Dün (04.06.2020) Hürriyet gazetesi manşetten hafta sonu sokağa çıkma yasağı yok diye verdi. Bunu da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ınn açıklamaları nedeniyle yaptı. Gazetenin yayınlarında bir yanlışlık yoktu. Bu yeni dönemde kimin eli kimin cebinde belli değil..!

Ancak akşam saatlerinde bir de baktık ki Sağlık Bakanı ve Sağlık Kurulu devre dışı bırakılmış ve İçişleri Bakanlığı genelgesi ile 15 ilimizde bu gece yani 05.06.2020 saat 24:00’ten itibaren hafta sonu sokağa çıkma yasağı konulduğu açıklandı.

Ancak günün ilerleyen saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanı bir genelge daha yayınlayarak yasağın kaldırıldığını ilan etti.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanının teklifi ve İçişleri Bakanlığı genelgesi ile 15 ilde sokağa çıkma yasağı koymuştuk. Ancak yanlış anlamalara sebep olacağı için (Şahsım…!) sokağa çıkma yasağını kaldırdım diye ifade etti.

Anlaşılan o ki, bir gün önce Sağlık Bakanı’nın sokağa çıkma yasağı yok açıklaması üzerine Hürriyet Gazetesinin manşete çekmesi, Sağlık Bakanı ve Sağlık kurulunun devre dışı bırakıldığı gibi bir durum ortaya çıktı. Sosyal medya ve kamuoyundaki oluşan tepki nedeniyle Cumhurbaşkanı geri adım atmak zorunda kaldı.

İktidara ve yandaşlarına göre, yeni getirilmeye çalışılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde her şey uyumlu gidiyordu. Herşey süt limandı. Ama kazın ayağı öyle olmadığı ve muhalefetin dillendirdiği gibi TBMM devre dışı, Milletvekillerinin zaten bir fonksiyonu kalmamıştı. Birde mevcut bakanlarında yetkilerinin olmadığını gördük. Bu yapılan ‘Tek Adam Rejimi’ne en büyük örnek olarak ortadadır.

Coronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’nin acil birçok konusunun üstünün örtüldüğünü görüyoruz. Suriye sınırında neler oluyor? ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlar ne kadar uygulanıyor? Kısaca Suriye konusunun üzeri adeta örtüldü. Arada bir şehit haberleri basına sızıyor o kadar.

Yine bir de S-400 konusu vardı. Kaynadı gitti. Alây-ı valâ ile Türkiye’ye getirilen S-400 hava savunma sistemi Nisan 2020’de devreye alınacaktı. Sayın Cumhurbaşkanı açıklamıştı. Ne oldu? Bir NATO ülkesi olan ülkemiz hiç gerek yokken iki bloku birbirine düşürdü ve Türkiye bir arada bir derede kaldı. S-400’ler Türkiye’ye getirilmeye başladığı günlerde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir açıklama yapmıştı. “Bu S-400’ler sadece şov için alınıyor. Asla aktif hale getirilmeyecek ve hangarlarda çürümeye terkedilecektir” diye açıklama yapmıştı. Meral Akşener deneyimli bir siyasetçidir. Ne söylediğini ve nereye varacağını hesap eden bir siyasetçidir. Bu sözü laf olsun diye söylememiştir.

Öte yandan bu salgın nedeniyle Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın üzeri örtülmek isteniyor. Türkiye zaten iktidarın yanlış politikaları nedeniyle ekonomide dar boğaza girmişti. Pandemi dönemi de olayın tuzu biberi oldu. Ancak iktidar ekonomik konuların konuşulmasını istemiyor. Gündem değiştirmek için ‘Cambaza Bak’ politikası uygulanıyor. Ortada hiç yokken bir neredeyse bir aydan beri bir darbe hayaletiyle günler geçirildi. Darbe konusu bitmek veya etkisini kaybetmek üzere iken bu defa parlamentoda 3 milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesi gündeme bomba gibi düştü. Önemli olan ekonomik konular konuşulmasın. Vatandaşın yaşadığı ekonomik sıkıntılar basında yer almasın ve konuşulmasın isteniyor. TBMM’de genel teamül odur ki bu şekilde ceza alan bir milletvekilinin vekilliği düşürülmesi konusu dönem sonuna bırakılırdı. Ancak 2 yıldır raflarda tutulan 3 milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesi gündemi değiştirmek maksadının dışında başka bir anlam taşımıyor.

Şimdi tüm basın ve yayın organları uzun bir süre bu konu ile meşgul olacak. Açıkoturumlar ve tartışma programları hep bu kurgu üzerine devam edecek.

Başka bir konu varki milyonları ilgilendiriyor. Ama onun da üzeri örtülüyor ve kimsenin de müdahale şansı yok. TÜİK aylık enflasyon rakamlarını açıklıyor. İktidar memur ve memur emeklileri için 2020 yılı zammı olarak 4+4 olarak açıklamıştı. Mayıs Ayı enflasyon oranı 3 Haziran’da açıklandı. Mayıs ayı içinde güya enflasyon 0.57 olarak çıkmış. Allah aşkına merak ediyorum bu rakama hangi vatandaşımız inandı. Çarşı Pazar yangın yerine dönmüş, kilo ile alımlar yarım veya daha düşük gramlarla alınır hale gelmiş. Buna rağmen TÜİK 0.57 enflasyon oranı açıklıyor. TÜİK rakamlarla oynamayı çok sever. Bilirim. Çünkü benim 1975 yılında ilk memuriyete başladığım kurumdur. O nedenle TÜİK’de yapılan hesaplamalar biraz el yordamıyla yapılmaktadır. Daha kötüsü TÜİK’in açıkladığı rakamlara itiraz etme şansınız yok. Hatalı veya kasıtlı yapılan açıklamalar karşısında TÜİK’e karşı herhangi bir müeyyide makamı da yok. TÜİK’in açıkladığı rakamlara ister uyarsınız ister uymazsınız. Tam anlamıyla ben yaptım oldu politikası izlenmektedir. Olay budur.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE