Bu gün kısmen cami olarak kısmen de müze olarak kullanılan Ayasofya camiye dönüştürülerek ibadete açıldı.

Bu durum üç tip insanı ilgilendiriyor

1- Samimi olarak İslam dinine inanan ve Ayasofya’nın camiye çevrilmesini Hristiyanlığa karşı bir zafer olarak görenler.

Onlar saygı duyulacak insanlardır öyle inanıyorlar ve inandıkları gibi davranıyorlar .

2- Ayasofya’nın ibadete açılmasından siyasi menfaat peşinde olan bir dini mabedi kendi siyasetlerine alet olarak kullanıp sömüren ve sömürecek olanlar (tıpkı yıllarca başörtüsünü kullandıkları gibi) onlar siyaset bezirganlarıdır değil saygıyı hak etmeyi ancak sahtekarlıktan ve halkı aldatmaktan yargılanmayı hakkediyorlar.

3- Bir dini binanın bağımsızlığımızın göstergesi olamayacağına bağımsızlığımızın göstergesinin ancak yüksek teknolojili silahlara hukuk üstünlüğüne gerçek bir demokrasiye üretken bir ekonomiye bağlı olduğuna inanan ülkeyi yöneten iktidarın dini bir ihtilaflı konuyu 18 yıllık iktidarından sonra 18 inci yılında gündeme getirmesi ve uygulamaya koymasını sadece gündem değiştirmek için olduğuna inanan

Bir pagan inanışı mabedi olarak yapılıp Hristiyanlarca kiliseye çevrilip Müslümanlar tarafından da camiye çevrilen Ayasofya’nın daha büyük daha sanatsal ve mimari değeri olan dünyanın gıpta ile bakacağı bir yeni yapının yapılması ve Ayasofya’nın aslına dönüştürülmesi gerektiğine inananlar.

Herkes bu guruplardan hangisine yakın olduğuna bakabilir.

Bu günkü Ayasofya’nın ibadete açılması enteresan görüntülere sahne oldu.

Virüs salgını sonrası Beştepe Cumhurbaşkanlığı sarayında gördüğümüz “vip” cuma namazını bu gün yeniden Ayasofya’da gördük.

Davetiye ile namaza ilk defa şahit oluyoruz ki bu durum İslam’da “Allahın evinde herkes eşittir” ilkesine aykırıdır.

Diğeri artık bir din insanı kişiliğinden siyasetin emrinde bir yancı görüntüsü veren diyanet işleri başkanının cuma hutbesinin dışına çıkarak “vakıf malı dokunulmazdır dokunanı yakar , vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” sözleri oldu

Bu sözlerde Ayasofya’yı müze yapan Atatürk’e hakaret etme isteği var.

Atatürk Montrö ve ikinci dünya savaşı öncesi bir siyasi kararla önemli bir çok kazanım elde etmiş (Boğazların devletimiz tarafından kullanılma hakkı, Hatay’ın anavatana kazandırılması gibi) tapu senedine de “camii” olarak kaydettirmiş.

Şimdi Ayasofya’yı ibadete açanlar milletimize Atatürk’ün kazandırdıklarının yüze birini kazandırıp ortaya getirsin söyleyecek hiç bir sözümüz olmaz.

Bir binaya halı serip 3 imam 3 de müezzin atamayla dünyaya meydan okumak mı olurmuş?

S 400’lerimi ürettin F 21’lerimi ürettin yoksa Doğu Akdeniz’de bir petrol ve doğalgaz yatağı buldun da millete bir zenginlik mi sağladın? Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü mü bitirdin, Irak’ın kuzeyinde bir özerk Türkmen devletimi kurdun?

Bir şarkı vardı “Uyu yavrum ninni”