Lafı tam da ortasından söylemek durumundayım. Lafı eğip bükmeye gerekte yoktur. Siyasetçi bin düşünüp bir söylemesi gerekiyor. Öyle diline geldiği gibi konuşmamalıdır. Kızgın dahi olsa hırsına ve sinirine hakim olmak durumundadır. Ulu orta konuşmanın sonucunu Lütfü Türkkan olayında gördük ve yaşadık.

Lütfü Türkkan öfkesine yenik düşmüştür. Her siyasetçinin öfke kontrolünü iyi ayarlaması lazımdır. Lütfü Türkkan, yanlış yapmıştır. Bunda hepimiz mutabıkız. Ancak, Lütfü Türkkan sadece İyi Parti’li olduğu için linçe maruz kalmıştır. Eğer öyle olmasaydı şehit veya şehit yakınlarına yapılan muamele ilk defa olmadı. Geçmişte buna benzer birçok olay yaşandı ve hepsinin de üstü örtüldü veya görmezden gelindi.

Örnek mi istediniz?

1-Başta Sayın Cumhurbaşkanımız şehitlerimiz için “KELLE” demişti. Ne siyasi linçe maruz kaldı ne de hukuki bir soruşturma geçirdi.

2-Şehit kardeşi Yarbay Mehmet Alkan, kardeşinin cenazesinde o acı içinde iktidara karşı bir takım serzenişlerde bulunmuştu. Ama şehit kardeşinin sözlerine karşı hakkında soruşturma açıldı. 15 Temmuz sonrası da “FETÖ” çuvalına ismi konularak KHK ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi. Yargılandı ve beraat etti. (Şehide saygı bu mu olmalıydı)

3-2012 yılında şehitlerin peş peşe geldiği dönemde hem de iktidarın çözüm süreci dediği aslında yıkım süreci olan o dönemde; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP'nin TBMM'nin toplanmasına yönelik çalışmalarını eleştirirken, ''Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis'i toplamayız'' ifadesini kullandı. (Şehitlere saygı bu mudur?)

4- 1993 yılında Van Başkale’de oğlu Namık Ayhan Akbaba’yı şehit veren Pakize Akbaba, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan 4 yılla yargılanıyor. Şehit annesi Pakize Akbaba diyorki; Madem şehitleri baş tacı yapıyordunuz beni neden 4 yılla yargılıyorsunuz? Ama küfreden İyi Parti’li Lütfü Türkkan’a karşı çıktığım için el üstü, baş tacı ediyorsunuz, öbür yandan şehitleri yerle bir edeceksiniz . Bu ikiyüzlülük neden?

Pakize Akbaba’nın yargılanmasına neden olan konuşmasında ne demişti bir hatırlayalım: "Her şeyi ayırdınız. Şehit Ailelerini de ayırdınız. Sizden olana sahip çıkıp sizden olmayanı ezdiniz. Ben Şehit Annesi değil miydim? Bana neler ettiniz hakkım size haram olsun!

(Şehitlere veya şehit annesine yapılan bu muamele neyin nesidir.?)

Ak Parti Kayseri eski Milletvekili Prof.Dr. Pelin Gündeş, bu konuda Twitter hesabından bakın ne diyordu? : Şimdiye kadar şehit annesi Pakize Ana’ya ne hakaretler ne eziyetler yapıldı, kalkıp tek söz etmeyenler şimdi @iyiparti’ye yükleniyor. Olayın bir provokasyon olduğu çok açıktır. Cumhur ittifakı @iyiparti’yi dizayn etmek istiyor. Resimde bot hesaplardan yapılan çalışmalar görülüyor.

5- 2006 yılında bir kısım tesisin açılış konuşmasında; Başbakan Erdoğan, kendisine "Artık şehit cenazesi istemiyoruz" diye bağıran vatandaşlara "Askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil" diye cevap vermişti.

(Bunun anlamı tabiî ki şehit olacaklar, askerlik bunun için vardır demeye getirmişti)

6- Ben bu yazıyı yazarken televizyonda bir haber geçiyordu. Haberde;Ordu’nun Gürgentepe İlçesi Belediye Başkanı şehit yakınlarına hakaretler yağdırıyordu.

Haberin özeti ise şöyle: Ordu’nun Gürgentepe ilçesinin AKP'li Belediye Başkanı Yaşar Şahin, belediye işçilerine sendikadan istifa etmeleri yönünde baskı yaptı. Ardından Şahin, sendikadan istifa etmeyen şehit yakını ve belediye işçisi olan Sevinç Karaca'ya ise hakaret ederek belediyeden kovdu.

AKP'li Şahin'in Sevinç Karaca'ya yaptığı hakaretlerin görüntüleri de mahkeme dosyasına girdi. Şahin, şehit yakını Karaca'ya, "Ben dediğimi yaptırmazsam yaşatmam", "alçak", "terbiyesiz", "ulan" şeklinde hakaretlerde bulunuyor.

(Şehide veya şehit yakınına saygı bumudur?)

Gel gelelim Lütfü Türkkan olayına. Bunu İyi Parti’de hiç kimsenin savunduğunu veya tasvip ettiğini ben şahsen tahmin etmiyorum.

Bu olayın öncesinde söz konusu şehit yakınının İyi Parti Lideri Meral Akşener’e en galiz hakaretleri sosyal medya hesabından yaptığını ve aynı hakaretleri Akşener’in Bingöl ziyaretinde de tekrarladığını neden görmezden geliyorsunuz.

Bu konuda linç girişimine girenlerin aynı hassasiyeti yukarıda yazdığım olaylarda da göstermelerini beklerdik. Ama buradaki olay sadece yükselmeye başlayan “İYİ PARTİ’nin” önünü kesme çalışmasıdır. Tek gayeleri budur.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE