de bendim. Ama tarihi bir olayı burada düzeltmemiz lazım. O zamanlar bize akademisyenler, bilim insanları geldiler. Dediler ki 'Bu kanalın verimliliği yok, Montrö tartışmaya açılacak. Bu kanalı siz gündemde tutarsanız Türkiye'nin başına böyle sorunlar gelir' deyip, Sayın Ecevit’le birkaç toplantı yapıldı."

Erdoğan Toprak devamla;

'PROJEYİ HEMEN GERİ ÇEKTİ'

"Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın. Ve Sayın Ecevit o günden sonra kampanya sunumunu yaptıktan sonra projeyi geri çekti. Bunu da TRT elinizde tüm basın elinizde oradan bakabilirsiniz. Bunu o zaman görüp Ecevit’in devlet adamı olarak geri çekilmesini sizler de yapabilirsiniz. Bu verimsiz, bu Türkiye’nin başına bela olacak, Montrö’yü tartışmaya açacak, bu hayali projeden vazgeçmenizi diliyorum”

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu projeyi sanki kendisi ilk defa gündeme getirmiş gibi bir algı operasyonu yaptı. Bunu da bir anlamda başardı sayılır. Erdoğan bu projeyi 27 Nisan 2011 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde bir basın toplantısı ile açıklamıştı.

Kanal İstanbul Projesi 9 yıldır rafta bekletildikten sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesini CHP’ye kaptıran Ak Partililer tarafından tekrar ısıtıp önümüze koydular.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Biz bu şehire (İstanbul’a) ihanet ettik. Hala ihanet etmeye de devam ediyoruz’ itirafına rağmen ihanet projelerine devam etmesi akıl tutulması olarak ifade edilmektedir. Nedir bu telaş? Çevre ve Şehircilik Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve son olarak ta Cumhurbaşkanı bu projenin en kısa zamanda başlatılacağını, kazmayı vuracaklarını açıkladılar.

Kanal İstanbul’un su kaynaklarını kurutacağını, Boğazlar anlaşması olarak tarihe geçen Montrö Boğazlar Antlaşması’na da zarar vereceği değişik uzmanlar tarafından dile getirilmesine rağmen. Hatta son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından bu projenin İstanbul’a hizmet değil cinayet olacağını söylemesine rağmen, Ak Parti yetkilileri tarafından aksine bir an önce başlayacakları yönünde açıklamalar yapılmaktadır. Çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşları tarafından Kanal İstanbul projesinin çok yanlış olacağı açıklanmasına rağmen, hatta bu konuda DSİ Genel Müdürlüğü’nün olumsuz olarak hazırladığı ve gizlenen bir rapordan da söz edilmektedir. Konu ilgili kurum ve kuruluşlarca tartışmaya açılmadan başlatılmak isteniyor. Bu acele neyin nesi? Bu telaş, bu panik neyin nesi? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?

Ak Parti toplum nezdinde kaybettiği prestijini belki bu ve benzeri projelerle tekrar kazanabilir miyiz gibi bir algı peşinde olduğunu görüyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kaybeden Türkiye’yi kaybetmiş sayılır diyen sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’u kaybetmenin acısını bir şekilde CHP yönetiminden ve dolayısı ile Ekrem İmamoğlu’ndan çıkarmanın yollarını aramaktadır.

Atasözümüzde ne diyordu? “KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI ASLA UNUTMAZ!”

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE