Yazımıza klasik bir cümle ile başlayalım. “Deprem Öldürmez, Bina Öldürür, İhmal Öldürür”

Yer bilimcilerin söylediklerine göre, deprem bir tabii olaydır. Deprem er veya geç olacaktır. Hele de Türkiye gibi 1. Derece deprem kuşağı üzerinde yaşıyorsanız. Depremden asla kaçamazsınız.

Depremden kaçma şansımız olmadığına göre, yapmamız gereken depreme karşı dayanıklı, teknolojinin araç ve gereçlerinden temin etmek ve teknolojinin nimetlerinden faydalanmaktır.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi eski başkanı yer bilimleri uzmanı Prof.Dr. Naci Görür, ülkeyi yönetenlere bir teklifte bulunuyor. Marmara’nın tabanına sabit bir gözlem istasyonu kurulmasını istiyor. Ancak bu teklifi TÜBİTAK ve DPT reddediyor. Depremin ne zaman olacağını kimse bilemez ama en azından tahmin edilerek, depreme karşı önlemler alınabilir.

Japonya adeta bir deprem ülkesi. Japonya’da sürekli depremler olur, ama en şiddetli depremlerde bile hafif kayıplarla atlatılır. Neden? Çünkü yıllar öncesinden depreme karşı her türlü önlemlerini almış. Binalarını depreme dayanıklı şekilde yapmış. Ama biz ne yapıyoruz? Sadece laf üretiyoruz.

17 Ağustos depreminin üzerinden tam 20 yıl geçmiş, bugüne kadar bir arpa boyu yol almamışız. Dahası İstanbul özeli için söylüyorum. Deprem toplanma alanlarına AVM’ler ve dev beton yığınları yükselmiş durumda. Devlet erkanı hala çıkıp televizyonlara 10 binlerce toplanma alanı var diyebiliyorlar.

17 Ağustos Depreminden sonra geçici olarak deprem Fonu konulmuştu. Ne oldu biliyor musunuz sevgili okuyucularım. Deprem vergisi ve Fonu kalıcı hale getirildi. Üstelik bugüne kadar bu fonda ne kadar para birikti hiç kimse bilmiyor. Dahası bu fonda biriken paralar nerelerde harcandığını bilen de yok.

20 yıldır konuşulan gelmesi muhtemel Marmara depreminin bir nevi işaretini veren geçtiğimiz iki gün içinde İstanbul ve Marmara çevresinde depremler oluşuyor. Sayısız artçıları da cabası. Bir daha gördük ki 20 yılda yani 1999’dan beri daha da geriye gitmişiz. Dünkü İstanbul’da meydana gelen 5.8’lik depremden sonra tüm GSM operatörleri off durumuna geçti. Sadece WhatsApp ayakta kalmıştı. Bir ara WhatsApp’ında çöktüğü söylendi ama kısa süre içinde kendisini toparladı. Deprem anlarında iletişim çok ama çok önemli. Teknolojinin geldiği bu son noktada, deprem anında çökmeyen iletişim sistemleri geliştirilemez mi? İstersen bal gibi yapılır. İstemezsen 20 yıldır havanda su dövdüğümüz gibi iletişimde de gelişmiş ülkelere göre nal toplamaya devam ederiz. Depreme karşı senin hava savunma sistemlerinin, yani S-400’lerin veya Patriot’larının hiçbir hükmü yoktur. Havaya baktığınız kadar biraz da bastığınız toprağa bakmanız gerekiyor.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Depreme karşı önlem alan ülkelerden teknoloji transferi ve bilgi birikiminden faydalanılabilir. Gurur yapmaya gerek yok. Gidersin adamlar nasıl bir bina yapmışlar. Nasıl bir teknoloji geliştirmişler? Aynısını sende gel ülkene yap veya kur. Çok mu zor? Yapmak istemeyene bahane çok.

Yazımızı ilk söylediğimiz sözle bitirelim. “Deprem Öldürmez, İhmal Öldürür”

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE