Konsolidasyon, İngilizce kökenli kelime birleştirme anlamına gelir. Tıpta, ticarette ve siyasette kullanılır siyasette kullanımı belirli bir insan topluluğunu bir görüş etrafında birleştirmektir.

Manipülasyon, başkalarının algılarını, fikirlerini ve davranışlarını ona hissettirmeden çeşitli taktiklerle aldatma yolu ile değiştirmeyi amaçlayan sosyal bir etkidir. Manipülasyon yapan kişinin menfaati doğrultusunda sömürücü kurnaz ve aldatıcı bir etki yaratır manipülasyon, politika, sosyal yaşam ve iş hayatında ( özellikle borsa ve döviz piyasaları) sıkça başvurulan bir yöntemdir.

Öncelikle derdimizi İngilizce kökenli kelimelerle anlatmaya çalışmamız geldiğimiz çok kötü durumu izah ediyor ama Türkçemiz konusu ayrıca ele alınması üzerinde durulması gereken bir konudur.

Ülkemiz siyasal yaşamında insanların sürü haline getirilip yönlendirildiği bir gerçektir.

1950’li yılların Sovyetler Birliği tehdidi sanki ülkemizin Sovyetler Birliği tarafından işgal edileceği manipülasyonu ile “komünizm” in karşısında toplumumuzun konsolide edildiğini görüyoruz, halbuki bu konsolide manipülasyonlarının hemen hemen tamamının bir ABD ( CİA) kurgusu olduğu sonraları ortaya çıkıyor ( FETÖ’nün başı Fetullah Gülen 1964’de Erzurum Komünizmle Mücadele Derneği kurucusudur, İlim Yayma Cemiyeti’nin ABD bağlantıları için Murat Ağırel’in Sarmal kitabı tavsiye edilir)

1960 ‘lı yılların sonlarında 70’li yıllarda ülkemiz gençliğinin sokaklarda birbirini vurduğu ülkenin hemen her yerini bir siyasal görüşün kurtarılmış bölgelerine dönüştürüldüğü, kahredici katliamların yaşandığı “sosyalizm ve milliyetçi” konsolidasyonu için toplumun manipüle edildiğini yaşadık sonuçta gene manipülasyonların kaynağının ABD’nin Sovyetleri kuşatmak için kurguladığı” yeşil kuşak projesi”nin gereği olarak yapıldığı ve hizmetin emperyalizme olduğu görüldü.

1990’lı yıllarda ülkemizdeki İslamcı akımların konsolide edilmesi için yıllarca süren halen de sürmekte olan “başörtüsü” manipülasyonu yapıldı, yapılıyor.

Bir kişinin başının örtülüp örtülmeyeceğine o kişinin kendisinin karar vermesi kadar çağdaş bir düşünce olabilir mi?

Bir insanın başını örtmesine veya açmasına kim neden karışacakmış?

Kamusal alanda bir hanımefendinin başını örtmek istemesi “kamuda kılık kıyafet kanunu” ile ilgili bir konudur.

Yıllardır başörtüsü üzerinden siyaset yapanlar hatta ülkemizi 20 yıldır yönetmelerine sebep olan iktidarlarının önemli sebeplerinden biri olan “kamuda kılık kıyafet” kanununda bir değişiklik teklifi verilmedi.

Verilmeyecekte.

Çünkü başörtüsü üzerinden siyaset hala toplumu konsolide etmek için manipüle etmeye yarayan bir manivela olarak kullanılmaya müsait olarak bir kenarda duruyor.

Zaman zaman sırası veya rakiplerden (Fikri Sağlar’ın konuşması gibi) muz orta geldiğinde kullanılacak argümanlardan biri olarak müracaat edilmeyi bekliyor.

Hâlbuki bir kanun veya bir a4 kâğıdına yazılacak kararname ile başörtüsü veya diğer bir kıyafet meselesi ülkemizde bir daha açılmamak üzere kapanacak bir konu iken, yapmıyorlar.

Ne bir kanun teklifi nede bir kararname çıkarmıyorlar.

Çünkü başörtüsü meselesi daha çok ekmek verecek gibi görünüyor.

HDP meselesi de bir konsolidasyon amacı ile manipülasyon olarak kullanılmaktadır.

Bir siyasi partinin kapatılmasının şartları bellidir.

-Mecliste gurubu olan bir parti anayasa mahkemesine müracaat eder.

-110 milletvekili bir teklifle anayasa mahkemesine müracaat eder.

-Yargıtay cumhuriyet başsavcısı anayasa mahkemesine müracaat eder.

Bir müracaat yok.

Olmayacakta.

Çünkü kullanılmaya üzerinde siyaset üretmeye sömürülmeye çok açık bir durum.

Başörtüsü meselesinde toplumumuzun dini duyguları HDP meselesinde toplumumuzun milli duyguları konsolidasyon için manipüle ediliyor.

Yani toplum sömürülüyor.

Toplum olarak siyasi zübüklere prim verdiğimiz müddetçe bu konuları çok geviş getiririz.

Siyasetçilerden Uzay Bilimleri, Robot Hizmetleri, Dron Arabala, İletişim Kolaylıkları, Nano Teknolojik Ürünlerin toplum hayatına entegresi, kişi özgürlük alanlarının genişletilmesi gibi konuların konuşulmasını bekliyoruz.