Davutoğlu eski partisi AKP’ye ve Sn. Erdoğan’a açıktan rest çekti ve yenilir-yutulur olmayan cinsinden de suçlamalar yaptı.

En önemli suçlaması da, “AKP ve Erdoğan’ın Türkiye’nin sorunlarını çözemeyeceği” iddiasıdır.

Ahmet Davutoğlu, AKP’nin ciğeridir, AKP’nin hafızasıdır.

Sn. Erdoğan’a danışmanlık yapmıştır, Dışişleri Bakanlığı yapmıştır, AKP Genel Başkanlığını yürütmüş ve AKP tarihinin en yüksek (% 49) oyunu almış daha da önemlisi BAŞBAKANLIK yapmış bir isimdir.

Yani öyle sıradan bir muhalif siyasetçi değildir ki, söylediklerini kale almayalım

Ne diyor A. Davutoğlu, “AKP kuruluş felsefesinden ve ilkelerinden uzaklaştı, istişareye önem vermeyen, bir kişinin dediği olan bir kuruma dönüşmüştür.”

Bu tespit çok doğrudur, AKP Mv. M. Metiner de bir ara, “AKP Sn. Erdoğan’ın partisidir.” Demişti.

AKP oldukça rahatsızdır, AKP’nin içi hiç olmadığı kadar kaynamakta. Partide birlik dağılmış, partinin kuruluşunda görev almış pek çok isim, “Partiye söz dinletemiyoruz, dediklerimiz ya dinlenmiyor ya da dinlense de dikkate alınmıyor.” Dertlenmesindeler ve bunun tek sebebinin de Sn. Erdoğan’ın tutum ve danışına bağlamaktalar üstü kapalı olarak.

Davutoğlu, AKP’yi ve Erdoğan’ı çok iyi bilen ve tanıyan birisidir. Onun için Davutoğlu’nu hafife alan yanılır.

Şimdiden AKP’li kurmayların ve Sn. Erdoğan’ın zihnini fazlasıyla meşgul etmektedir.

“Ben AKP’yi kurtarmak istiyorum. Zira AKP kuruluş felsefesinden ve ideallerinden hızla uzaklaşmıştır. Yolsuzluklar ayyuka çıktı, yargı bağımsızlığından söz edilemez halde, yoksulluk hiç bu kadar olmamıştı.”

Soru şu; AKP bir idealler partisi miydi?

Davutoğlu bu yolda tek de değil. AKP’nin kuruluşunda görev almış, bakanlık yapmış pek çok AKP’li eski siyasetçiyle beraber. Bu hafife alınacak, görmezden gelinecek bir şey midir?

Bakmayın siz Sn. Erdoğan’ın, parti teşkilatlarına ve AKP tabanına olumlu mesajlar vermesine!..

Sn. Erdoğan, devlet işlerinden daha fazla AKP’deki erime ve ayrışmayı önlemeye daha çok zaman ayırmaktadır.

Bu tek olsa neyse, bir da Babacan faktörü var. Babacan kamuoyu önünden ziyade sessiz ve derinden çalışmaktadır ki, daha tehlikeli ve daha zararlı olacağa benzemekte.

Yani, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, demokrasiyi, yargıyı bitirmekle kalmadı AKP’yi ve Sn. Erdoğan’ı da derinden yıpratmıştır ki, bu ayrışmaların nedeni de tek adam sultasının kendini göstermesinedir.

Davutoğlu’na göre, AKP Türkiye’nin sorunlarını artık çözemez konumdadır.

Davutoğlu ne yapabilir? Sorusunun cevabını şimdiden vermek erkendir. Ama:

AKP ve Sn. Erdoğan’a hatırı sayılır bir kayıp vereceği de yadsınamaz bir gerçektir.